Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Fuzuli ve Oğlu
(Fuzuli'nin) Hille kasabasında tevellüd (doğmuş) etmiş olması ihtimali ağlebdir.(daha kuvvetlidir) Ali Emiri Efendi merhum bana Fuzuli'nin hali hayatında ve oğlu Fazlı aleyhinde söylenmiş şu Fârisi kıtayı göstermişti. Tercümesi: Şimdi Hille'de iki şair vardır Fazlı oğul Fuzuli baba* Dünyanın her işi tersinedir Baba fazlı oğul fuzuli** *(Burada Fuzuli şairin mahlası, Fazlı ise oğlunun özel ismi olarak kullanılmışken) **(Burada ise fazlı kelimesi faziletli, üstün manasında sıfat olarak; fuzuli ise gereksiz, boş manasında oğluna nisbetle sıfat olarak kullanılmıştır.)
Sayfa 34
Divanü Lügati't Türk
Kaşgarlı Mahmud'un eseri Divanü Lügati't-Türk'ün tek nüshası 1910'lu yıllarda Ali Emiri tarafından bir sahafta tesadüfen bulunup satın alınmış ve Kilisli Muallim Rifat tarafından yayınlanarak ilim dünyasına kazandırılmıştır. Kitap, hak ettiği şöhrete bu yayından sonra kavuştu. Bu lugat, Türkçenin zengin söz varlığının tespitine mühim katkı sağlamıştır. İstanbul Millet Kütüphanesi'nde bulunan tek nüshasının son sayfasında verilen malumata göre Kaşgarlı Mahmud, Divanü Lügati't-Türk'ü 25 Ocak 1072 günü yazmaya başlamış, 10 Şubat 1074 günü tamamlamıştır.
Reklam
Gerçek Adalet
Halife Hz. Ali birgün kaftanını kaybeder ve ararken onu bir hristiyanın üzerinde görür. Bunun üzerine hristiyanı tutarak Kadı Şureyh'in huzuruna çıkarır ve Şureyh'e 'Bu adamın üstündeki kaftan benim kaftanımdır. Bunu ona ne sattım, ne de bağışladım' der. Kadı Şureyh o hristiyana dönerek "Mü'minlerin emirinin bu iddası hakkında ne diyorsun?" diye sorar. O da "Mü'minlerin emirine yalancı diyemem, ama bu kaftan benim kaftanımdır' diye cevap verir. Bunun üzerine Kadı Şureyh Hz. Ali' ye dönerek "İddanızı isbat edecek bir deliliniz var mı?" diye sorar. Hz. Ali gülümseyerek " Doğru söyledin ey Şureyh! Elimde hiçbir delilim yok" der. Böylece kafanın hristiyana ait olduğunu hükmüne varılır. Hristiyan, Hz. Ali'nin gözleri önünde kaftanı alıp yürür. Mü'minlerin emiri ise onun arkasından bakakalır. Hristiyan birkaç adım gittikten sonra geri dönerek " Artık ben inandım ki bunlar peygamberlerin getirmiş olduğu hükümlerdir. Mü'minlerin emiri beni kendi Kâdısına şikayet ediyor, fakat Kâdısı onu haksız çıkararak kaftanı bana veriyor. Şu halde Allah'tan başka ilah olmadığına ve Hz. Muhammed'in O'nun kulu ve resûlü olduğuna şahadet ederim. Ey Mü'minlerin emiri! Kaftan gerçekten sizindir. Siz ordunuzla Sıffin'e giderken sizi takip etmiştim. O zaman bu kaftan devenizden düşmüştü' der. Bunun üzerine Hz. Ali de "Müslüman olduğunuza göre kaftanı size bağışlıyorum" der.
Değdi ah, tir-i ecel Nureddin'in kalkanına
Sayfa 313 - TİMAŞ YAYINLARI
Rahmetli babamın hep söylediği gibi söyledim ben de: "Bir şeye tevessül etmeli , olursa ala,olmazsa en ala!"Bizim karar ve niyetlerimizin üzerinde işleyen ve bizim için en iyisini tercih eden bir takdir var ona teslim oldum.
Sayfa 316 - TİMAŞ YAYINLARI
eş-Şayu hurufu's - Selase, işrabu bi's -Selase , utlubu bi's Selase. Yani çay harftir, üç kerede içiniz, üç kerede talep ediniz. Ali İhsan YURT
Sayfa 372 - TİMAŞ
Reklam
Kaldı ki, Doğu ve Güney-Doğu Anadolu'muz, en az bin yıldan beri topyekûn Anadolumuz'un Türkleşmesinde büyük rol oymamış, büyük fikir ve ilim adamları, büyük şairler ve liderler yetiştirmiştir. Bunları , genç nesillere tanıtmak boynumuzun borcu değil midir? Gerçekten de büyük Türk milliyetçisi, halk şairi Erciş'li Emrah'ı, din ve dil âlimi Vankulu Mehmet Efendi'yi, büyük müfessir, din âlimi ve Türk milliyetçisi VanÎ Mehmet Efendi'yi, büyük araştırmacı ve âlim Ali Emirî Efendi'yi kaç kişi tanır? Yine, meşhur " Mârifetname" yazarı İbrahim Hakkı hazretleri layıkı ile tanınıyor mu? Türklüğe hizmet etmiş yüzlerce aşiret reisinin kaçının adını biliyoruz. Meselâ, Seyyid İdris Bitlis'î kimdir? Akbıyık Mehmet Bey kimdir? ....
Ebû Ubeyde b. El-Cerrah
Kendini beğeniyor mu Şam Emîri? Hayır. Kendinden hayırlı gördüğü kim varsa onun gibi olmayı temenni ediyor ırkına bakmadan: "Ben Kureyşliyim. Fakat rengi kızıl olsun siyah olsun kimse yoktur ki takvaca benden üstün olan, keşke şu adamın bedeninde yaşayan ben olsaydım, demeyeyim." Müslümanların arasına karıştığında mevki farkını ortaya koyacak herşeyden feragat ediyor. Öyle ki Rumlar bir topluluğun içinde onu ayırt edemeyip "Emîriniz kim?" diye sormak mecburiyetinde kalıyorlar.
Sayfa 99 - Şule YayınlarıKitabı okuyor
Müminlerin emiri Hz. Ali'nin şöyle söylediği rivayet edilmiştir: "Yaratılışı güzel olan kimsenin (başkalarıyla) geçimi de iyi olur."
Sayfa 36 - Mizanu'l Hikme 4/141Kitabı okudu
992 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.