Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Alışveriş
Keşfet
Kitaplar
Yazarlar
Okurlar
1000Kitap Android UygulamasıÜCRETSİZ – Google Play'den indirin
1000Kitap iOS UygulamasıÜCRETSİZ – App Store'dan alın
ŞartlarGizlilikTopluluk KurallarıHakkımızdaReklam VerinİletişimKütüphanecilerDizinlerÇerez Politikası
©2024 · 1000Kitap Web Uygulaması · 2.36.31
kitap zaten çok ilgimi çekerek aldığım bir kitaptı,özetini okuduğumda tamam dedim aradığım kitap bu entrika ,dram,ve gizem yani sırlar.kitaba başladığımda ilk sayfalar çok değişikti ama sardı ve beğendim olaylar çok değişik çözümleniyordu ve bu da benim aslında önce okumadığım tarzda olmasını sağlıyordu.ben açıkçası babasını daha fazla kitapta
Merhaba dostlar
Hint yazar Arundhati Roy'un Booker ödüllü kitabını okumaya geçen ay başlamıştım, ancak bitirebildim.
Hikâye, müslüman bir ailenin, üç kızdan sonra erkek olması için dualarla beklenen çocuğunun doğması ile başlıyor. Çocuk yani Afitab erkektir ama aynı zamanda da kızdır. Hemafrodit doğması anne için yıkım olur. Bir süre durumu gizler. Çocuğu erkek olarak yetiştirirler ama ruhu kızdır. Sonunda, biraz büyüdüğünde, kendisi gibi olan kişilerin yani Hicra'ların bir arada yaşadıkları bir evi keşfeder ve onlarla yaşamaya karar verir.
Kitabın üçte birlik ilk bölümü Afitab'ın, yeni adıyla Encüm'ün hayatına odaklanmış. Daha sonra başkaları giriyor devreye. Farklı etnik köken ve kastlardan, farklı inanç ve eğitim düzeylerinden pek çok insan. Böylece roman, Hindistan denince aklımıza gelen o rengârenk karmaşa haline geliyor.
Başlarda da ülkenin siyasi, sosyal ve ekonomik durumu arka planda verilmiş, fakat özellikle yarıdan sonra bu konular ön plana çıkıyor. Özellikle de Keşmir bölgesinde yaşanan kıyımlar, güvenlik güçleriyle halk arasında yaşananlar, derin devlet senaryoları ele alınıyor.
Çok renkli, çok katmanlı bir roman. Karakterlerin ve olayların fazlalığı zaman zaman yorucu ve takip etmeyi zorlaştırıcı olabiliyor. Âdeta her satırı ve satır arası dolup taşıyor. Çeviri şahane bu arada. Yazarın bundan önce yazdığı Küçük Şeylerin Tanrısı da kitaplığımda okunmayı bekliyor.
Sevgiyle kalın
.
Bu kitabı okurken aklınızdan birçok şey geçiyor.
Bu anne gerçek bir anne çok tebrik ederim.
Yok artık daha neler ,neler yapmış?
Bu sabır nerden geliyor ?
Maliyet el veriyorsa tabii yaparsınız.
Ama her parası olan da bunları yapmıyor bu iş düşünme bilinç farkındalık işi.
Böyle ebeveynler çoğalsa neler olur ?
Kendi çocukluğunun eksikliğini mi
Çiçeklerimiz!
Çocukların, bakım, gelişim ve eğitiminin verimli bir şekilde sağlanabilmesi; ailelerin "çocuk eğitimi" konusunda bilinçlendirilmesiyle mümkün olacaktır. Anne babalar, bu konuda ne kadar bilgili olurlarsa çocuklarını o kadar sağlıklı eğiteceklerdir.
Bu kitabın içeriği "Ailelerin çocuk eğitimiyle ilgili ihtiyaçlarına en etkin nasıl cevap verebilirim?" düşüncesinden yola çıkılarak hazırlanmış.
Tüm kitap dostlarımın eğlenceli ve eğitici bu kaynaktan faydalanmalarını umut ediyorum.
“Birlikte günbatımını izlerken Gustavo aniden, ‘Hoş geldin Turco’ dedi. ‘Kusura bakma bu aralar pek kendimde değilim, özellikle bu saatlerde kendimi pek iyi hissetmiyorum. Bu salonda onunla birlikte günbatımını izlemeye alışmışım, tam elli sene bunu yapınca insan alışıyor işte. O insan artık sadece eşin değil, aynı zamanda hayat arkadaşın oluyor ve her ne yapıyorsan onunla birlikte yapmaya alışıyorsun, tarif edilemez bir duygu. Julia’yı sen de tanıyorsun, ne kadar tatlı ve anlayışlı bir kadın olduğunu biliyorsun ama benim için bundan çok daha fazlası olduğunu bilmelisin. O benim hayatımda asla sahip olamayacağım her şeyi temsil ediyordu; mutluluk, huzur, şefkat, anne sevgisi, neşe, coşku, şımartılmanın hazzı ve yargısızca kabul edilmenin sarhoşluğu. Kendi ailem bile beni asla kabul etmedi ve hiç sevgi görmedim, ta ki Julia ile tanışıncaya dek ve işte o zaman gerçekten yeryüzünde bir yerim olduğunu anladım.’ ”
İlişki koçu ve yazar Adil Yıldırım, 50 Maddede Evlilik isimli yeni kitabında uzun evliliklerin sırrını açıklarken, bizleri mutlu evliliğe götürecek ilişkinin altın kurallarının ve formüllerinin altını çiziyor. Evlilik öncesi ve sonrasına dair başınıza gelebilecek her şey bu kitapta!
Okumamak’ta Zambra Aile Sözlüğü’nü şöyle tanımlıyordu: “Muazzam basitlik.” Ginzburg’un yazını için daha iyi bir tanım düşünemiyorum. Okuduğum iki kitapta da metinlerin ortak noktası bu basitlikti. Sanki herkesin oturup yazabileceği metinlermiş gibi görünen, altı çizilesi-şiirli cümlelerin baskısına karşı direnen, takıp takıştırmayan bir edebiyat.
Brontë Kardeşlerin En Küçüğü Anne’in İlk Eserine Genel Bir Bakış
Brontë kardeşlerin en küçüğünün ilk kitabı: Agnes Grey. Her ne kadar Brontë kardeşler dediğimizde beklenti oluşsa da ilk kitap denmesi haliyle bu beklentiyi dengeleyen bir unsur oluyor. Fakat ne yazık ki bu, benim beklentimi dengeleyecek bir unsur olmadı çünkü yıllar önce ablaları Charlotte ve Emily Brontë’nin kitaplarını okumamdan ve onlara
Yazardan okuduğum ilk kitap. Başkasının çocukluğunu anlatıyor gibi bir intiba oluşmuştu bende ama okumaya başlayınca yazarın kendi çocukluğundan bahsettiği anlaşılıyor. Ahmet Rasim’in Falaka kitabıyla büyük benzerlikler var. Mesela ilk mektep deneyimleri ve falaka ile tanışmaları gibi, çocukluk tecrübeleri, korkuları, anne ve baba ile ilişkileri vesaire…
Güzel anlatımlı bir kitap olmuş. Çok sık yer verilmese de argümanlarla ve araştırmalarla desteklenmiş bölümler vardı.
Genel olarak kendi yaşamını anlatarak bize bir şeyler öğretmek ya da bizim fark etmemizi sağlamak istemiş.
Hatta çoğu bölümde bize soru bile sormuş. 5-6 soru sorarak durumunuzu fark etmemizi istemiş. Bunları sevdim. En azından bu kısımlar sıkıcı değildi.
Özellikle bazı yerlerde çok sıkıldım. Ay bit artık lütfen diye bağırdığımı da bilin. Ama kötü bir kitap mı? Asla değil. Okuyabilirsiniz.
Okuması kolay, keyifli, akıcı ve sıcak bir kitaptı ama öyle kalpler fışkıran gözler falan da yoktu yani.
Herkesin Elijah'a yükselirken Hadley'in gözden kaçması da biraz canımı sıktı açıkcası. Kimseye yaslanmadan kendi ayaklarının üstünde sapasağlam durmaya çalışan ve bunu iki çocukla başarmayı deneyen bir anne ve daha da yirmibir yaşında peh peh peh....
Bir avengers değilde ne, kolay değil arkadaşlar hiç kolay değil.
Hem analık, hem kariyer, hem hayat, hem tek ebeveynlik,....
Sadece kurgularda bu kadar tozpembe yazılabilir, gerçek hayatta bolca grinin tonu ama Christian Grey'in grisi değil ha yanlış anlaşılma olmasın.:))
Neyse neticede kitap hoş bir çıtır çerez idi. Benzerleri çok, hatta daha iyi işlenmişleri de çok ama yinede okuduğuma pişman mıyım yo değilim. Kendi çapında bir kaç tık gideri vardı.:)
Bitirdim, yetmedi. İki gün Harika karakterini düşünüp kafamda farklı sonlar yazıp durdum. Ana karakter Harika gibi harika ve akıllardan uzun süre silinemeyecek bir kitap. Haliyle bir solukta okunacak kadar da akıcı.
Hükümenoğlu kitaba “Bu biyografideki bazı kişiler ve olaylar (bize anlatımlar doğruysa) hayal ürünüdür. Bazılarıysa (bize anlatılan
Anne-kız birbirlerine notlar yazıyor. Anne bekar ve hastanedeki yoğun iş temposu sebebiyle olur olmadık vakitlerde bile çalışıyor. Claire ise 15 yaşının getirdiği heyecanlar ve maceralardan geri durmamak için elinden geleni yaparken annesine kanser teşhisi konmasıyla başta kabullenemiyor. Kanser ise o kadar hızlı ki...
Peki çıkarmamız gereken ders ne? Vaktimiz varken sevdiğimizi söylemek ve sahip çıkmak.
Üzücüydü...
Son diye nitelendirdiğimizin aslında yeni bir başlangıç olduğunu unutuyoruz çoğu zaman...
Bir kasaba hikayesi; şimdiki zaman ile geçmiş arasında yolculuk yaptıran bir kurgu. Geçmişin dostluk hikayesi ile şimdinin kopuk yaşanan hayatları. Asi , kıran ve içten içe kırılgan gençleri...
Baharın peşinde anneleri çocukluk arkadaşı olan 17 ,18 yaşlarında Chase ve Lilah' ın iki yıl öncesinde kötü bir olay sonucunda annelerini kaybetmeleri ve bu durumun psikolojileri üzerindeki olumsuz yansımaları anlatıyor.
Annelerinin ölümünden sonra birbirlerinden uzak kalmayı tercih etmişlerdi. Taki Lilah kasabaya geri dönmek zorunda kalana kadar. Chase , alkolik babasından dolayı bir müddet onların evinde kalmak zorundadır.
Bu çocukluk dostlukları ne olmuştu da bozulmuştu? Lilah'ı böylesine değiştiren şey neydi? Anne sevgisi tatmadan büyüyen birde buna ek olarak kasaba halkının annesi hakkındaki olumsuz eleştirileri onu daha çok sevgisiz ve hırçın birine çevirmişti.
Kasabaya döndükten sonra , annesinin eline geçen kitabıyla bir çok bilinmezlik çözülmüştü.
Annesinin sevgisi diğer annelerin kinden farklıydı ama hayatın kendisi de böyleydi zaten.
Hepimizin hayattan büyük beklentileri vardır,çünkü kendimizi evrenin merkezinde sanıyoruz ama aslında evrenin varlığımız dan haberi bile yoktur.
Lilah ve Chase yeniden hayata bağlanmış, baharın peşinde, baharın gelmesini bekliyorlardı.
Sonunda bahar, eski bir kitabın sayfalarında çiçek açmıştı...
Şiirlerden Seçkiler
Usta şairlerin şiirlerinden bir seçki.
İlkokul ve ortaokul öğrencilerinin keyifle okuyacağı şiirler; Atatürk, millet, anne ve doğa sevgisi konuları başta olmak üzere hayatın içine manzaralarla karşımıza çıkıyor.
Buna benzer antoloji çalışmalarının çocuk edebiyatını zenginleştirip çocuk ve gençlerde edebi zevki artıracağını ön görüyorum.
