-İnsanları sevmekten pek hoşlanmıyorum.Sevdim mi de,ölmelerinden korkuyorum +Sevdiklerinden çok ölen oldu mu? -Çok değil,hayır.Yanlızca bana sevgisiz hayatın beş para etmediğini öğreten bir adam.
Mümin; öldürmez, aldatmaz, gasp etmez, ırza göz dikmez
Gerek Türkiye'de gerek İslâm dünyasında, içeriden bakıldığında, din alanındaki sorunların, insanın gözünü korkutacak nitelikte olduğu hemen fark edilebilmektedir. Dinin yanında durarak, dindar tutum ve tavırlar sergileyerek, hem kendisine hem diğer insanlara hem de İslam'a zarar veren kişi ve grupların mevcut olmadığını söyleyebilmek mümkün değildir. Kur'an, haksız yere adam öldürülmesini yasaklarken, bazı Müslümanların, İslâm adına işkence yapılarak öldürüldüğünü, ölen kimselerin gömüldüğü yerin üstünde öldüren kimselerin şükür namazı kıldıkları, hâlâ hafızalardan silinmiş değildir. "Mürşit elinde mürid, gassal elinde meyyit gibi olmalıdır." diyerek saf, temiz Müslümanların duygularıyla, canlarıyla, mallarıyla ve namuslarıyla oynayan insanların mevcudiyeti görmezlikten gelinebilir mi? Kısaca söylemek gerekirse, din istismarını önlemenin yolu, insanların din konusunda, en azından doğru düşünmeye yetecek kadar doğru bilgi sahibi olmasından geçmektedir. Kur'an'ın insana verdiği değerin farkında olan bir insan, ne başkalarının saf temiz duygularını istismar etmeye kalkışır ne de kendi dini duygularının sömürülmesine göz yumar.
Sayfa 103 - Fecr Yayınları, 1. Baskı, Kasım 2023Kitabı okuyor
Reklam
Ursula hiç istifini bozmadı. "Hiçbir yere gidecek değiliz. Burada çocuk sahibi olduk, o yüzden burada kalacağız." José Arcadio Buendia "Ama daha hiç ölen olmadı." diye karşılık verdi. "İnsanın oturduğu toprakların altında ölüleri yoksa, o adam o toprağın insanı değildir."
Ebü'd-Derda (ra) anlatıyor: "Hz.Süleyman'ın (as) bir oğlu vefat etmişti.Onun vefatı üzerine çok üzülmüştü.Bunun üzerine onun yanına birbirinden davacı iki melek geldi.Biri diğerine: - Ben tarlaya tohumları ekmiştim, ancak onları hasat edemedim. Çünkü şu adam tarladan geçerek tohumları mahvetti dedi.Süleyman (as) diğerine, - Peki,sen ne diyorsun? diye sordu. Diğeri, - Ben bir yola düşmüş gidiyordum. Karşıma ekili bir arazi çıktı.Sağa baktım sola baktım,tarlanın içinden geçmekten başka yol bulamadım, dedi.Süleyman (as) davacı olana, - Peki,sen neden yola ekin ektin? Oranın insanların geçeceği bir yol olduğunu bilmiyor muydun? dedi. Melek ona şöyle cevap verdi: - Öyleyse sen neden oğlun için üzülüp duruyorsun? Ölümün ahirete giden yol olduğunu bilmiyor musun? Anlatıldığına göre Süleyman (as) meleğin bu cevabı üzerine Rabbine tövbe etti ve ölen oğluna üzülmekten vazgeçti.
Ebu Said (radıyallahu anh) anlatıyor: "Peygamber Efendimiz (Sallallahu Aleyhi ve sellem) şöyle buyurdular: "İsrail oğulları içinde doksan dokuz kişi öldürmüş olan bir kimse vardı. Sonra bu adam evinden çıkıp (zamanın âlimlerine: Benim için tövbe var mıdır? diye) soruyordu. Bir rahibe vardı da ona: "Benim için tövbe var mıdır?" diye sordu. Rahib: "Hayır yoktur, diye cevap verdi." Bu cevap üzerine katil onu da öldürdü. Sonra bu adam yine sormağa başladı. Sorduklarından biri ona: Sen falan kasabaya ve oradaki falan mabede git, dedi. O da o kasabaya giderken ölüm, yolda ona erişti. Tövbekâr olmak için göğsünü, gittiği karyeye doğru yöneltip, öldü. Şimdi rahmet melekleriyle azap melekleri orada çekişmeye başladılar... Bunun üzerine Allah, tövbe için gideceği köye: "Biraz yaklaş" diye; ölenin kendi kasabasına da: "Biraz uzaklaş" diye vahyetti. Rahmet ve azap meleklerine de: Haydi şimdi her iki taraf arasındaki uzaklığı ölçün de mukayese ediniz, diye emretti. Ölen o kimse tövbe köyüne bir karış daha yakın bulundu da bu sebeple mağfiret olundu."
"Bütün yaşamı boyunca hiçbir şeye karar vermeden ölen bir adam,'bu dünyada mükemmeliyete yaklaşmış demektir. "
Sayfa 6 - Türkiye iş bankasıKitabı okuyor
Reklam
1.000 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.