Okuma Serüvenimi ve Beni Dönüştüren Kitap
Bir kitap okudum ve hayatım değişti, derler ya bazen. Benim için
Feminizm Kitabı
Feminizm Kitabı
böyle bir kitap oldu 😍 Bir öğrencimle kitaplaşırken onun hediye ettiği bir kitaptı ve okumaya başladığımda öğrenmeye başladım. Bir Kürt olarak okuduğum kitabı çok daha iyi anladığımı düşündüm. Bu ülkede yaşayan biri olarak da kitapta mücadelesi verilen çoğu şeyin henüz bizim ülkede sağlanamadığını görüyorum. Ataerkil toplumlarda başta erkeklerin sonra mutlaka her kadının okuyup başucu kitabı olarak kullanması gereken kitaplardan 💜📚Bu kitap bana bilmediğim çok şey öğretti. Bilmediğim yazarlarla, kitaplarla, filmlerle ve filozoflarla tanıştırdı. Sürekli dönüp baktığım ve bakacağım bir kitap, burada bulunsun isterim 🥰
Feminizm Kitabı
Feminizm Kitabı
İstanbul Sözleşmesi (6284)
Bu sözleşme yalnızca kadınlar için değil, özgürlük, eşitlik ve adalet arayan her birey için iyileştirici bir reçetedir. Elbette bu reçeteyi zehir olarak tanımlayanlar da var. Peki kim bunlar? Bunlar; Ataerkil bir yapıyla yüzyıllarca kadını evin içine hapseden, onu tıpkı bir köle gözüyle gören, onu çocuk yapmak, erkeğin cinsel ihtiyacını karşılamak ve yemek yapmak dışında bir yere konumlandıramayan, baskıcı ve totaliter bir anlayışın mahsulleridir. Kendi algılarında yarattıkları tek tip erkek ve kadın modelinin dışına çıkamayıp farklı düşünceleri, farklı cinsel yönelimleri, farklı yaşam biçimlerini kabul etmeyenlerdir.
Reklam
Kadın ve özgürlük
Her insan özgür bir varlıktır ve hayata dokundukları her bir eser, insanın özgür ve özgün kimliğini yansıtır. Peki öyleyse, özgürlüğün herkesin hakkı olduğu bir dünyada kadınlar yeterince bu haktan yararlanabiliyorlar mı? Bu konuda son zamanlarda yaşanan ve kadın haklarına büyük saygısızlığın yaşandığı toplumumuzda kadınlar özgürlüğü
“Annelik kutsal değildir. Çoğu anne psikolojik açıdan toksiktir(Zehirli). Toksik anne sevgiyi ve fedakarlıklarını kullanır. Duygu sömürüsü yaparak küserek ve minnet borcunuzu hatırlatarak hayatlarınızı yönetmeye çalışır. Toksik annelerin oluşumuna en çok katkı sağlayan, annelik kavramını kutsayarak annelik dışında varolma hakkı tanımayan, annelik ve evlilik dışında varolmaya kalktığında da onu aşağılayan ve kısıtlayan erkek egemen(ataerkil) toplum düzenidir.” Tunç Tataker
Koreli erkeklerle evlenen kadınlar ne yaptığının farkında mı? Koreli erkekler Türk/Kürt erkeklerinden daha ataerki bi kafa yapısına sahip evlendiğiniz zaman izlediğiniz kdrama tarzı aşk yasamıyacaksınız. Koreli kadınların 4b hareketini mutlaka duydunuz o hareket keyiften çıkmadı.
Bedevi kültürünün Türk toplumuna etkileri:
Eski Türklerde güzellik ilahesi olarak anılan Ayızıt, toplumsal bilincin görünüşü olarak erdem, ahlak, fazilet timsali bir sembol şeklinde tasvir edilirken fiziksel özelliği hiç anlatılmaz. Bunun sebebi Türklerde kadın ve erkeğin fiziksel olarak ayrı düşünülmeyip eşit olmasıdır. Dede Korkut hikayeleri incelendiğinde hiçbir noktada kadını küçük düşürücü bir söylem bulunmaz. Göktürk yazıtlarında bir kadının adı geçerse o kadının adı daima ilk sıraya yazılır. Eski Türklerde kadın hukuki açıdan çağdaşlarından çok üstündü. Hatta mirastan pay alma hakları günümüzdeki pek çok kadından ileridir. Aynı dönemde Mezopotamya toplumlarında kız çocuğuna miras hakkı söz konusu bile olamazdı. Bu hak İslam hukukunun Türk toplumuna yerleşmesi ile kaybedilir. Bunun dışında Hint kadınlarının eşleri öldüğü zaman aileden biri sahip çıkmazsa kadının günah işleme olasılığı düşünülüp idam edildiği vakalar mevcuttur. Böyle bir çağda islam öncesi Türk kadınının boşanma hakkı vardı. Ataerkil bir toplumda böyle bir hakka rastlamak mümkünatı zor görünüyor. Bu örneklerden anlaşıldığı üzere Türk kadını günlük yaşantıda statü sahibi, hakları ve dini toplumsal değerlerle korunan bir konumda bulunuyordu. Taki Atalarımiz Arabın töresine boyun eğinceye kadar, kadın kadındi insan da insan.
Reklam
731 öğeden 121 ile 130 arasındakiler gösteriliyor.