Özgürlük aynı bahçede birlikte yaşadığın ağaç kardeşlerinin hakkı için sınırını bilmektir. Özgürlük sapa-sağlam kök salmaktır toprağa, bağlanmaktır. Köklerinle bağlı olduğun toprakta gökyüzüne doğru yükselirken dallarınla esen rüzgarın cazibesine kapılıp dans etmektir. Gerekirse, kardeşin için sende olan her şeyi feda ede bilmektir. Doğduğun toprağa kök salarken iyi-kötü ayırd etmeden tüm insanları şefkatle sarıp sarmalayan mavi göğe çevirmektir yüzünü, her kes için açan güneşe çevirmektir gözünü.
Irvin Yalom da ölüm anksiyetesini işlediği Güneşe Bakmak Ölümle Yüzleşmek adlı kitabında uyku ve ölüm arasındaki ilişkiye dikkat çeker: "Hepimiz her gece uykuya dalarken ya da anestezi altında bilincimizi kaybederken ölümü tadarız. Yunan sözcük dağarcığında ölüm uyku, yani Thanatos ve Hypnos ikiz kardeştir?"
Reklam
Poyrazla güneş içlerinden hangisinin daha kuvvetli olduğu hakkında tartışmışlar. Sonunda yoldan geçen bir yolcunun elbiselerini çıkarmayı başaranın daha kuvvetli sayılacağına karar vermişler. İlk başlayan poyraz olmuş. Tüm gücüyle esmeye, yolcuyu bir taraftan diğer tarafa sürüklemeye başlamış, ancak adam üşüdükçe elbiselerine daha çok sarılmış. Sonunda poyraz vazgeçmiş, sıra güneşe gelmiş . Güneş adamı ışınlarıyla ısıtmış . Isındıkça elbiselerini çıkarmaya başlayan adam sonunda dayanamayıp çırılçıplak soyunarak yakınlarda bulunan nehrin sularına girip serinlenmiş.
Sayfa 36 - Türkiye İş Bankası Kültür YayınlarıKitabı okudu
Zaman Kırıntıları
"Biz, zaman kırıntıları, Zaman sinekleri, Tozlu camlarında günlerin sessiz kanat çırpanlar Ve lüzumsuz görenler artık Bu aydınlıkta kendi gölgelerini! Sanki siyah, simsiyah taşlar içinde Siyah, simsiyah kovuklarda yaşadık biz, Sanki hiç görmedik birbirimizi, Sanki hiç tanışmadık! Dünya bize öyle kapattı kendisini... Neye yarar
Sayfa 71 - Dergâh Yayınları, 11.baskı-Ekim 2011Kitabı okudu
Zamanın Kırıntıları
Biz, zaman kırıntıları, Zaman sinekleri, Tozlu camlarında günlerin sessiz kanat çırpanlar Ve lüzumsuz görenler artık Bu aydınlıkta kendi gölgelerini! Sanki siyah, simsiyah taşlar içinde Siyah, simsiyah kovuklarda yaşadık biz, Sanki hiç görmedik birbirimizi, Sanki hiç
Ağustos Böceği Bir Meşaledir...
Böcek ki akıtıyor damla damla ağzından Üzüm ballarında süzülmüş ağustosu Titreyen şıngırdayan bir çocuk oyuncağı Ağustos bu seste Bu durmayı unutmuş seste Çam diyor ağustos böceği Çamlara kasideler söylüyor
Reklam
30 öğeden 21 ile 30 arasındakiler gösteriliyor.