Kadın Korsanlar
Lâtif cinsten korsanlardan söz edilmeyegörsün, korsan kılı­ğına girmiş olmalarına karşın ev kadını oldukları bir bakışta anlaşılan hanımların kartondan tuzlu deryalarda tepindik­leri küflenmiş bir müzikal komedinin mahalle tiyatroların­dan birindeki içler acısı sahnelenişi akla gelir hemen. Ama bakmayın siz, gerçek kadın korsanlar da geçmiştir bu
“Seviyormuşsun beni. Çorbanı, iskarpinini, kravatını sevdiğin kadar. Sevgi, feragattir. Senin his dünyan yarı kuru bir dere, Hint şairinin dediği gibi, insan ancak parmaklarının uçlarını ıslatabilir sularında.”
Reklam
Hangi Ülke Köleliği Ne Zaman Yasakladı?
Büyük Britanya, kolonilerinde köleliği 1833 yılında yasakladı; onu 1848'de Fransa, 1863'te Hollanda, 1886'da İspanya, iki yıl sonra da Brezilya izledi. Kölelerin özgür bırakılmasıyla birlikte Batı Hint şeker üretiminin çökeceğini ne köleliğin yasaklanmasından yana olanlar ne de şeker ağaları tahmin etmişti; oysa azat edilen erkek ve kadınlar seçimlerini ayaklarıyla yaparak, kanlı geçmişlerinin sahnesinden uzaklarda küçük aile çiftlikleri kurmaya gittiler. Jamaika'da köleliliği bir çeşit ırgatlığa dönüştürme gayretleri, 1867'de şiddetle bastırılacak kanlı bir ayaklanmaya neden olurken, Birleşik Devletler'in güneyinde uygulanan katı ayrımcılık kuralları, Beyazlar ile Siyahlar arasındaki ilişkileri 20. yüzyılın ortalarına kadar düzenledi. Plantasyon üretimindeki ani düşüş, bazı biliminsanlarını köleliği yasaklama hareketinin ahlaki sorumluluktan çok, Britanya şeker sanayisinin gerilemesinden kaynaklandığını düşünmeye yöneltti. Bu savın öne sürülmesini izleyen 60 yıl boyunca, Britanya Batı Hint Adaları ithalat ve ihracatının parlamento köle ticaretini yasakladığında gerçekte yükselmekte olduğu, tarihçilerce kanıtlandı. Yasaktan sonraki yıllarda, Britanya Sisifos'a layık bir görev üsdendi, diğer ülkelerin köle ithal etmesini önlemek amacıyla Büyük Okyanus ve Karayip sularında devriye gezen gemileri için milyonlar harcadı. Bütün bu önlemlere rağmen, 19. yüzyılın ortalarında üretimde zirveye ulaşan Küba'ya 2 milyondan fazla köle daha gönderildi. Parlamentonun köleliği ilga ettiği sırada şeker talebi hâlâ yükselmekteydi.
Sayfa 137-138
"Aynam sana kendi hayalini aksettirmedi, öyle mi? Göğsünde uçurumlaşan boşluğu kelimelerin yapma çiçekleriyle doldurmaya kalkışmaktasın dostum... Seviyormuşsun beni. Çorabını, iskarpinini, kravatını sevdiğin kadar. Sevgi, feragattir. Senin his dünyan yarı kuru bir dere, Hint şairin dediği gibi, insan ancak parmaklarının ucunu ıslatabilir sularında... Kahraman aramaktan vazgeçeli yıllar oluyor. Sen de kalabalıktan herhangi birisin. Küçük, tezatlar içinde bocalayan, ne istediğini bilmeyen bir mösyö veya sör."
Gemi
Batı Avrupa gemileri Atlantik sularında seyretmek üzere inşa edilmişti; bu bakımdan Müslümanların Akdeniz, Kızıldeniz ve Hint Okyanusu için inşa ettikleri gemilere oranla daha büyük ve daha sağlamdı.
“Seviyormuşsun beni. Çorbanı, iskarpinini, kravatını sevdiğin kadar. Sevgi, feragattir. Senin his dünyan yarı kuru bir dere, Hint şairinin dediği gibi, insan ancak parmaklarının uçlarını ıslatabilir sularında.”
Sayfa 204 - İletişimKitabı okudu
Reklam
31 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.