Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Bugün ikisinin adını bilmediğim birinin hem iş arkadaşı olduğum hemde adını bildiğim üç kişiyle namaz konusunda arada birkaç dakika fark olmasıyla bir anımı anlatayım. Çalıştığım yerde akşam namazı kılmak için mescide gittim. Tam namaza başlayacağım adamın biri bana "önüne bir şey koyda namazını kılarken biri engel olmasın" dedi. Bende "ben öyle şeylere inanmıyorum. Namaz Allah ile benim aramda. Ben namazım bozulacak diye bir şey yapacaksam daha namazım baştan yalan olmuştur" dedim. Başka bir adam "Allah kabul etsin de milleti niye karıştırıyorsun?" dedi. Bana ilk konuşan adam benim lafımdan sonra "değişik bir görüş" dedi gitti. Şimdi namazın hakikatini anlamanız için rahmetli Ramazan hocayı mezarından mı çıkarayım? Sonra namazımı bitirdim yerime geçtim. Birkaç dakika sonra belki de daha kısa süre sonra mal kabul tarafında gelen malların kaydını yapan tam bir delikanlı güvenlik görevlisi Sevilay geldi. Bilerek adını yazıyorum ki adaşları gurur duysun. Tam bir hanımefendi. Kimseye karışmaz işine bakar. Baktım elinde bir poşetle mescide gitti "namaz kılmaya gidiyorum Allah kabul ederse" dedi. Hem şaşırdım hemde sevindim. Çıktı seslendim dedim ki "Sen az evvel Allah kabul ederse dedin ya zaten Allah seni kabul etti ki sen namaza gittin". Vallah bu kız çalıştığım yerde bütün güvenlik kızları adam eder imana getirir...
İnsanın insana eziyeti, insanın hayvana eziyetiyle başlıyordu. " Öldürme " arzusu ilk önce hayvanların üzerinde test ediliyor, sonra insanların üzerinde uygulanır hale geliyordu. Hakir görme, nefret etme, işkence etme ve son olarak can alma... Ne kadar kolaydı! Hepsi yanlıştı, hepsi korkunçtu, hepsi günahtı. Bir insanın Allah'ı sevebilmesi için önce bütün canlıları sevmesi gerekmez miydi? Camide namaz kıldıktan sonra buraya kuş vurmaya veya hırsızlık yapmaya geliyorlarsa bu işte bir yanlış vardı, hem de büyük bir yanlış...
Reklam
Parayla namaz kıldırmaya ilk son veren kişi bence cennetlik olacak...
72 syf.
8/10 puan verdi
·
5 günde okudu
Sıcak bir eserdi...özellikle Ömer hikayesi... İnsan mükemmel olabilir, ama değişiyor işte.. insan aynı kalmıyor, bazen kendisi bile fark etmiyor...geçmiş ektiğin üründür, değişmez. Bu yüzden geleceği de geçmişine olan saygın ölçüsünde inşaa et... Bazen de geçmiş travmadır, insandan kendinden nefret eder, ama gelecek her zaman telafi etmek için vardır...Hiç kimse aynı değildir dün de bugün de yarın da... ....Herkeseeeeeeeeeee Keyifliiiiiiiiiiii Kitaplııııı Okumalarrrrrrr Diliyorummmmmmmmm...
İlk Namaz
İlk NamazÖmer Seyfettin · Kapra Yayıncılık · 2021859 okunma
"Ah, hakikati idrak etmiş bir kahraman çıksa..."
Sayfa 69 - Kapra YayıncılıkKitabı okudu
"Uyanınız! Kendinizi biliniz! Hayvanlar gibi gayesiz, teşkilatsız, medeniyetsiz yaşamayınız! Bir millet olunuz!"
Sayfa 69 - Kapra YayıncılıkKitabı okudu
Reklam
...okumaya başlamış, okudukça ümidini kaybetmiş, okuyup düşündükçe intiharı kurmuştu...
Sayfa 67 - Kapra YayıncılıkKitabı okudu
Resulullah'ın Enes b.Malik'e (ra) tavsiyeleri :
Enes b. Mâlik (ra) anlatıyor: "Sekiz yaşlarında iken Resûlullah'ın hizmetine başlamıştım.Bu sıralar Resûlullah'ın (sav) bana ilk öğrettiği şunlar olmuştu: • Ey Enes! Namaz kılacağın zaman abdestini güzel ve dikkatlice al! Böylece Hafaza (koruyucu) melekler seni sever ve ömrün uzar (bereketlenir). • Ey Enes! Cünüp olduğunda guslet
Taberânî, es-Sağîr. 2/32; Heysemî, ez-Zevaid, 1/272.Kitabı okuyor
Hatice annemiz (radıyallahu anhâ)
Asr-ı Saadet döneminde hangi ilkler var ise çoğunu yaşamıştır. Efendimiz (sallallahu aleyhi ve sellem’den sonra ilk kez Kelime-i Tevhid’i söyleyen, Efendimiz (sallallahu aleyhi ve sellem)’in arkasında ilk kez saf tutup namaz kılan, ilk eşi ve malını Allah yolunda harcayan ilk mü’mine hanımdır. Mü’minlerin ilk annesidir. İman yolunda öyle bir kıyam ortaya koymuştur ki, bu işin sadece erkek işi olmadığını âlemlere gösteren ve hanımlar âleminin en şereflilerindendir.
Şehrin bu kısımları, artık neredeyse kimsenin gitmediği tarihi camilerle dolu. Hâlâ bakımları yapılıyor, çürüyüp gitmeleri engelleniyor. Namaz saatlerinde, bazen içeridesessizce ibadetini yapan birkaç kişiye rastlanıyor. Ama çoğunlukla hiç kimse olmuyor. Dindarlar salgından daha çok etkilendiler. İstatistiksel olarak böyle bir veri var, nedeni tam anlaşılamasa da. Bir düşünceye göre dindar insanlar, genel olarak inanmaya daha eğilimli oldukları için, abuklamaya karşı kendilerini korumakta zayıf kaldılar. Hastalığın varlığından haberdar oldukları halde, dini içerikli konuşmaların, vaazların, hutbelerin hastalık taşıyabileceğinden şüphelenmediler ya da bundan şüphelenmekte geç kaldılar. Üstüne üstlük salgının ilk günlerinde oluşan panik hali, özellikle muhafazakar kesimleri; interneti, akıllı telefonları ve salgının yayılmasından mesul gördükleri her türlü şeytan icadını düşman belleyip dine daha çok sarılmaya yöneltti. Böylece dinsel kaynaklardan gelen tehlikeye karşı iyice savunmasız kaldılar. Sonuçta dindar kesimlerde büyük bir kıyım oldu.
1.000 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.