Masal
Masalın tersinden korkuyor Selin belki de.Sevgili prensinin birdenbire kurbağaya dönüvereceğinden ve artık inanacak hiç masalı kalmayacağından.
Rıza Milyon-er
“Kıymeti yoktu. Hiçbir şeyin kıymeti yoktu. Kendi kıymeti bile yoktu. İş miydi sanki alıp satmak? İş miydi sanki malı bekletmek? İş miydi sanki vaktiyle üç yüz kuruş getirmeyen, ikide bir su basan tarlayı üç yüz bine okutup sokakta, mahallede birdenbire selamın, sabahın, saygının, itibarın değişivermesi? Bütün bunlar iş miydi be?! Birdenbire içini bir fenalık bastı. Sokağa gene daldı.”
Yapı Kredi YayınlarıKitabı okudu
Reklam
Evle birlikte “mahalle” de çekip gitmişti hayatımızdan... Mahalleyle birlikte “mahallenin delisi”, “terzisi”, “abisi”, “takımı”, “kızı”, “namusu” da... İçtiğimiz gazozları, kara kaplı veresiye defterine yazan bakkalı da... Dost sabahların tanıdık selamlaşmaları da... “Bir mâniniz yoksa annemler akşam oturmasına gelecek”leri de... Komşuluk ilişkileri de... –Ne yalan söylemeli– bazen aile baskısından da ağır basan mahalleli baskısı da... Selin suyuna direnen mahalle, çağın zoruna direnememiş, kaybedilmiş bir kimlik kartı gibi hayatımızdan silinip gitmişti.
Birdenbire bütün ömrünü boşu boşuna harcadığını sandı. İtibarının paraya, refahının paraya, selametin paraya, radyonun paraya, yayladaki evin paraya dayandığını anlayıverdi. Kıymeti yoktu. Hiçbir şeyin kıymeti yoktu. Kendi kıymeti bile yoktu. İş miydi sanki alıp satmak? İş miydi sanki malı bekletmek? İş miydi sanki vaktiyle üç yüz kuruş getirmeyen, ikide bir su basan tarlayı üç yüz bine okutup sokakta, mahallede birdenbire selamın, sabahın, saygının, itibarın değişivermesi? Bütün bunlar iş miydi be?! Birdenbire içini bir fenalık bastı.
Timur, Çubuk Ovası'nda birbirini kıran iki tarafın Müslüman olduğunu söylemiş ve bunun hüznüyle olsa gerek Çubuk Ovası'ndan çıkarken, harp meydanına ayak basan askerlerin ve atların ayaklarının tek tek temizlenmesini emretmişti: "Bu ovanın toprağı lanetlidir. Buranın tozu başka topraklara bulaştırılmayacak!"
Sayfa 207 - TimaşKitabı okudu
Ama annemin ölümünü, Selin'in mektubunu yanımda götürmüştüm, dünyanın hiçbir yerinde bunlarını gömebileceğim kadar büyük bir çukur, atabileceğim kadar derin bir uçurum yoktu.
Reklam
199 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.