Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur
Daha imanlı, daha iyi kalpli, daha takvalı, daha günahsız ve daha müslüman olduğum anlamına gelmiyor bazı yakarışlarım. Ben yalnızca kalbime Allah’ı hatırlatmaya , hatalarımdan dönmeye, yine ve yine işlediğim günahlardan tövbe etmeye çabalıyorum. Allah kabul eder mi bilmem, ama ben ona gitmeye çabalıyorum. Bazen onunla konuşmaya bile utansam da mükemmel olmak için yaratılmadığımızı hatırlıyorum ve onun mükemmelliğinde huzur bulmaya çalışıyorum.
Ahlak
Mesele herkes yalansız konuşamıyor , sözünde duramıyor veya vefalı olamıyor Mavera. Ama hayata hep onlar gibi olmaktan kaçıyorum . Çünkü yalanla süslenmiş cümleler bana ilgi çekici gelmiyor aksine midemi bulandırıyor Mavera Bu yüzden sözünde duran yalansız konuşan vefalı ve merhametli olan kişileri hep kendime yakın hissetmişimdir. Öğretmen adayı Emine'nin kaleminden (: Güzel ahlaklı bireyler olmayı kendimize dert edinsek?
Biryolcu.
Biryolcu.
Reklam
“Aşk bu” dediler…
Yazmadım seni daha, Sevmeğe ayırdım tüm zamanları. Yazmaya bu yüzden vaktim olmadı. Ben düşünmeğe başlayınca seni Ki, bu bir önceki düşünmenin sonundan Çok öncedir, İnan ki, dağlar, taşlar, İnan ki, bulutlar, yağmur ve kar, Toprakla su ve gökyüzü, Güneş, ay ve yıldızlar, Onlar da benimle birlikte Ve onlar da benim kadar seni düşünürler. Benim kadar diyemem ama, Yemin ederim, onlar da seni özler. Hep dalgınım bu günlerde. Saati cezveye koyup yumurta tutuyorum. Bir gün takvime bakmasam yılı unutuyorum. Aklım başıma gelmiyor, Başıma çarpmadan dallar. Yolda yürürken dalıp, dalıp gidiyorum. “Nisana kaç var?” diyorum Saat sorarken. Hiç böyle olmamıştım. Bilenlere sordum, “Aşk bu” dediler…🤍 /
Yıldız Kenter
Yıldız Kenter
Yazmadım seni daha, Sevmeye ayırdım tüm zamanları, Yazmaya bu yüzden vaktim olmadı. Ben düşünmeye başlayınca seni -Ki bu bir önceki düşünmenin sonundan çok öncedir İnan ki dağlar, taşlar, inan ki bulutlar, yağmur ve kar Toprakla su ve gökyüzü, güneş ay ve yıldızlar Onlar da benimle birlikte Ve onlar da benim kadar seni düşünürler... Benim kadar diyemem ama Yemin ederim onlar da seni özler. Hep dalgınım bu günlerde Saati cezveye koyup yumurta tutuyorum, Bir gün takvime bakmasam yılı unutuyorum. Aklım başıma gelmiyor, başıma çarpmadan dallar Yolda yürürken dalıp dalıp gidiyorum. Nisan’a kaç var diyorum saati sorarken. Hiç böyle olmamıştım. Bilenlere sordum; ‘aşk bu’ dediler!
Yollar sensiz yarını bekler Yürek sensiz hasreti yükler Bu can sensiz baharı neyler? Şehir sessiz, sokak sensiz Ey gülüm, hayatın tadı yok sensiz Tadı yok sevdamın, adı yok sensiz Baharı severim, özlerim ama Güllerin kokusu gelmiyor sensiz Günler geçmez sen gidince Yürek sızlar inceden ince Ölüm ne zormuş ölmeden önce Şehir sessiz, sokak sensiz...🎶
ne yapacağını bilememek...
mesela, rengarenk pabuçlarını bir kenara koydu diyelim yine de karşısına geçip birtakım şeyler söylemeye devam ederler, noktalama işaretlerini de üzerine üzerine fırlatmayı eksik etmeden. belki dalgın birkaç adım gelip söndürüverir başının ucundaki sessiz lambayı. onu da bilemez. saat ne kadar geçmiş, gündüz ne kadar olmuş ve gece saçını başını
Reklam
Belki de biraz geç rastladım sana. Ama her şey geç gelmiyor mu yurdumuza.
İyi geceler ama sabahtan beri arkadasımla bu kitap hakkında tartısmaktan başım çatladı. Nelly karakterinin bir iyi mi yoksa kötü mü olduğunu tartışıyoruz, fazlası yok. Ben kadının tamamen isimlendiremediğim bir çirkef olduğunu savunurken arkadasım kadının cok iyi biri olduğunu savunuyor. Kitabı Nelly'in ağzından okuduğumuz icin okuyasım gelmiyor maalesef... [pazartesi günü kitabın sunumunu yapacagım sınıfta 💀💀💀]
Uğultulu Tepeler
Uğultulu Tepeler
Bugün zamansız mekanları dolaşıyorum. Gün ışığının kaçındığı kuytu merdivenlerde gezinen bir gölgeyi takip ediyorum. Gölge diyorum ama nasıl? Burası kapkaranlık. Bilmiyorum nereden geldim ve neden buradayım? Tanıdık gelmiyor dolaştığım odalar, dokunduğum eşyalar. Yalnızca bir ses: tik tak. Onu tanıyorum: Daima kaçtığım ve sıyrıldığım ânın sayacı. Gölge, ben peşine düşmezsem ilerlemiyor. Çıkış diyorum, onu yakalayınca mı? Nasıl olur da merdivende yukarı ya da aşağı gittiğinizi anlamazsınız? Ben anlamıyorum.Yönler ve boyutlar karışıyor. Ayağım boşluktan boşluğa yalpalıyor. Zihnimde zifiri karanlıklar… Bir dönemece rastlıyor gölge; sanki varoluş kaynağını, ışığını kaybetmiş gibi yolundan ayrılıyor. Ben ise biraz daha ilerlersem düşecek gibiyim, tutunacak korkuluk yokluyor ellerim.
Hiçbir şey yolunda gitmiyor. Bir zamandan sonra gider mi bilmem . Ama şuan gitmiyor. Bu hayati böyle yaşamam gerekiyor ama düzeltmek için şuan elimden birşey gelmiyor ve elimden birşey gelememesi daha çok yoruyor nereye kadar böyle gider bilmiyorum ama bir yerde bitmesi gerekiyor bu durumun onun dışında birşey bilmiyorum.
Reklam
Belki de geç rastladım sana ama her şey geç gelmiyor mu yurdumuza...
zehir
İnsanlar tarafından zehirlendim. Sonra panzehirimi bulmaya çıktım. Panzehirim kitaplar edebiyat ve sanat oldu. İnsanlar bozdukları insanları düzeltemez. Düzeltecek olan şey kitao , edebiyat ve sanattır. Sanat incinmiş yaralanmış insanı onarır bir heykeltraş gibi. İnsanlardan uzak duruyorum. İyi insanlar var ama bana denk gelmiyor. Sağlık olsun.
Filmin ismi :" Mutluluk " diyorum ama size yabancı gelmiyor umarım daha önce duymuş olmalısınız ama bir filmde değil bir kitapta değinmişti diyeceksiniz bu filmi izleyince çok duygulanacaksınız.🥺🥺
Geçen sene arada bir selam verdiğim bir arkadaşım vardı. Ona dışardan Bakınca tam bir deli duruyordu aynı ben diyordum hep . Ama benden farkı Dertsiz tasasız duruyor oluşu diye düşünüyordum... Bu yıl kyk da aynı odaya düşünce ister istemez aramızda bir az daha fazla samimiyet olmaya başladı ilerleyen zamanlarda bu samimiyet bir az daha fazla
1.500 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.