TERKÎB-İ BEND'DEN
Çok mukbili gördüm, ki güler, içi kan ağlar, Handân görünen herkesi hurrem mi sanırsın? Çok mutlu görünen kimse gördüm; dışı gülerken içi kan ağlıyordu. Gülen herkesi (gerçekte) mutlu mu sanırsın?
Sayfa 10 - Ziya Paşa/Terkib-i Bend
Türk Destanının Tasnifi
– I – Millî destanlar, tarihi vak’aları tasvirden ziyade milletin yüksek millî duygularını in’ikâs ettiren, tamamıyla ve yahut az çok tarihe müstenit bir ideal âlemi gösteren halk edebiyatı eserlerinden ibarettir. Millî destanlar (épopée) meselesini ciddi surette tetkik edenler Fransız (Roland), Alman (Nibelungen Lied), Rus ve Hintlilerin
Reklam
ONİKİNCİ NOTA: Ey bu Notaları dinleyen dostlarım! Biliniz ki; ben hilaf-ı âdet olarak, gizlemesi lâzım gelen Rabbime karşı kalbimin tazarru' ve niyaz ve münacatını bazan yazdığımın sebebi; ölüm, dilimi susturduğu zamanlarda, dilime bedel kitabımın söylemesinin kabulünü rahmet-i İlahiyeden rica etmektir. Evet kısa bir ömürde, hadsiz
“Handân görünen herkesi hurrem mi sanırsın?”
ALTAY TÜRKLERİNDE İl DİNÎ
Altay Türklerinde "sema" on yedi kattır. Orta dünyadaki yer-sular da on yedi handan ibarettir. Görülüyor ki bu 17 adedi, Yakutlarda sağ ve sol kolların adetleri olan 9 ve 8 adetlerinin ceminden hasıl olmuştur. Eski bir zamanda Altay Türklerinde de, semanın dokuz kat olduğu şu vakıadan anlaşılıyor: Altay Türklerinde şaman, "Bay
Altay Türklerinde "sema" on yedi kattır. Orta dünyadaki yer-sular da on yedi handan ibarettir. Görülüyor ki bu 17 adedi, Yakutlarda sağ ve sol kolların adetleri olan 9 ve 8 adetlerinin ceminden hasıl olmuştur. Eski bir zamanda Altay Türklerinde de, semanın dokuz kat olduğu şu vakıadan anlaşılıyor: Altay Türklerinde şaman, "Bay Ülgen"e kurban takdim ettiği zaman, huş ormancığında bir huş ağacını merdiven ittihaz eder. Bunun üzerinde dokuz kertik yapar ki, bunlar aşağıdan yukarıya birinci kattan dokuzuncu kata kadar gökleri gösterir. Eğer semanın adedi on yedi olmuş olsaydı, kertikler de on yedi olurdu. Evvelce semanın katları 9, yer-sular 8 adetlerinde iken, sonradan her ikisi de, bunların mecmuu olan 1 7'ye baliğ olmuştur. Zaten şimdiye kadar dini tekamülde, daima eski tasniflerin birbirine ilavesiyle yeni tasniflerin peyderpey adet olduğunu gördük. Tsin dininde maşrığın dört yer-susu vardı ki, dört batna tekabül ediyordu. Oğuzlarda iki Tsin'in birleşmesiyle dördü Tanrı, dördü yer-su olmak üzere, sekiz ilahın vücuda geldiğini görmüştük. Yakut dininde sekize bir ilavesiyle dokuz adedi zuhur ettikten sonra, bu sağ-kol ve eski 8 adedi de sol kol olmak üzere, yeni bir tasnif çıktı. Altay Türklerinde de bu iki sayının birleşmesinden, 17 adedi çıktığını görüyoruz. Fakat kollara ait ilahların adedi ne olursa olsun, daima ilahların iki kola münkasım olması bu ilahların batınlara tekabül etmesi, il dininde umumi bir kaidedir.
Reklam
62 öğeden 11 ile 20 arasındakiler gösteriliyor.