Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Bu defa ki Karadeniz gezisi gerçekten tarihsel bir gezi oldu … Ve o son geceyi hatırlıyorum: Ordu Müfettişi Kazım Orbayıla Korgeneral Muzaffer Ergüder’i, diğer komutanları ve doğu illerinin hemen bütün valilerini, parti büyüklerini, Trabzon’un ileri gelenlerini sofrası etrafına toplamıştı… Her zamankinden fazla neşeli görünüyor ve kendine özgü
ATATÜRK OLMASAYDI:
Din ve Maneviyatı akıl ve mantıkla böylesine bağdaştıran bir başka insan bulamazdık. O, din’in dünya’dan ayrılmasını bunun için kat’iyetle iste­di. Fakat, İslâm dininin kural ve telkinlerini değerlendirirken, O’nun dayandığı akıl-mantık-halk psikolojisi terkibine, hiç bir ünlü ilâhiyatçı yetişemedi. ☆ Sizlere bir Zekeriya Sofrası misâli vereceğim.
Sayfa 116 - Kazancı KitapKitabı okudu
Reklam
Atatürk’ün Sofrası
Atatürk'ün söyleşi sofrası bir öğreti, düşün tartışması şölenidir. Sofranın söyleşi aracı yavaş yavaş yudumlanan rakı kadehleridir.
Sayfa 196 - Cem Yayınevi
İşten ve yurt gezilerinden artan bütün ömrü sofrada geçmiştir denilebilir. Fakat burası hiçbir zaman bir içki ve cümbüş bayalığına inmemiş, bir sohbet ve tartışma meclisi olarak kalmıştır. Eğlencenin yanı sıra en zor devlet işlerinin karara bağlandığı bir meclis olmuştur. Buna "Politikanın, aktüalitenin ziyafet sofrası.." adını takanlar yanılmamışlardır.
Sayfa 33 - Hürriyet yayınlarıKitabı okudu
Manevi Kız Sabiha Gökçen' in anlatımı...
Şu bilinmelidir ki, Gazi Paşa'nın sofrası asla bir işret àlemi yeri, bir vakit geçirme, bir zaman öldürmw yeri değildi. Dünya ve yurt sorunlarının, ilmin, felsefenin, sanatın, insanlık idealinin ve uygar Türk ulusunun gekeceğinin sabahlara kadar tartışıldığı bir okuldu bu sofra.
Sayfa 113Kitabı okudu
Atatürk'ün sofrası ile ilgili bir diğer iddia hiç enginar yemediği, Dolmabahçe Sarayı'ndaki son günlerinde canının enginar çekmesine rağmen mevsimi olmadığı için getirtilemediği şeklindedir. Ama arşivde bu iddianın doğru olmadığını gösteren kayıtlar mevcuttur ve enginarın senelerce alındığı, üstelik Atatürk'ün hastalığının ağırlaştığı 1938'in 1 Ekim'i ile 8 Kasım'ı arasında beş defa enginar yediği görülmektedir.
Reklam
"Atatürk'ün sofrası, sofradan çok bir okula benzerdi. Sofrayı nasıl çiçekle süslemeyi ihmal etmezsem, tabakların yanına mutlaka birer bloknot ve kalem yerleştirmeyi de unutmazdım."
Atatürk’ün Sofrası
“Yemek konusunda son derece kanaatkâr idi. Bizde rakı içerken genellikle yenen şeyleri yemekten hoşlanmazdı. Sofrada ekseriya bir miktar tuzlu leblebi ile yetinir, yalnız bu mezeyle içerdi. Ancak sofra işi bittikten sonra sabaha karşı bir miktar yemek yerdi. Özellikle kuru fasulye ile pilavdan hoşlanırdı. O yüzden mutfakta bu yemeklerin bulunması âdettendi. Esasen sabah kahvaltısı ve öğle yemekleri de mutat değildi.” -Dr. Asım İsmail Arar
“Atatürk’ün Sevdiği Yemekler”
Askerî okulların klasik yemeği kuru fasulyedir, orada alışılan bu yemek ileride cephelerde de daima karşımıza çıkar. Atatürk mektepten alıştığı kuru fasulyeyi bütün ömrünce diğer yemeklere tercih etti. Bir bekâr yemeği olan yağda kozartılmış yumurta ise onun ikinci büyük tercihi idi. Meze olarak beyaz peynir, kavun ve leblebi daima sofrada bulunurdu. Rakıdan başka içkiler üzerinde durmazdı. Alkole çok dayanıklı bir bünyesi vardı. Kazım Özalp Atatürk’ten Anılar, Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları, Ankara, 1992, sayfa 79.
Sayfa 13 - Pdf
26 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.