... kral Ziusudra'nın (ki Kur'an ve Tevrat'ta Nuh olarak geçiyor) korkudan ötürü tanrıya karşı bir öküzle bir koyun kestiği, Müslümanların namazlarda yaptıkları gibi onun da yere kapanıp eğildiği yazılıdır. Namazlarda Müslümanların duruşuna benzer Sümerler de tanrıya karşı böyle bir pozisyona girer, duada bulunurlardı. Örneğin; Cehenneme düşen çoban tanrısı Dumuzi'nin, kurtulabilmesi için tanrıya karşı yere kapanıp (islamdaki namaz secdeleri gibi) dua ettiği, tabletlerde yazılıdır. Yine İsa'dan 3 bin yıl öncesine ait bulunan heykellerde böyle bir duruşun -kısmen yazıların tarif edilmesiyle birlikte- Sümerlerde varolduğu saptanmıştır. En önemlisi, namaz vakitlerinin güneşe göre tespiti, aynı zamanda ramazan orucunun başlangıcının hilalin/ayın görünmesine göre saptanması, gösteriyor ki namaz, başlangıçta güneş tanrısı Utu/Şamas için icat edilmiş, zaman içinde tanrı buyruğu olarak da bugünkü halini almıştır. Keza Sümer mitolojisindeki bilgilere bakıldığında, orucun da ilk zamanlarda ay tanrısı Nanna/Sin için tutulduğu ortaya çıkıyor. Zaten Sümerlerde ay 15 günlük iken veya görünmediği zamanlarda, halk yas tutarak bazı yemekler yemezdi; ayrıca bu durumda dini törenler düzenlenirdi. Hatta Muhammed'den önce Araplar oruç tuttukları zaman bunu aya göre tespit ederlerdi.
Sayfa 100 - 4.Bölüm: Kuran'daki saç traşıyla başörtüsünün Sümer'deki kökeniKitabı okudu
İmam Gazali
" Bil ki, sana yetişen ilk şey Ezan'dır. Ne vakit namazın ezan sesini işitirsen onunla gönülden ilgilenmek gerekir. Ne işte olursan ol, o işten el çekmelisin. Geçmiş salih kimseler böyle yaparlardı. Ezanın sesini işitince o kişi demirci ise ve eğer çekici havaya kalkmışsa onu aşağıya indiremezdi. Yaşmakçı ise bezi suya daldırmışsa çıkarmazdı, yerlerinden fırlarlardı. Şu sebeple ki bu nidadan Kıyamet Günü'ndeki nidayı anarlardı. Bilirlerdi ki, bir kimse, bu fermana vaktinde uymak için acele eylerse Kıyamet Günü'ndeki nida onu sevinçten başka bir şeyle erişemez. Öyle ki, eğer bu nida ile kendi gönlünü zevk ve sevincin kapladığını görürse Kıyamet Günü'nde gelecek nidayı da böyle görür. Çünkü o din gününde kulaklarında çınlayacak olan kurtuluş ve müjde sesidir. Bundan ötürü Rasûlullah (SAV) şöyle buyurmuştur: " Ezan ve namazda bizi rahata erdir, ey Bilâl." Çünkü namaz Rasûlullah'ın göz bebeği gibiydi." İmam Gazali Müslümanın Şahsiyeti
Reklam
Kudüs
Müslümanlar, Mescid-i Aksa'ya ve Kudüs'e sahip çıkma sorumluluğunu kendi izzetine ve değerlerine sahip çıkma sorumlulu­ğu olarak algılamalıdır. Bugün orada İslam'ın ilk kıblesine iğrenç saldırılar düzenleniyor ve burası kirletilmeye çalışılıyorsa doğrudan ümmetin izzetine saldırılıyor, tüm dünya Müslümanlarının ortak onuru kirletiliyor demektir. Mescid-i Aksa'yı kuşatmaya alarak orada Müslümanların ibadet yapmalarını engelleyen, insanlara namaz esnasında saldıran ve çok çirkin muamelelerde bulunan işgalci Siyonist, Kudüslülere veya Filistinlilere değil, tüm dünya Müslümanlarına kafa tutmaktadır. Onun bu cesareti gösterebilmesi ise kendisinin güçlü olmasından değil dünya Müslümanlarının kendi onur ve izzetlerine sahip çıkma konusundaki zaaflarından ileri geliyor.
O Türk Diyor ki;
ÜLKEYİ YÖNETENLERE YENİ UYARILAR Saddam Hüseyin ve Kaddafi yok edilirken batı çetesine destek olanlar bugün israil terör örgütüne müdahale etmek için nedense bir araya gelmiyorlar. Emperyalizm ve dünyada ki çetesinin iki yüzlü halini bütün insanlık görüyor. Kınama bu terörü durdurmaz. Bu terörü bitirmenin yolu Anadolu'ya dadanmış
Annem geceleri derdi ki: "Yatmadan evvel dersini üç defa oku yavrum,uyurken melaikeler sana onu öğretir. "
Sayfa 13 - KapraKitabı okudu
Reklam
Huşû
“… İnsanlardan ilk kaldırılacak şey huşûdur. Hatta o seviyeye gelecek ki koca camilerde dahi tek bir tane huşûlu insan bulamayacaksın.” |Tirmizi, ilim :2665
Tertib sahibi olan zat, bir farz namazını veya İmam-ı Azam’a göre vacip olan bir namazı özürsüz yere veya hayız ve nifas gibi namazı düşürecek bir nitelikte olmayan bir özürden dolayı vaktinde kılmamış olsa, bu namazı, ilk vakit namazından önce kaza etmesi gerekir. Çünkü gerek kaçırılan namazların arasında ve gerek bunlar ile vakit namazları arasında sırayı gözetmek esasen şarttır. Ancak kazaya kalan namaz unutulup sonradan hatıra gelmişse veya kaçırılan namazlar çok olur da tertib sahibi olmaktan çıkılmışsa, vakit namazı kılınır.
Bu namaz, sen tam gün boyunca ayakta durasın, egilesin ve kendini yerle­ re atasın diye emredilmedi; onun amacı daha çok, namaz esnasında yaşa­nan halin her zaman seninle birlikte halması içindir. Hz. Mevlana (FmF, MEB, s.267) Tarikatlar, zaman içinde farklı eğitim metodları geliştirdiler. Bunların ortak paydasında, mantra benzeri bir uygulama olan zikir ve namaz63 bulunmaktadır. Genel olarak Sufizm'deki, özellikle de halvetteki önemi nedeniyle, aşağıda bu uygulamalar hakkında detay­lı açıklamalar yapılmıştır: Namaz "lslamın beş direğinden" biri olarak adlandırılan namaz,64 her müslüman için bağlayıcı şartlardan biridir. Allah ve insanın birleş­mesinin "hem ilk, hem de son adımı" olarak geçer. Ancak bir Sufi için, bu bir son değil, tüm varlığı Allah ile doluncaya kadar yapaca­ğı, "yakınlaşma" çabalarının başlangıcıdır: Bir insan tüm kalbiyle dua ettiginde ve Allah yoluna adım attığında, ilk olarak beş vakit namazına dikkat edecek, sonra da bunlan gitgide sonsuz­luga dek arttıracaktır (FmF, MEB. s.148)
1.000 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.