— Çalışmak için müsait gün ve saat bekleme. Bilki, her gün ve her saat çalışmanın en müsait zamanıdır.
— Çalışmak için müsait yer ve köşe arama. Bil ki, her yer ve her köşe çalışmanın en müsait yeridir.
— Bir günde ve bir zamanda yapman lâzım gelen bir işi (bir dersi, bir vazifeyi) ertesi güne bırakma. Zira her günün derdi gibi, işi de kendine
Bir ahlak kitabı yazacak olsaydım:
Doksan dokuz sayfası bembeyaz, yüz sayfalık bir kitap olurdu.
Son sayfaya:
“Bildiğim tek bir görev var, o da sevme görevidir,” yazardım.
— Çalışmak için müsait gün ve saat bekleme. Bilki, her gün ve her saat çalışmanın en müsait zamanıdır.
— Çalışmak için müsait yer ve köşe arama. Bil ki, her yer ve her köşe çalışmanın en müsait yeridir.
— Bir günde ve bir zamanda yapman lâzım gelen bir işi (bir dersi, bir vazifeyi) ertesi güne bırakma. Zira her günün derdi gibi, işi de kendine
• Bir ahlak kitabı yazacak olsaydım:
Doksan dokuz sayfası bembeyaz, yüz sayfalık bir kitap olurdu.
Son sayfaya:
"Bildiğim tek bir görev var, o da sevme görevidir," yazardım...
Tüm yapıp ettiklerimizde kendini gösteren, ruhî muvazeneyi ortaya koyan, ruhun merkezi fakültesi "ahlak" ... Semavî yahut beşeri tüm dinlerin, siyasi akımların, tüm ideolojilerin, hasılı insana hitap eden soyut ve somut her şeyin olmazsa olmazı ahlâk...
Her kitap, bir ahlâk taşır, bir ahlâkı vaaz yahut ilham eder. Ve her ahlâk davacısının, en az bir kitabı vardır. Kitaplaşmayan ahlâk davası, anlatıcıları-bildiricileri ne kadar başarılı olursa da olsun, bir noktada tıkanır.