İslam’ da bazı gıdaların haram kılınması onların fizîkî ve ruhî yapı üzerindeki menfî tesirlerinden dolayıdır. Gıdanın insan şahsiyeti üzerindeki tesîri bugün İlmî araştırmalarla sabit olmuş ve bundan dolayı bilhassa Batı’ da “gastroloji” yani beslenme ilmi adıyla bir ilim teessüs etmiştir.
İslâm'a göre sanatın görevi, görülebileni kopya etmek değil, sözle ifade edilemeyeni/ anlatılamayanı görünür kılmaktır. Bu açıdan bakıldığında İslâm sanatının en önemli sanatı, mimarlıktır.
Reklam
Güçlü bir şekilde vurgulamak gerekir ki, İslâm sanatı, kendine özgü bir kâinat anlayışını, kendine has bir dünya görüşünü ortaya koymuştur.
Ebu Bekir Verak Hazretleri şöyle buyurmuştur: "Tamaha baban kimdir denilse, ilâhi mukadderatta şüphedir; sanatı sorulsa alçaklık ve horluktur, fayda ve sonun nedir diye sorulsa hüsran ve mahrumluktur, cevabını verir."
Kusursuz
Müslüman açısından, sanat bireysel, subjektif ilham ya da duygulanımların etkisinden kurtulduğu ölçüde ilahi olanı hatırlatan önemli bir dile dönüşür. Bu sanatın en belirgin özelliği, göklerin güzelliği gibi gayri şahsi olmasıdır. İslam sanatı, bir açıdan bakıldığında, onu ortaya koyandan bağımsız görünen bir mükemmellik sergiler. Başka bir ifadeyle, sanatçının bireysel özellikleri eserin evrensel karakteri önünde kaybolur. Bu anlayışta sanatçı kendisini işinin tek faili olarak görmez. Tam tersine, kendisinin ve yaptığı işi ilahi iradenin tezahürüne bir vesile bilir. Yaptığı işle bütünleşmesi sonucu kişisel varoluş bilinci öyle bir noktaya ulaşır ki burada o başlangıç ve sonu itibari ile ait olduğu hakikatte kendisini kaybeder veya yeniden bulur.
Sayfa 25 - GirişKitabı okuyor
İslam sanatının epistemolojik gayesi, yani bize bildirmeye çalıştığı şey görünenin arkasındaki görünmeyene ulaşmak, pratikteki gayesi ise dünyayı ve hayatı güzelleştirmektir. İslam’da din ve dünya diye iki ayrı alan telakkiisi olmadığından, İslam sanatları da olanca metafiziksel boyutlarıyla, hayatın her köşesini, her mekanı ve her türlü malzemeyi sürekli göz önünde bulundurduğu ilkelere sadakatle güzelleştirme yoluna gitmiştir. Din güzellik için kıstaslar belirleme ve sanat nesneleri yaratma konusunda önemli bir rol oynamıştır. Burada dini tecrübeyle estetik tecrübe tabir caizse aynı istikamette ve el ele yürümüştür. İslam sanatının en belirgin özelliği, bu sanatın, ruhun “ “mutlak”a açılan pencerelerinin aydınlığında gelişmiş bir sanat olmasıdır. Bu sanatta kafa ve gönül, vahiy ve ilham gibi iki ilahi ışığın aydınlığında buluşarak olağanüstü güzellikte sanat eserleri ortaya koymuştur. Bu sanatta fizikötesi, hayatın bizzat içinde olduğunu mütemadiyen hissettirir. Kısaca, İslam sanatı hayatın metafiziğe ve metafiziğin de medeniyete bitişik olduğunun en somut göstergesidir.
Sayfa 21 - GirişKitabı okuyor
Reklam
1.000 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.