Olgu ile algı iç içe girmiştir; hayal ve hakikat arasındaki sınır iyice belirsizleşmiştir. İnsanın varoluşsal korkuları derinleşmiş, "anlam" ve "anlam arayışı" küresel bir krize dönüşmüştür.
Aşkın, hakikatini asla tam bilemeyeceğimiz bir şey olduğunu anladım. Kuşkusuz bir tür yakınlık ve sevgidir, fakat bunun nasıl olacağı sadece kimle karşılaşacağımıza ve nasıl bir tecrübe yaşayacağımıza değil aynı zamanda aşkı nasıl tasavvur ettiğimize ve buna göre ondan ne beklediğimize, umduğumuza ve nesinden endişe ettiğimize bağlıdır. Bu tasavvur veya yorum öylesine önemlidir ki, aşk dediğin, aşk diye yorumladığındır, diyebiliriz. Hakikat bu mudur peki? Hayır, bu bir yorumdur. Yorumuna göre aşk hoş bir duygu olarak da acı bir hayal kırıklığı olarak da, serinkanlı bir hesap olarak da delice bir tutku olarak da görünebilir.
Reklam
"Hayatta yalnız kalmanın esas olduğunu hâlâ kabul edemiyor musunuz? Bütün yakınlaşmalar, bütün birleşmeler yalancıdır. İnsanlar ancak muayen bir hadde kadar birbirlerine sokulabilirler, üst tarafını uydururlar; ve günün birinde hatalarını anlayınca, yeislerinden herşeyi bırakıp kaçarlar. Halbuki kanaat etseler, hayallerindekini hakikat zannetmekten vazgeçseler bu böyle olmaz. Herkes tabii olanı kabul eder, ortada ne hayal sükutu, ne inkisar kalır. Bu halimizle hepimiz acınmaya layıkız; ama kendi kendimize acımalıyız. Başkasına merhamet etmek, ondan daha kuvvetli olduğunu zannetmektir ki, ne kendimizi bu kadar büyük, ne de başkalarını bizden daha zavallı görmeye hakkımız yoktur..."
Sayfa 93
Ne birlikte keşfedilmiş iskambil oyunları, ne bir aşk şiirini dinlerken bir­birine tutkuyla yapışıveren gözleriniz, ne bir bardak içkiyi paylaşmak, ne tektekçi bir şarapevinde ayışığı gibi dikilip içmek, ne o'nun odasında garip bir hazla kıvrılıverdiğin yatağı ( ki o, seni bir daha orada o şekilde göreme­yeceğini bildiğinden, o görüntüyü hafızasında tutabilmek için uzun uzun sana bakmıştır da mutlaka), ne avare dolaşmalar savruluşlar ne de uyanır uyanmaz edilen telefonlar... Bunların şimdi senin açından hiçbir önemi yoktur. Yankoltukta oturan yeni sevgilinin elini tutarsın uzanıp. Arkaya düşe­nin içine sis çöker. Arkaya düşenin kurt iner içine. Oysa sen gururlu, mutlu ve olabildiğince sakinsindir. Çünkü, babayiğit bir hainsindir sen. En kaliteli adiliği yapmış olmanın zafer sarhoşluğuyla 'hoş bir maceraydı, eğlenceliydi, çok eğlendim, beni hiç sıkmadı, hatta o'ndan bayağı şey kaptım, o'nunla oy­namak keyifliydi, iyi vakit geçirdim. o'nunla boş vakitlerimi değerlendirdim' benzeri iltifat ve hakikat cümleleri kurarsın.
Sayfa 54
RAB'DEN KORKUYOR MUYUZ?
Bu bölümün başlığı muhtemelen pek çok Hristiyan'ın üzerinde çok az düşündüğü önemli bir konuyu ortaya koyuyor. Üzerinde ne kadar da az düşünülse, bu (zarar görme pahasına göz ardı ettiğimiz) oldukça önemli bir konudur. Kutsal Kitap'ın Rab korkusu hakkında söyleyeceği çok şey vardır, ancak Hristiyanların büyük bir çoğunluğu bu kavramı
Sayfa 99 - GDKKitabı okudu
Kahperenginden nefret.
Bunların şimdi senin açından hiçbir önemi yoktur. Yankoltukta oturan yeni sevgilinin elini tutarsın uzanıp. Arkaya düşenin içine sis çöker. Arkaya düşenin kurt iner içine. Oysa sen gururlu, mutlu ve olabildiğince sakinsindir. Çünkü, babayiğit bir hainsindir sen. En kaliteli adiliği yapmış olmanın zafer sarhoşluğuyla 'hoş bir maceraydı, eğlenceliydi, çok eğlendim, beni hiç sıkmadı, hatta o'ndan bayağı şey kaptım, o'nunla oynamak keyifliydi, iyi vakit geçirdim.o'nunla boş vakitlerimi değerlendirdim' benzeri iltifat ve hakikat cümleleri kurarsın. Lay lay lom! Sen şarkılar söylerken, o, bok gibidir.
Reklam
1.000 öğeden 11 ile 20 arasındakiler gösteriliyor.