-Yine gülerken- Güldün; şeb-i şi’rimde bütün şi’r ü emeller Pür-hande, pür-aheng ü pür-âvâz döküldü; Mehtâb ü ziyâ, fecr ü şafak, nûr döküldü Reyyân-ı emel, mest-i hafâ… şûh u münevver… Güldün; şafak-ı şi’rime altınlı ziyâlar Bir ufk-ı ezelden gülerek şimdi saçıldı; Güldün güzelim, rûhuma handân ü müzehher Gül-hande-i tâbân-ı lebin şimdi saçıldı… Güldün; gülerek, güldü bütün şi’r ü hayâlim Güldükçe, hayâtım gülecek hep ebediyyen Hüznüm yine senden bana, mâtem yine senden! Her lem’a-i aşkın bana her nûra bedeldir Her hande-i nûrun bana bir şi’r-i emeldir; Bir şi’r-i emelsin bana ey şi’r-i hayâlim!…
Sayfa 245Kitabı okudu
Handân görinan herkesi Hurrem mi sanursun Gülen herkesi mutlu mu sanırsın?
Reklam
Oğuz töresine göre, Türkmen yani Oğuzlardan başka on Türk kavmi vardı: Uygur, Kıpçak, Kalaç, Kanıklı, Karluk, Agaceri, Çiğil, Argu, Tağma, Tahis. Türkmenlerin Oğuz Han’dan başlayan 24’lü boy teşkilâtı bu kavimlerde yoktu. Türkmenler çok muntazam olan bu teşkilâtları sayesinde öteki kavimleri kaç defa idareleri altına almış ve imparatorluklar kurmuşlardı.
Sayfa 584 - Türkiye İş Bankası Kültür YayınlarıKitabı okudu
Çok mukbili gördüm ki güler; içi kan ağlar, Handân görünen herkesi hurrem mi sanırsın? Çok mutlu görünen kişi gördüm; dışı gülerken içi kan ağlıyordu. Gülen herkesi (gerçekte) mutlu mu sanırsın?
Büyük gözleri bu nihayetsiz yeşillerden aldığı renklerle ruhundaki ıstırabı şiddetini yumuşatmış, ağır ve hazin bir keder koymuştu. Bu, kendisi ölmüş bir büyük ve bedbaht ruhun yeryüzünde renk, ziya ve ahenk şeklinde ebediyen dolaşan bir elemine ne kadar benziyordu.
Reklam
62 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.