Freud’dan ayrılan isimlerin muhafazakarlaşması
John Bowlby, Theodor Reik, Erik Erikson ve çağdaşlarının çalışmalarında, ana akım psikanaliz, ataerkil ailenin ve toplumsal cinsiyete dair uzlaşımsal tanımların güçlü bir ideolojik dayanağı haline gelmişti. Her ne kadar yorumcuları yerine, hatalı bir şekilde Freud’a daha fazla saldırılmış olsa da, bu gelişmeleri izleyen feministlerin psi­kanaliz eleştirileri böylece haklı gösterilmişti.
Ödül törenindeki giyim kuşam tartışmasına nasıl bakıyorsunuz? Modern olmaya çalışan az gelişmiş ülkeler, modernliğin önce dış görünüşüyle ilgileniyor. Sadelik, alçakgönüllülük, kendinle alay edebilmek gibi özellikler bizim kültürde hiçbir zaman bir üst değer olamamıştır. Böbürlenmek, şişinmek, öğünmek her zaman daha çok onay görmüştür. Az gelişmiş ülkelere has çifte standardın en somut göstergelerinden biri de, kendi ülkesinde aşağılanan bir davranışı, bir batılı yaptığında bu davranışa hemen hayran olunmasıdır. Geçtiğimiz yılların birinde İstanbul Film Festivali ödül töreninde, bir sürü kravatlı Türk arasında, kolları sıvanmış soluk kazağı ve eski kadife pantalonuyla John Berger sahneye çıktığında bütün yorumlar aynen şöyleydi: "Ne rahat adam!" Bu ülkede kravata, smokine ya da o tip giyime yüklenen anlam, beni bu tarz giyimden ve onun temsil ettiği hemen her şeyden yıllar önce soğuttu. Cannes Film Festivali'ne gittiğimde smokin giymek zorunda kalmıştım ama doğrusu kendimi maymun gibi hissetmiştim. Oscar ve Cannes'da smokin zorunlu ama bu duruma tepki göstermeyenler de yok değil. Benim gittiğim yıl Cannes'da, En İyi Yönetmen ödülünü alan Protesto fılmi ekibi smokin giymeme konusundaki isteklerini dayatarak festival yönetimine rest çekmiş, sonuçta gömlek ve kazaklarla sahneye çıkmışlardı. Ve doğrusu bu onlara çok daha inandırıcı bir görünüm kazandırmıştı.
Reklam
Zulümdeki rolü nedeniyle halkın büyük nefretini toplayan Bonner'a düşmanları tarafından 'Kanlı' Bonner lakabı takıldı. Soylular, Kilise liderleri, erkek, kadın ve hatta birkaç çocuktan oluşan kurbanların neredeyse tamamı yakılarak idam edildi. İdamların arkasında çoğu zaman bir siyasi sebep olur ama burada böyle bir durum söz konusu değildi. Mesele, tamamen dini zulümdü. Ortaçağa özgü sapkınları yakarak idam etme yöntemi, o kadar vahşi bir ölüme neden oluyordu ki bu durum birçok insanı öfkelendirdi. Mary ve idam görevlileri dindar, sadık ve hayırsever olarak tanınan ve çok sevilen din adamlarını da ortadan kaldırıyordu. Bu zulüm, amaçlananın tam tersi bir etkiye neden oldu. Mary, birkaç kişiyi bu dünyanın ateşinde kurban ederek sayısız ruhu cehennemin ateşinden kurtardığına yürekten inanıyordu.
Sayfa 150 - Ketebe Yayınları, 1. Baskı: Mart 2019
Büyük Fransız yazar Victor Hugo, hayatı boyunca büyüyle ilgilenmiş, seanslar düzenlemiş ve ölülerin ruhlarını çağırmıştır. Böyle bir durumda o ve arkadaşları, Shakespeare’in dehasıyla bağlantıya geçmiş ve o da nezaketen yeni bir oyunun ilk sahnesini Fransızca dikte ettirmiştir! (118) (s.306-307) (118) John Warne Monroe, Laboratories of Faith: Mesmerism, Spiritism, and Occultism in Modern France, Cornel University Press, Ithaca ve Londra, 2008. Bu kısma dikkatimi çektiği için Prof.. Monroe’ya müteşekkirim. Altın Şafak Hermetik Cemiyeti (Hermetic Order of the Golden Dawn), 1888’de îngilterede kurulan okült, metafiziksek mistik ve ezoterik öğretileri içeren inisi- yatik bir cemiyettir. Dini simgeler ve ruhsal kavramlar önemli rol oynamış olsa dahi Altın Şafak Hermetik Cemiyeti dini bir yapılanma değildir, (ç.n.)
Sayfa 307 - Ayrıntı YayınlarıKitabı okudu
Tanınmak , diye düşündü O'Connell , bağlamla ilgili olan bir şey. Eğer birisini görme beklentisi içine girerseniz , onu görürsünüz. Girmezseniz , görmezsiniz. O kişi sizin için görünmez olur.
"Bu adil değildi. Farklı olmak senin suçlu olduğunu göstermez ki." Michael O'Connell onaylar gibi başını salladı. "Doğru. Sadece polislerin seni bulmasını kolaylaştırır. Diğerlerinden farklı olduğun vakit, kaçman mümkün değildir. Eğer başkalarıyla aynı isen, istediğini yapabilirsin. İstediğin her şeyi..."
Sayfa 122 - Koridor YayınlarıKitabı okudu
Reklam
...John Bowlby, Theodor Reik, Erik Erikson ve çağdaşlarının çalışmalarında, ana akım psikanaliz, ataerkil ailenin ve toplumsal cinsiyete dair uzlaşımsal tanımların güçlü bir ideolojik dayanağı haline gelmişti. Her ne kadar yorumcuları yerine, hatalı bir şekilde Freud’a daha fazla saldırılmış olsa da, bu gelişmeleri izleyen feministlerin psi­kanaliz eleştirileri böylece haklı gösterilmişti.
O'Connell, en iyi avcılar geceleri çalışır, diye hatırlattı kendine.
Modern olmaya çalışan az gelişmiş ülkeler, modernliğin önce dış görünüşüyle ilgileniyor. Sadelik, alçakgönüllülük, kendinle alay edebilmek gibi özellikler bizim kültürde hiçbir zaman bir üst değer olamamıştır. Böbürlenmek, şişinmek, öğünmek her zaman daha çok onay görmüştür. Az gelişmiş ülkelere has çifte standardın en somut göstergelerinden biri de, kendi ülkesinde aşağılanan bir davranışı, bir batılı yaptığında bu davranışa hemen hayran olunmasıdır. Geçtiğimiz yılların birinde İstanbul Film Festivali ödül töreninde, bir sürü kravatlı Türk arasında, kolları sıvanmış soluk kazağı ve eski kadife pantolonuyla John Berger sahneye çıktığında bütün yorumlar aynen şöyleydi: "Ne rahat adam!" Bu ülkede kravata, smokine ya da o tip giyime yüklenen anlam, beni bu tarz giyimden ve onun temsil ettiği hemen her şeyden yıllar önce soğuttu. Cannes Film Festivali'ne gittiğimde smokin giymek zorunda kalmıştım ama doğrusu kendimi maymun gibi hissetmiştim. Oscar ve Cannes'da smokin zorunlu ama bu duruma tepki göstermeyenler de yok değil. Benim gittiğim yıl Cannes'da, En İyi Yönetmen ödülünü alan Protesto filmi ekibi smokin giymeme konusundaki isteklerini dayatarak festival yönetimine rest çekmiş, sonuçta gömlek ve kazaklarla sahneye çıkmışlardı. Ve doğrusu bu onlara çok daha inandırıcı bir görünüm kazandırmıştı. -Nuri Bilge Ceylan
Sayfa 35 - Norgunk Yayıncılık
22 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.