“Bilinçdışı dürtülerimizde/arzularımızda, yolumuza çıkanları, bizi gücendiren ve bize zarar verenleri her gün ve her saat başı ortadan kaldırırız. Sık sık şaka yollu öfkeyle ağzımızdan kaçan, "canı cehenneme” sözü, aslında bilinçdışımızda "onu ölüm alsın" anlamına gelen ciddi, güçlü bir ölüm dileği/öldürme arzusudur.”
Sayfa 39 - Can YayınlarıKitabı okudu
Ahmet Altan' a göre solcu öğrenci
Bu paragraf Sudaki İz' den alınmıştır. Sana söylemiştim bir gün bu kediyi yakalayacağımı, dedi cango. Bugün onu sağcılarla konuşurken gördüm, yurda dönünce yakaladım. Odama getirip yargıladım, suçunu kanıtlayıp ölüme mahkum ettim. Sana söylemiştim bu kedinin tekin olmadığını. Kukiyoto kahramanca ve Ekrem ağlayarak idama gidiyorlar, işte roman ve mesele budur. Sudaki iz' de, solcu Ekrem idama giderken lejyoner Kukiyoto kadar bile yüreklilik gösteremiyor. Ahmet Altan Türk solculuğundan NEFRET EDİYOR. Okuyucu notu: Deniz ve arkadaşlarının idama gidişinden belli ki epey rahatsızlık duymuş.
Sayfa 216Kitabı okudu
Reklam
_Küçük kılıbık adam. Korktuğun için bağırıyorsun. _Ben kim oluyorum ki kendi görüşüm olacakmış. reis ne derse o’dur. _Düşüncelerinin yanlış olup olmadığını sormadın kendine hiç? _20 yıllık olayları anımsayacak beynin yok, bu nedenle, iki bin yıl öncesinden aptalca dini sözlerini tekrar söylüyorsun. _Beni ahlaksızlıkla suçlarken doğrudan
dünyada ebediyen kalan yalnız iyiliktir, sen onu benden esirgiyorsun.
Oktay Moğollar'ın en yumuşak huylularından biri idi. Çok cömert idi. Bir gün bir acem takyesi getiren adama 100 baliş (100 bin dinar) verilmesini em- retti. "Sultan sarhoştur, ne dediğini bilmiyor." deyip emrinin uygulanmadığını anlayınca, subayı çağırıp: "Sen benim düşmanımsın, çünkü bu dünyada ebediyen kalan yalnız iyiliktir, sen onu benden esirgiyorsun." dedi. Bir gün yolu üstünde bir ihtiyara rastgelerek âdeti mucibince hâlini hatırını sordu. İhtiyar: "Bağdad'lıyım, evlendirilecek on kızım var; fakat fakirim." dedi. Oktay "Halifen sana niye para vermiyor?" diye sordu. İhtiyar: "Ne vakit Halife'ye derdimi anlattıysam bana 10 altın verdi. Bu 10 altın ise çabuk tükeniyor." dedi. Oktay ona gümüş bin baliş verilmesini emretti. İhtiyarın, bu parayı taşıyamayacağından, uzak yollarda ölürse bunun kızlarına varmayacağından bahsetmesi üzerine de, yanına 10 kadar Moğol muhafız katarak gönderdi. İhtiyar yolda ölünce de muhafızlar parayı kızlarına götürdü ve teslim ettiler.
Sayfa 487
Cömertliğin en büyük mirası ; Hz Muhammed sav
Hz peygamber son derece cömert ve eli açık idi elinde ne varsa verir ihtiyacı olduğu veya sevdiği halde başkasının kendisine tercih ederdi. vefat ettiğinde ailesinin yemek ihtiyacını karşılamak için aldığı birkaç sa'lık ( hububat ölçümünde kullanılan 3 kiloya yakın bir ölçü birimi) arpa karşılığında rehin verdiği zırhı bir Yahudi de
Yücesine çıktım seyran eyledim Güzeller içinde gördüm bir gelin Nesin Methedeyim böyle dilberin Başı İbrim İbrim telli bir gelin  Altıma serdi de ipekten halı Önüme koydu da kaymağı balı Seni gören yiğit neylesin malı Edepli erkanlı yollu bir gelin Her sabah her sabah müftüler okur Viran bahçelerde bülbüller şakır Ibrişim almış da halılar dokur Şal kuşaklı ince belli bir gelin Över Karacaoğlan sevdiğin över Altın saç-bağı da topuğun döver Ay ile bahsetmiş gün ile doğar Cennet-i alanın nuru bir gelin
Sayfa 102 - Halk kitabeviKitabı okudu
Reklam
944 öğeden 111 ile 120 arasındakiler gösteriliyor.