Ben ne okudum böyle Tolstoy'u okumaya keşke bu kitapla başlayabilseydim, külliyat takip etmede yine berbat olduğum ortaya çıktı, kabul
İnsan Ne İle Yaşar? kitabını evet sevmiştim; erdemler ve erdemler, hepimizin hemfikir olduğu doğruluk, merhamet, yardımlaşma, para mühim değil vb durumlar okudukça bir yandan da kafamda dönen şey şuydu: Zengin insanlar fakirliği, iyilik yapmayı, paylaşımda bulunmayı yüceltince komik oluyor. Tuzunuz kuru tabi...
Ama öğreniyoruz ki öncesinde, Tolstoy'un ilk gençlik yıllarında başlayıp 50'li yaşlarına kadar yaşadığı büyük bir buhran, bir çalkantı varmış. İtiraflar kitabında samimi bir otobiyografik bir metin okuyor; "inanmak" ve "inançsız olmak" üzerinde gidip geldiği yıllara, bu ikilemin onda yarattığı tahribata şahit oluyoruz.
95 sayfayı günlerdir okuyorum, dönüp dönüp düşündüm, defterime bir şeyler yazdım ve birkaç sayfa sonra o düşündüklerim önüme çıktı, çok etkilendim "İnanmak" nedir? Hayatın anlamı nedir? Neden yaşıyoruz, ne için mücadele ediyoruz? Sürekli bir "Neden?" sorusuyla hem bizi hem kendini yoruyor kitap boyunca ama nasıl keyifli bir yorulma
İnsan Ne İle Yaşar, Diriliş hele hele Anna Karenina'dan önce bu kitabı okumanızı öneririm. Tolstoy'a karşı bakış açınızı etkileyeceğine neredeyse emin gibiyim
Buraya kadar okuduysanız teşekkür ederim