Refik Amca'nın hüzünlü hikayesi...
İhtisasımın sanırım ikinci senesi...
Kanser polikliniğinin çömez asistanıyım,
Üzeri kan, idrar, balgam vs lekeleriyle süslü buruşuk mavi takımımla geceleri nöbet tutuyorum, gündüz polikliniğin işlerinde koşturuyorum.
İki günde bir de insani bir saatte çıkabilirsem eğer hastaneden eve gidip uyumaya çalışıyorum.
Beni tanıdığın bunca yıl içerisinde kendime ayırdığım bir günüm bile olmadı. Ben çökmeyeyim de kim çöksün? Hayat o kadar sıkıcı, bıkkınlık verici, tiksindirici ki...Beni tüketiyor. Çevremiz acayip insanlarla dolu, hepsi bir tuhaf. İki üç sene aralarında kaldın mı farkına bile varmadan onlara benzersin. Bundan kaçış yok...
Yükte hafif, fikirde ağır diye tabir ettiğimiz ince kitaplardan biri kabul edilebilir Altıncı Koğuş… Uzun zamandır bu kadar etkilendiğim, sevdiğim bir öykü okumadım. Bu kitabı özlerim ben; tekrar okur, karakterleriyle hasret gideririm… Eminim! Okuyan birini gördükçe İvan’ a selam gönderirim. :) Vardır böyle başucu kitaplarımız.
Kitaba gelecek
Ve bin yıl sonra insanoğlu, tıpkı şimdiki gibi, "Off, yaşam çok güç!" diye inleyecek ve bununla birlikte yine tıpkı şimdiki gibi ölümden korkacak, ölmek istemeyecektir.
Hadi! Bizden sonra insanlar balonla uçacaklar, ceketlerin modası değişecek, belki altıncı bir duyu keşfedilecek ve geliştirilecek; ama o zorlu, o gizem ve mutluluk dolu yaşam hep aynı kalacak. Ve bin yıl sonra insanoğlu, tıpkı şimdiki gibi, “Off, yaşam ne güç!” diye inleyecek ve bununla birlikte yine tıpkı şimdiki gibi ölümden korkacak, ölmek istemeyecektir.
Bizden sonra balonlarda uçacaklar, ceketlerin modası değişecek... Belki de altıncı hissi bulup geliştirecekler. Ama hayat o eziyetli; o esrar dolu, mutlu hayat, yine eskisi gibi kalacak. İnsan bin yıl sonra da yine hep öyle içini çekerek: "Ah yaşamak ne zor!" deyip duracak, bununla birlikte yine, tıpkı şimdiki gibi ölümden korkacak, onu istemeyecek!
... bin yıl sonra insanoğlu, tıpkı şimdiki gibi, "Off,yaşam ne güç!" diye inleyecek ve bununla birlikte yine tıpkı şimdiki gibi ölümden korkacak, ölmek istemeyecektir.
1.Sineklerin Tanrısı - William Golding
2.Bilinmeyen Adanın Öyküsü - José Saramago *Telif hakkı başka yayınevinde*
3.Otomatik Portakal - Anthony Burgess
4.Casus - Joseph Conrad
5.Korku Vadisi - Arthur Conan Doyle
6.Vahşetin Çağrısı - Jack London
7.Aforizmalar - Franz Kafka
8.Kopyalanmış Adam - José Saramago *Telif hakkı başka
"Yulia kendi kendine şu soruyu sordu: sadece dış görünüşü hoşuna gitmedigi icin bir insani reddederek iyi bir şey mi yapmisti? Aslinda sevmedigi bu adamla evlenmek, hayalleriyle, mutluluk hakkındaki düşünceleriyle ve evlilik hayatiyla sonsuza kadar vedalaşmak anlamina geliyordu."
Bir bilim adami, bir kedinin, farenin, bozdoganin ve sercenin tek bir tabaktan yemek yemesini saglayabiliyorsa eğitiminde insanlar icin ayni seyi basarabilecegine inanmak gerekir.