Aslında herkes anarşiktir, zaten insanda normal olan da budur; ne var ki anarşik ilk günden beri anne ve baba, devlet ve toplum tarafından sınırlandırılır. Bunlar kimsenin kaçamayacağı asal gücün budamaları, dokunuşlarıdır.
Hayattan kopmuş erkeklerin birbirini dövdüğü, rutin ve sıkıcı hayatlarından kurtulmak için
anarşiye başvurulduğu ve Tyler Durden ismindeki karizmatik karakterin bizi sayfalara
kilitlediği bir yapım olmasının yanında, Fight Club oldukça felsefi konulara da değiniyor.
Modern erkeğin maskülenlik kopuşu, dini değerler etkisini yitirdiği vakit
Dadaistlerin faaliyetleri -"makul" ve "gerçek sanat" sayılan her şeye saldırıları; vahşi performanslar ve manifestolar, dağınık müzikler, kolaj resimler, cut-up şiirler, Afrika ilahileri ve rastgele metinlerden oluşan anarşik karışımlar- delirmiş bir dünyada her sanatçının vereceği tek aklı başında tepkilerdi.
"Ben, hangi benim? Aklına eseni yapan çılgın, kaotik, anarşik, deli kişi mi benim? Çekingen, içine kapanık, çaresiz, intihara eğilimli, karamsar, bitkin kişi mi benim?
Herhalde ikisinden de var içimde, umarım ikisinin de fazlası yok."
Hangi duygularım gerçek? Ben, hangi benim? Aklıma eseni yapan, çılgın, kaotik, anarşik deli kişi mi benim? Çekingen, içine kapanık, çaresiz, intihara eğilimli, karamsar, bitkin kişi mi benim? Herhalde her ikisi de var içimde, umarım ikisinin de fazlası yok. İniş çıkışlarıyla ünlü olan Virginia Woolf ne güzel özetlemiş: "Yeraltında dalışlarımız duygularımızı ne ölçüde renklendiriyor? Yani demek istediğim, herhangi bir duygu ne kadar gerçek?"
Merhaba sevgili okur,
AnarŞık, Fuat Sevimay’ın kalemi ile tanışma kitabım oldu. Keyifli bir üslubu olduğunu duyardım ama okurken kahkaha atacağımı düşünmezdim.
Kitap polis soruşturmasından oluşuyor. Kürdan öldü mü ölmedi mi? Kürdan ile teması olan insanlar tek tek sorgulanıyor. Bu sorgulamalar sırasında oluşan diyaloglar evlere şenlik.
Çok fazla sosyal mesaj vardı kitapta, biraz fazla kaçmış olsa da rahatsız edici değildi, genel olarak kurgu içerisine güzel yerleştirilmişti.
Kitabı üslup açısından çok beğendim ama olayın bağlanışını beğendiğim söylenemez. Yine de bu kitabı sırf Selo’nun hatırına bile tekrar okurdum açıkçası.
İhsan Oktay Anar’a gönderilen selam en sevdiğim detaydı. Bir de benden selam olsun efenim.