Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Bundan 87 yıl önce bugünlerde, TBMM’de kabul edilen bir kanunla ‘hain’ ilan edilen bazı kişiler yurtdışına sürülüyordu. Bundan 73 yıl önce yine bu günlerde ise TBMM’de bu kişileri affeden kanun kabul edilmişti. Neredeyse herkesin birbirini ‘Ergenekoncu’, ‘darbeci’, ‘Kürtçü’, ‘bölücü’, ‘terörist’, ‘şeriatçı’, ‘Fethullahçı’, ‘Batı şakşakçısı’,
Sohbet esnasında Mustafa Kemal Paşa, maârifin memleket sathında sür'atle yayılabilmesi için ne gibi tedbirler alınması lâzım geldiğini sordu. Bu sırada müdîr-i sâni Ayaşlı Ali Rıza Bey, Arnavutların yaptığı gibi Latin harflerini kabulden başka bir çâre olmadığını ileri sürdü. Fakat Heyet-i Temsiliye'den Washington sefiri Ahmed Rüstem Bey, bu fikre şiddetle karşı koydu: "Harf bir milletin şiârıdır. Harf değişirse millet hüviyetini, tarihini kaybeder, böyle bir şey olmaz" dedi. Bu suretle bu babdaki münakaşa da kapanmış oldu. .....
Sayfa 72
Reklam
Ankara Sultanîsi'nin müdir odasında bir muhtedî olan Ahmed Rüstem Bey'in kemal-i şiddetle reddettiği bu fikri, sonradan harf inkılâbı sıralarında Dârülfünûn Müderrislerinden Köprülüzâde Fuad Bey ve Şekib Tunç Bey de reddetmişler; birçok lisan bilen Filoloji Müderrisi Avram Galanti Bey de müstakil bir kitapla cerh ve reddetmişti. Türklerin bin senelik kütüphane-i irfânının Latin harflerinin kabulüyle mahv ve münkariz olacağı beyan ediliyordu. Güç öğrenmenin sebebinin metodda olduğuna inanıyorlardı. Sonra bu mâzi ile alâkayı kesmekoluyordu. Halbuki, Japonlar gibi meselâ İngilizceyi ilim lisanı ve yabancı dil olarak kabul etmekle terakki ve maarif meselesi kökünden halledilmiş olacaktı.
Sohbet esnasında Mustafa Kemal Paşa, maârifin memleket sathında sür'atle yayılabilmesi için ne gibi tedbirler alınması lazım geldiğini sordu. Bu sırada müdîr-i sâni Ayaşlı Ali Rıza Bey, Arnavutların yaptığı gibi Latin harflerini kabulden başka bir çâre olmadığını ileri sürdü. Fakat Heyet-i Temsiliye'den Washington sefiri Ahmed Rüstem Bey, bu fikre şiddetle karşı koydu: "Harf bir milletin şiârıdır. Harf değişirse millet hüviyetini, tarihini kaybeder, böyle bir şey olmaz" dedi. Bu suretle bu babdakı münakaşa da kapanmış oldu.
Kürt Mustafa (Nemrut Mustafa Yamulki)
Saffet Bey isminde ve Anadolu’ya silâh kaçıran bir adam geldi, beni görmek istedi. Dedi ki: — Size büyük bir haberim var. Türk tarihinde tek mevki işgal eden bir kadın oldunuz. Aynı zamanda, İstanbul’da, Nakiye Hanım’ı görüp ailemden de haber getirdi. Elime uzattığı Peyam-ı Sabah gazetesinde Kürt Mustafa Paşa mahkemesinin verdiği idam ilâmı ile fetva vardı. İdama mahkûm olan yedi kişi arasında sıra ile Mustafa Kemal Paşa, Bekir Sami Bey, Dr. Adnan, Ali Fuad, Ahmed Rüstem, Kara Vasıf ve Halide Edib vardı. Halide Edib namına uzunca bir bahis geçiyor, İstanbul Üniversitesi’nde Batı edebiyatı profesörü olan bu hatunun bütün kötülükleri sayıp dökülüyordu. Fetvada herhangimizi öldürmenin bütün Müslümanların dinî bir vazifesi olduğu yazılıydı. Aynı zamanda, İstanbul’da evimin Hükûmet tarafından işgal edildiğini, başımızı getirene mükâfat verileceğini de yazıyordu.
Sohbet esnâsında Mustafa Kemal Paşa, maârifin memleket sathında sür'atle yayılabilmesi için ne gibi tedbirler alınması lâzım geldiğini sordu. Bu sırada müdîr-i sâni Ayaşlı Ali Rıza Bey, Arnavutların yaptığı gibi Latin harflerini kabulden başka bir çâre olmadığını ileri sürdü. Fakat Heyet-i Temsiliye'den Washington sefîri Ahmed Rüstem Bey, bu fikre şiddetle karşı koydu:"Harf bir milletin şiârıdır. Harf değişirse millet hüviyetini, tari-hini kaybeder, böyle bir şey olmaz" dedi. Bu suretle bu babdaki münakaşa da kapanmış oldu.
Reklam
Üzeyir Hacıbeyli, bütün Türk dünyasının dahi müzisyenlerinden biri . Bizde, opera ve operet san'abnın bir numaralı yıldız ismi Üzeyir Hacıbeyli'dir. Üzeyir Hacıbeyli, 1885- 1948 yılları arasında yaşadı. 22 yaşında iken Leyli ve Mecnun operasını besteledi . Sonra birbiri arkasından "Şeyh Senan, Rüstem ve Söhrab, Şah Abbas ve
Mustafa Kemal Paşa, tekliflerinin kabulünden sonra, Millet Meclisi için nutkunu hazırlamaya başladı. Meclis, 23 Nisan 1920’de açılacaktı. Bu nutku odasında, Hakkı Behiç ile bana baştan başa okudu. Her ne olursa olsun, Mustafa Kemal Paşa’nın, kudreti milletin eline bırakmak isteği, herhangi bir diktatör veya sultan istemediği görünüyordu. Bana, o günlerde, Mustafa Kemal Paşa, George Washington gibi bir kimse görünüyordu. O aralık, Ankara’ya Chicago Tribune’ün muhabiri William adında biri gelmişti. Bizim resimlerimizi aldı. Bunlar muhtelif Amerikan gazetelerinde basıldı. Aynı gün, öğleden sonra, İstanbul’dan Saffet Bey isminde ve Anadolu’ya silâh kaçıran bir adam geldi, beni görmek istedi. Dedi ki: — Size büyük bir haberim var. Türk tarihinde tek mevki işgal eden bir kadın oldunuz. Aynı zamanda, İstanbul’da, Nakiye Hanım’ı görüp ailemden de haber getirdi. Elime uzattığı Peyam-ı Sabah gazetesinde Kürt Mustafa Paşa mahkemesinin verdiği idam ilâmı ile fetva vardı. İdama mahkûm olan yedi kişi arasında sıra ile Mustafa Kemal Paşa, Bekir Sami Bey, Dr. Adnan, Ali Fuad, Ahmed Rüstem, Kara Vasıf ve Halide Edib vardı.
Ahmed Rüstem Bey
“Harf bir milletin şiârıdır. Harf değişirse millet hüviyetini,tarihini kaybeder, böyle bir şey olmaz.”
Sayfa 72
Heyet-i Temsiliye, Ziraat Mektebine yerleştikten sonra, Beşinci Ordu erkânı ile birlikte bütün vilâyetlerle temasa geçildi. Kongrelerde verilen kararlar neticesi, her vilâyetten gelecek beş murahhasla, İstanbul'daki Meclis-i Meb'usan âzâlarının "Türki ye Büyük Millet Meclisi" adıyla bir hükümet kurmalarına karar verildi. Bu
Sayfa 71 - Kitabevi Yayınları, 10. Baskı: İstanbul 2021Kitabı okuyacak
16 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.