Markopaşa · 3 Şubat 1947 · Sayı: 9 Markopaşa'nın bu sayısı ile kadroya Rıfat Ilgaz da katılmış olmalıdır. Ilgaz, Boğazlayan Ortaokulunda hastalanmış, 2 Ocak 1947'de İstanbul Validebağı Sanatoryumuna gelmişti. Kendi anlatımıyla Boğazlayan Ortaokulundaki görevine başladıktan (2 Kasım 0946'da atanmıştı) bir-iki ay sonra Markopaşa'ya katıldı
Bir yandan gazete yayımlanırken diğer yandan da mahkemeler sürmektedir. Bu sıralarda Markopaşa aleyhine gösteriler de yapılmaya başlanmıştır. Dönemin diğer gazetelerinde, satıcılardan aldıkları Markopaşa'ları yırtan yurttaşlardan söz edilmektedir. Eskişehir'de Markopaşa'yı getiren Toros Ekspresi'ne saldırı girişimi olur (Cumhuriyet ile Ulus,
Reklam
Atatürk bizzat kendisi, 1933'te söylediği Onuncu Yıl Nutku'nda Türkiye'nin bilim ve eğitim politikasının hedefini de tesbit etmiştir: Çağdaş uygarlık düzeyinin üzerine çıkmak. Bu hedefe varış, hem bilimde hem de san'atta yücelmeyi gerektirirken, aynı zamanda halk kütlelerinin de bilgilendirilmesi, eleştirel düşünceyle tanıştırılması ve bağımsız bireyler olmalarının sağlanmasını zorunlu kılıyordu. Yedi küsur yıl süren Milli Eğitim Bakanlığı döneminde Hasan-Ali Yücel bu hedeflere varabilmek için, okulların müfredat programlarının ıslah edilmesini, yeni tür okulların açılmasını ve halka dönük tercüme ve ansiklopedi yayını gibi işlerle halkın bilgi ve görgü düzeyinin yükseltilmesini hedeflemiştir. Büyük bir fikir ve icraat adamı olan Hasan-Ali Yücel bu amaçlarına varamadan hem sağ hem de sol görüşlü kişiler ve politikacılar tarafından, bilerek veya bilmeyerek sabote edilmiş, onun bakanlıktan ayrılmasından sonra Türkiye'nin Atatürk ile başlayan aydınlanma hamlesi durmuştur. Türkiye 1 946 yılından beri adım adım uygar dünyanın dışına yürümüştür. Bu yürüyüş bugün artan bir hızla sürmekte ve ulusun ve ülkenin bulunduğu çevrenin emniyetini tehdit etmektedir.
Sayfa 480
Kundera da dediyse başım üstüne :-))))
...Kundera'nın söylemiyle Niteliksiz Adam, "her an herhangi 1sayfasından açılıp 1ansiklopedi gibi okunabilecek" türde 1romandır. Nazi SS birliğinin organı olan Kara Kolordu'ya kalırsa da "aşırı entelektüel kütük'tür...
"Efendiler görüyorsunuz ki, Cumhuriyet ilanına karar vermek için Ankara'da bulunan bütün arkadaşlarımı davete ve onlarla müzakere ve münakaşaya asla lüzum ve ihtiyaç görmedim. Çünkü, onların zaten ve tabiaten benimle bu hususta hemfikir olduklarına şüphe etmiyordum. Halbuki o esnada Ankara'da bulunmayan bazı zevat, SELAHİYETLERİ OLMADIĞI HALDE, kendilerine haber verilmeden ve rey ve muvafakatleri alınmadan, Cumhuriyetin ilan edilmiş olmasını güvenip kızma ve ayrılma vesilesi saydılar". (Nutuk, s. 802-803) Ankara'da bulunmayan Rauf Bey, Ali Fuat ve Kâzım Paşalar tıpkı Ankara'da bulunan İsmet, Hâlid, Kemaleddin Sami ve Kâzım Paşalar ile Ali Fethi Bey gibi birer mebusturlar. İlk saydığımız üç kişi, Milli Mücadeleyi başlatan mühim simalardandır. Rauf Bey Başbakanlık yapmış, Kazım Karabekir Paşa M. Kemal Paşa Anadolu'ya geldiğinde büyük destek vermiş, Ali Fuat Paşa da ordu kumandanlığı ve TBMM ikinci reisliği yapmış kimsedir.
Sayfa 385Kitabı okudu
AKÎKA(Yeni doğan çocuk için kesilen şükür kurbanı)
Yeni doğan çocuğun başındaki saça Arapça'da "akîka” denir. Çocuk için kesilecek şükür kurbanı genellikle doğumdan birkaç gün sonra kesildiği ve o gün çocuğun saçı tıraş edildiği için bu kurbana da "akîka” adı verilmiştir. Câhiliye döneminde Araplar, yeni doğan erkek çocuklarının saçını tıraş edip adına kurban keserler ve kurbanın kanını
Reklam