Kozmik Ağaç: Asya'nın büyük bir bölümünde, kozmik dünya ağacı ile ilgili inanç ve geleneklere rastlanılır. Özellikle güneydoğu Asya'da kozmik ağaç, yeryüzü ve gökyüzü ile birleşerek bütünlüğü sembolize eder. Bir Kore miti olan Cumong'da, kahramanın oğlu, çam ağacının altındaki yedi köşeli bir taşta babasının gitgide büyüyen kılıcının bir parçasını görür. Ayrıca Kore'de, kutsal bir ağacın, üç dünyada da var olan her şeyle iletişim kurabildiğine inanılır. Orta Asya Türk-Moğol toplumlarında da kozmik ağaçlar, oldukça önemli bir yere sahiptir. Tatarlar, dünyanın merkezinde büyük bir çam ağacının olduğuna ve orada, cennetteki en yüce hükümdarlarının evlerinin bulunduğuna inanırlar. Kozmik ağaçlar olmaksızın alt dünya ile iletişim kurulamayacağı gibi, şamanların da ruhlar âleminde seyahat etmeleri mümkün olmayacaktır.
Sayfa 73 - 74Kitabı okudu
Yazının ve dilin geleceği belirsizliğini koruyor. Dijital çağın mesajlaşma, kısa mesajlaşma ve emoticon (internet ortamında mimikleri ifade eden küçük boyutlu resimler) özellikleri iletişim kurma biçimimizi ve bunun için kullandığımız dili değiştirdi. Artık Oxford İngilizce Sözlüğü'nde yer alan LOL (Laughing out loud –Gülmekten kırılıyorum) gibi kısaltma ifadeler ve ";)" şeklindeki emoticon bile iş dünyasında meslektaşlar arasındaki yazışmalara ve e-postalara girmeye başladı.
Reklam
KAM: Şaman. Eşdeğer: GAM, HAM İlkel topluluklarda doğaüstü güçlerle iletişime geçebilen din adamı. Ruhlarla irtibat kurabilir. Dualarıyla hastaları sağaltabilir ve törenlerle kötü ruhları kovabilir. Aynı zamanda büyücü ve hekimdir. Değişik ritüelleri yerine getirir. Tanrı ilk şamanı yarattığında onun evinin önüne sekiz dallı bir ağaç dikmiştir.
Türk-Moğol mitolojisi, esasen tek tanrılıdır. Bu tek tanrı, gökyüzünün kişileştirilmiş formu olarak bilinen tanrı Tengri'dir. Yakutlar onu "Yaratıcı Beyaz Efendi" diye çağırırlar. Tatarlar ise ona Ülgen (Ulgan) şeklinde hitap ederler. Onun yardımcı ruhlarına ise tengri adını verirler. Tengri, bütün kainatı ve insanların sosyal yaşamdaki düzenlerini seyrederdi. Bu kavram, sonrasında tek tanrı yani Allah olarak Müslüman inancına devşirilmiştir. Diğer tanrılar, aslında Tengri'nin değişik formlardaki görünüşlerdir. Odlek, zamanın kişileştirilmiş haliyken, Umay ise cenin halindeki bir bebeğin ya da yeryüzü tanrısının adıdır. Mitolojik hayvanlar olarak genellikle kurt, ayı ve kartal sembolleri kullanılmıştır. Türk- Moğolları şaman inancının da etkisiyle ruhun ölümden sonra yaşayacağına inanırlar ve ruhlarla iletişim kurarlar. Türk-Moğolları arasında yaratılışla ilgili mitler de oldukça popülerdir. Büyük Moğol Imparatoru Cengiz Han tanrısallaştırılmıştır ve onun atasının vahşi bir geyik ile mavi bir kurdun çiftleşmesi sonucu dünyaya geldiğine inanırlar. Türk-Moğollarının atası olarak bilinen Alp Kara Aslan (Mitolojik Siyah Aslan) doğduktan sonra bir kartal tarafından büyütülmüş ve dişi bir aslan tarafından emzirilmiştir. Diğer mitolojik kahraman olan Uighur Buqu Han'ın ise bir ağacın oyuğunda dünyaya gelmiş olup anne ve babası iki ağaç olmuştur. Diğer mitolojik kahramanlar da mucizevî bir şekilde farklı hayvanların karışımı olarak güneş ışıkları tarafından meydana getirilmiştir.
Sayfa 131 - 132Kitabı okudu
Ötekilerin Felsefe Tarihi: Eskil Çin Düşüncesi Üstüne
Eskil Çin felsefesi, Çin’in 21. yüzyıldaki yükselişine dek, felsefe tarihinde eskil Yunan merkezli felsefe tarihyazımlarına bir ek gibi görülüyordu ve sık sık bu felsefenin ‘Batı’nınki gibi çağdaş, ileri, gelişkin vb. olmadığı satıraralarından sezdiriliyordu. Her tür resmi tarihyazımının marazlarından felsefe tarihyazımı bile muaf değil. Batı,
"Mozaik kültür, akademik bir ortamın veya rasyonel bir eğitimin ürünü değil, yaşadığımız dünyayı, deneme ve yanılma süreciyle tanırken aldığımız, tesadüfi, suni, bilgi parçalarının toplanmasının sonucudur. Kitle iletişim araçları, kültürel alanı, bu parça bilgiler yağmuruyla sulamaktadır. Birey üzerine gönderilen mesajlar kitlesinden, gelişigüzel parçalar alır. Mesajlar üzerinde ne sansür uygular, ne de çaba harcar, düşüncesini etkileyen olaylar tarafından gelişigüzel damgalanır, 'şeylerin yüzeyinde kalır'. Moles'ün ifadesiyle, insan zihni bir tür ekran gibi alındığında, bu ekranın yapısı iplik iplik bölünmüş, keçelenmiş bir yapı gösterir. Bireyin sahip olduğu bilgiler, düzensiz döküntülerden ibarettir; ekran üzerinde birbiri üstüne yığılmış, fakat aralarında bir iç bağ bulunmayan bilgi parçacıkları, bir yoğunluk oluşturur."
26 öğeden 21 ile 26 arasındakiler gösteriliyor.