ATSIZ'DA TARİH ANLAYIŞI: Atsız'ın lisans öğrenimi, Türk Dili ve Edebiyatı Bölümü (Edebiyat Zümresi) olduğu hâlde bilim adamı olarak tarihle daha çok ilgilenmiş, bu konuda daha çok eser vermiştir. “Türk tarihinin içinde yüzüyorum. Diyebilirim ki her günüm 27 asrın içinde geçiyor." diyecek ölçüde (Atsız 1992: 67) kendisini tarihle
Dil ve tarih milleti millet yapan iki önemli unsur.
Fransız devrimi sonrası milliyetçi akımların hız kazanması ve uluslaşma sürecinin artması ile birlikte Türkçülük'te bir akım olarak ortaya çıkar. Türkçülük akımı Tekin Alp ile başlar. Türk ruhunu yazan Mois Kohen'e Türkçüler borçludur. Babası haham olan Selanik yahudisi dışarıda aslı ismi olan Mois Kohen'i kullanırken, içerde ateşli Türk milliyetçisi olarak Tekin Alp ismini kullanır. Ama aynı Mois Kohen Osmanlı Türk Devletinde Türkçülük akımını başlatırken "Araplar bizi arkadan vurdu" sloganının mimarı olarak da Türk-Arap ayrışmasını da sağlar. Türkler Araplarla uğraşırken İngilizlerle dostluk dostluk kurup Ortadoğu petrollerine el koyar.Türkçü Moes Kohen'in açtığı yara kapanmadı, devam etmektedir. Tarihimizde Mois Kohen dilimizde Agop Martanya'nın imzası vardır. Cumhuriyet döneminde ise Türkçülük ve Türklükle ilgiliTürk olmayanlar etkin olmuştur. Türklerin emperyal politikasında etkin olan yeni tertiplerle geniş bir coğrafya'da varlığını sürdürmesine yarayan Türkçe merkezli Osmanlıca tasfiye edilip aruı Türkçe adı altında arapça ve farsça atılması projesi doğal müttefiklerini kaybetmesine neden olmuştur. Cumhuriyet dönemi Türkçe, Anadolu, Balkanlari Kafkasya, Ortadoğu, Afrika uzak doğu ortak dili olmaktan çıkarılmıştır. Bu ise yine Türk olmayan bir ermeni kanalıyla yaptırılmıştır.
Reklam
Tekin Alp, Kemalizmin, bir ideoloji mi, nazariye mi, dok­trin mi, sistem mi, yoksa bir rejim mi olduğu tartışmasını yapanlardandır. Ona göre, Kemalizm İhtilali, "Türkiye'nin rejimi"dir. Ke­malizm, bir "sistem"dir; bir "ideoloji"dir ve gelecekte azimle takip edilecek olan "yol"dur.
Selçuklular
... derin bir iman ile İslam oldukları ilk devirde hem Türkçe ve hem müslüman adları taşıyorlardı. Mesela Tuğrul Bey ve Alp Arslan'ın Mehmed, Çağrı Bey'in Davud, Sancar'ın Ahmed, Tapar'ın Mehmed, Gümüş Tekin'in Ahmed (Danişmend Gazi) gibi Türkçe ve İslam adları da burada hatırlanabilir...
19. yüzyıl sonu ile 20. yüzyil başlarında Musevilerin, Turancılok ve Türkçülük fikirlerinin yeşermesinde büyük rolleri olmuþtur.187 Yahudi asıllı ve asıl adı Moiz Kohen olan ve sonradan isim değiştiren Tekin Alp, Türkçülüğün kurucularından sayılan Ziya Gökalp’i etkileyenlerin başındadıt. Türk milliyetçiliğinin gelişimi için özel bir gayret göstermiştir
O gece gökteki yıldızlar titreşip yanıyor, Ötüken'den gelen sert bir rüzgar ciğerlere dolup taşıyordu. Kür Şad'ın evinde toplantı vardı.. Kür Şad’la Bögü Alp, güvendikleri Türk beğlerinden birkaçını çağırmışlardı. Aldıkları buy­ruk gereğince yayan olarak geliyorlardı. Önce iri Yamtar, arkasından Yağmur'la
Reklam
Bu altı okla temsil edilen altı “inan esası” içerisinde, bir bakıma diğer beşini de kapsayan “devrimcilik” esası da, aslında Batıcılığın ifadesinden başka bir şey değildir. Tekin Alp bunu şöyle altarır: İnkılâb kelimesine gelince… ilk defa ortaya atıldığı zaman, bu kelime… basbayağı ihtilal manası taşıyordu. Bu Atatürk tarafından milleti garbe doğru, garp kültürüne ve garp zihniyetine doğru sosyal inkılâb lehine verilen parola idi. Bu yolda ilerlemeğe devam ediliyor ve ebediyen devam edilecektir…
Sayfa 121Kitabı okudu
Alp Tegin, Sebük Tegin adlarındaki Türkçe sonek "tegin" [veya "tekin"] şehzade [veya prens] demektir.
Sayfa 76 - Ayrıntı YayınlarıKitabı okudu
Milli burjuvazi daha sonra Atatürk döneminde tekrar gündeme gelecekti
Türkçülerden önce iktisadi durum üzerine yazan Yeni Osmanlılardan bazı kalem­ ler, "yerli tüccar zümresi" oluşturulmasını isterken bir tür "ikti­sadi millileştirme" talep ediyorlardı. Bilindiği gibi, Türkçüler arasında bu bağlamda iktisadi bağımlılığa dikkat çekenler Ziya Gökalp, Yusuf Akçura, Tekin Alp ile Parvus takma adıyla bili­nen ve Türk Yurdu'nda uyarı dolu yazılar kaleme alan Alexander Helphand olmuştur. Özellikle 1. Dünya Savaşı'na giderken ve sa­vaş yıllarında, daha çok Alman tarihçi okulunun etkisiyle ortaya konan görüşler neticesinde bir "milli ekonomi" yaratılması gerektiği noktasında birleşildi. Ancak, "milli ekonomi" görüşünün içerdiği korumacı yaklaşım, kapsamlı bir emperyalizm eleştirisi­ne esin kaynağı olmadı ya da iktisadi alanda yabancı sermayenin reddi gibi sonuçlar doğurmadı.
Çarpışmaya başlamadan önce düşmanlarının başarılarını bilen Alp Tekin, askerlerinin fikrini öğrenmişti. Bu kadar az bir askerle başarı kazanmanın mümkün olamayacağından başlarının çaresine bakmalarını, çünkü kendi yanında kalmanın onlara ölümden başka bir şey getirmeyeceğini, Mansur'un kumandanı ile görüşmelerinin kendileri için daha iyi olacağını söylemişti. Hepsi birden kendisinin mutluluğuna katıldıkları gibi felaketine de katılmaya kararlı olduklarını, kendisinin karşılaşacağı her türlü tehlikeye karşı yanında yer alacaklarını söylediler. Alp Tekin bu zaferden sonra o bölgenin tek hakimi oldu.
Anıtkabir Derneği Yayınevi
80 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.