Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
5 Mayıs ..3:25
Ve ben .okadar çok özledim ki sanki bir daha ,görmeyecekmişim gibi geçecek mi bilmiyorum bu sancı ,acı bitecek mi bir gün bir “kavuşmak kırk hasreti alnından vurur .”olurda kavuşursam sana kalbim. kırk hasret adına ,kırk kere öpeceğim .o güzel gözlerinden.ben yoruldum ama Seni beklemekten deyil seni sevmek ‘ten değil sana hasret kalmaktan yoruldum sana sarılmamaktan yoruldum gözlerinden öpememekten yoruldum” öyle yorgunum ki ,huzur bulamıyorum artık .nereye gitmek istıyorum ki ‘nereye gidebilirim ki .gittiğim her yerde sen varsın beynimde sen varsın sevdiğim ben sensiz yaşayamıyorum çok Büyük bir ızdırap bu…….
Sen, buluşabildiğimiz ender günlerden birinde, bana gelmiştin. Yaz başıydı; ben bahçede oturmuş rakı içiyordum; sen de —galiba mutluluktan— koşuşturup duruyordun. Sana, yarı şakayla, “Haydi bakalım — bana erik getir” demiştim. Koşup gitmiştin: Bahçede bir erik ağacı olduğunu biliyordun. Epey sonra (hatta, biraz daha gecikseydin, kalkıp sana bakmağa gidecektim), alı al, moru mor, kan-ter içinde geri gelmiştin : elinde bir külah: Manavdan, harçlığının son kuruşuna kadar vererek aldığın erikler... Ağaçta erik yoktu; ama Baban senden erik istemişti... — Ne yapabilirdin ki... Yapman gerektiği için yapabileceğini yapmıştın — işte seni insan yapan da bu. Öyle ‘insanlar vardır ki, babalan onlardan erik istese, gidip, şöyle bir bakıp, “Ağaçta erik yok” diyebilirler. Böylesi ‘insan’ları tanıdın, biliyorsun. Ama sen — senin yapabileceğin çünkü yapman gereken tek birşey vardı: Baban’a erik bulmak... Hani masallarda vardı ya — bütün erikler “Kaf Dağı’nın ardında” olsaydı, o zaman sen de bir “Zümrüd-ü Anka kuşu” bulup, sırtına biner, yola koyulurdun...
Ida

Ida

@ldaa
·
05 Mayıs 02:17
Anımsıyorsundur: Senin için, “Benim kızım insan olacak” demiştim. Sen, benim bu sözümü o anda beynine kazımış, ama yüzüme de hayretle bakmıştın — o hayretini anımsıyorsun, değil mi?
Reklam
Dialog
Dialog Nasıl net gözlem yapa biliriz? Olanları bir birinden nasıl ayıra biliriz? Doğru,yanlış nasıl kolay anlarız? Nasıl nura ulaşıb yalnışdan arınırız? Derler insan çözülmez kutu bağlı. Açılmaz bu kutunun hiç bir zaman sırları.
Kuru Otlar Üstüne
"Ama bana öyle geliyor ki dünyada güzel olan her şey daha insana ulaşamadan, insanın kendi ördüğü ağlara takılıp kalıyor."
"Nasıl bir his biliyor musun? Memursundur mesela. Memleketinden çıkmak zorunda kalırsın, başka bir şehire gidersin sürekli. Ama her memur gibi emekliliğin memleketinde olmak istersin. Hatta öyle olur... Şimdi ise o emeklilik hayalinin gerçekleşmesini istedigin şehrin yok olduğunu düşün. " -A.
hayat kozmosunda boğulup giden bir tek benmişim gibi geliyor bazen ama etrafıma bakınca o kadar ruhsuz insanlar görüyorum ki bunlardan kaçmakta istediğim oluyor sonra diyorum ki; insan kendinden kaçabilir mi firuze? İnsan kendinden kaçıp başka yerde hayat bulabilir miydi yoksa sadece kendini mi kandırırdı? Düşünsenize bir hayatınız var ve bir yalan üstüne kurulu,bir yalan uydurmuşsun ve öyle yaşıyorsun. Her gün görmek istemediğin yüzler,görmek istemediğin yollar görmek istemediğin sözler ve taktığın o sahte maske. Sen bu musun firuze ?
Reklam
Yakamoz& Papatya [1-8] hepsini okumak isteyenlere...
Aşk lafını ağzına almazdı Yakamoz. Nerede aşık görse garipser, aşk acısı gördü mü dayanamaz, gülerdi. Çok ketumdu, kimseye hiçbir şey söylemezdi. Bir kadının onu seveceğine inanmazdı, gerçek aşkın onu bulacağına ihtimal bile vermezdi. Sonra bir gün onu gördü, onu Papatyasını bakmaya kıyamadığı o narin çiçeğini hayatında hiç böyle hissetmemişti.
Bir çocuk parkta oyun oynarken bir adam yaklaşıp ona balon veriyor, çocuk balonu alınca öyle seviniyor ki gözleri ışıl ışıl oluyor adama dönüp sen Allah dostu musun diyor, adam inşallah yavrum ama aklına nerden geldi diye soruyor çocuk da ben balon istediğimi yalnızca Allah'a söyledim de seninle gönderdiğine göre sen Allah dostu olmalısın diyor, Allah'tan istediğinin kendisine verileceğinden o kadar emin ki.. geleceğinden tereddüt bile etmiyor, herhalde getiren de yabancı değil diye düşünüyor..
Kafanı dağıtmak için dışarı çıkıyorsun ama kafanda senle geliyor. Öyle işte...
Vücud ve iç
Vücud ve iç Beden formuna ben dediği an. Kendini yaşamdan ayırdı insan. Vücudun yerine denilir mekan. Form yaranmasına söylenir zaman. Cisime göredir zaman ve mekan. O,yoksa ne yer var,ne de ki,zaman.
Reklam
Kalabalıklar Hatıra Biriktirmez
Hudutları belirsiz, tanımsız bir ahaliyiz artık. Hangi yöne gitse kaybolan, hangi çenginin etrafında toplansa avuçları alkıştan patlayan şaşkın bir ahali. Gözlerimiz hırstan kan çanağı, ellerimiz kılıçsız, ellerimiz pudralara aşina. Yani biz Yunus’u anarken derviş, Hallac’ı anarken zalimiz; vurduğumuz serçelere suç buluyoruz. İçlerimiz darmadağın.
Kısacık bir hikayeydi ama o kadar güzeldi ki hani radyoda çok sevdiğin şarkıya denk gelirsin ya tam sesini açacakken biter ya işte öyle birşey..
Sanma ki acıma, şefkat ya da anlayış bekliyorum. Yok öyle bi şey, bir şey talep edilmiyor burda. Bir daha görüşmeyebiliriz de hattâ. O da problem değil. Belki de haklısındır kendince. Bilmiyorum ki, o da olabilir. Ama bana öyle geliyor ki, dünyada güzel olan her şey daha insana ulaşamadan, insanın kendi ördüğü ağlara takılıp kalıyor. 🎦 Kuru Otlar Üstüne (2023)
1.500 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.