kendini tanıyıp tamam olmuş halimiz
gelecekte bir yerlerde bizi bekliyor da
biz şimdiler de tamamen
kayıp olduğumuzu sanıyoruz
diz çöküp umut ederek
kendimizi geliştirirsek
o kişiliğe kavuşacağımızı düşünüyoruz
oysa kendini bulmak dedikleri bu saçmalık
sonu olmayan bir hayal
kendimi daha iyi tanımayı beklerken
hayatımı ertelemekten bıktım
her geçen gün yepyeni bir insan oluyorum
dönüşüyorum, deri değiştiriyorum
ve sonra yeniden başa dönüyorum
yani tam burada
içinde olduğum bu anda aslında
gelecekte bir yerlerde değil kusursuz benliğim
bir şeyleri düzeltmek zorunda değilim
bugüne denk cevaplar aradıysam
eksik olduğum için değil
büyümeye devam edecek kadar cesur olduğum için
hayatımı güzel kılacak her şey
şimdiden ellerimde benim
-kusurlarımla tamamlanırım
''Sana bakınca aklıma ne geliyor,biliyor musun,Pamuk?''
İç çektim en içlisinden.
''Bela paratoneri?''
Güldü bu cevabıma.Ama kendi cevap vermek için hiç beklemedi.
''Vatan.''
Konuşmadım.Konuşamadım.Öylece baktım dünyanın en güzel kehribarlarına.Sarı ve yeşille bezenmiş en güzel tonlara.Ben oyuntumdaki eli yavaşça gidip geldi kıvrımlarımın üzerinde.''Bu kız varya,diyorum,''dedi.''Benim vatanım.Evim.Yurdum.Sığınağım.Edirne'den Kars'a karış karış toprağım.İzmir'in dağlarında açan en güzel çiçeğim,mavi mavi bakan Atatürk'üm,neşe saçan cumhuriyetim.''Alnını alnıma yaslayıp burnunun ucunu narince değdirdi yanağıma.''Ellerin,parmakların,dudakların,gülüşün,bakışın,tenin,kokun,vatanımın binbir parçası.''diye devam etti müptelası olduğum ses tonuyla.''Kutsal,korunası,tapılası,uğruna ölesi...''Dudağımın kenarındaki yaranın üzerine minik bir öpücük bıraktı.''Benim...''
"Evim bana; "Beni terk etme; çünkü burada geçmişin ikamet ediyor." diyor. Ve yol bana; "Gel beni takip et; çünkü ben senin geleceğinim." diyor.
Ve ben her ikisine de; "Benim ne geçmişim, ne de bir geleceğim var. Burada oyalanıp kaldığım takdirde, kalışımda bir gidiş vardır; gidecek olursam da gidişimde bir kalış vardır.
Yalnızca sevgi ve ölüm her şeyi değiştirecektir." diyorum. Hayatın adaletine karşı nasıl nankörlük edebilirim, yerde yatanların düşleri hani o kuş tüyü yataklarda uyuyanların düşleri kadar güzel olduktan sonra?"
-Halil Cibran
(Kum ve Köpük, Arkhe Yayınları, İstanbul, 2016, s.63)
“Bu kız var ya, diyorum. Benim vatanım. Evim. Yurdum. Sığınağım. Edirne’den Kars’a karış karış toprağım. İzmir’in dağlarında açan en güzel çiçeğim. Mavi mavi bakan Atatürk’üm. Neşe saçan Cumhuriyetim.”
Bu kız var ya diyorum. Benim vatanım. Evim. Yurdum. Sığınağım. Edirne'den Kars'a karış karış toprağım. İzmir'in dağlarında açan en güzel çiçeğim, mavi mavi bakın Atatürk'üm, neşe saçan cumhuriyetim.
İsmet Özel’in çok sevdiğim bir şiiri şu dizelerle bitiyor: “Herkesin bir bahanesi var, senin yok / biraz bekleyebilirsin, daha sonra / burada kalamazsın, başa dönemezsin / ama dön / eve dön! şarkıya dön! kalbine dön! ...
Ev deyince hepimiz yanından dere akan, yaz kış bacası tüten o tek katlı yapıyı resmediyoruz hâlâ. Eski şarkılarımız yenileri
"Bu kız var ya diyorum, benim vatanım, evim, yurdum, sığınağım, Edirne'den Kars'a karış karış toprağım, İzmir'in dağlarında açan en güzel çiçeğim, mavi mavi bakan Atatürk'üm, neşe saçan Cumhuriyetim."