On bir yaşındaydı, ama kendisini ihtiyarlamış hissediyordu.
Gümüş Kanat
“İnsanlar yaşamak isterler çocuğum. Kendilerinden ziyade sevdiklerinin yaşamasını isterler... Fakat doğmak gibi ölmek de var dünyada. Gelen muhakkak ki günün birinde gidecek.”
Sayfa 120Kitabı okudu
Reklam
Gondor! Gondor, Dağlar'la Deniz'in orta yerinde "Eserdi Batı Yeli; dururdu ışık Gümüş Ağaç'ın üzerinde" Ve parlak bir yağmur gibi dökülürdü eski Kralların bahçelerine Ey mağrur surlar! Ak kuleler! Ey kanat! taç! Altın taht bir de! "Ey Gondor, Gondor! İnsanlar Gümüş Ağaç'ı görecek mi bir daha"' Esecek mi Batı Yeli yeniden, Dağlar'la Deniz'in arasında?
Tairn'in Violet'e gümüş demesine bayılıyorumm<3
Adalet her zaman merhametli değildir.
Sayfa 331 - Olimpos YayınlarıKitabı okudu
GÜVERCİNE MEKTUP Pamuk kalplim, bir tanem, her şeyim. Ey ışık saçarak cıvıldayanım. Zarafetini anlatmak ne mümkün! O beyazlığın, o pirüpaklığın, o parlaklığın! Kusursuz, kadife rüyam. Kanatlarının güzelliğiyle dünyayı aydınlatır, kanat çırpışlarınla göğü bulandırırsın. Ey cümle varlıkların damarlarında akan kanla dolup taşan merhamet. Ey bağışlanmış, dürüst bir yürekten gelen gözyaşlarının verdiği keder. Ey ruhumun anavatanı. Ey ruhum. Güce hükmeden şefkatli güçsüzlük. Yaratılmadan önce sular üzerinde gezen sen. Tufandan sonra Nuh’un gemisinden ilk inen sen. Bakıyorum kendime ve dünyaya, özünde sen varsın diye. Böylece sana bakmış oluyorum aslında. Gümüş rengi saçların konfeti misali göğe yükselirken ben de uçuyorum seninle birlikte. Biliyorum sen de hemen oracıktasın o güzel süzülüşünle, beyazlığınla. Aziz, tertemiz ruhunla kal benimle. Âmin! Âmin! Seni avuçlarıma alayım, dudaklarımın bir köşesini gagala. Işık yayılsın gözlerinden ve dünyanın merkezinden. Aynı ışık ayaklarıma sıçrasın, oradan yayılsın dizlerime. İçsel ışık seli ara alsın kalçamı, belimi. Oradan ulaşsın kalbime sonunda alnıma… Dudaklarım, gül rengi gagalarında. Işığından kör olmuş, görmeyi unutmuş gözlerim. İsa’nın Yuhanna’daki son sözlerini sarf ederim: “Tamamlandı.”
12
Zaman geçiyor, diyen saatin vuruşlarını saydıkça, Güzelim günün korkunç geceye gömülüşünü gördükçe, Diri günleri geride kalmış menekşeye baktıkça, İSimsiyah bukleleri gümüş rengi aklar örttükçe; Geçmişte, sıcak vurmasın diye sürülere kanat germiş, Ulu ağaçlar şimdi öyle yapraktan yoksun durdukça; Yarın yemyeşil ekini demet demet bağlanıp dizilmiş, Ağarmış püskül sakallarıyla, arabalara kondukça; Senin güzelliğin gelir ister istemez aklıma Ve bilirim sonunda süpürüp götürecek zaman seni de; Ne hoşluklar kalıyor, ne güzellikler çünkü yarına, Ölüp gidiyor hepsi, ötekilerin büyüdüğünü göre göre, Zaman gelip savurdu mu tırpanını, çare yok gideceksin; Meğer ki çocuğun arkadan yetişip karşısına dikilsin.
Reklam
684 öğeden 21 ile 30 arasındakiler gösteriliyor.