Bugün değişen ne?
(...)Saray kadınlarına bağlı olan hocalar, kazaskerlik elde ederek, ilimleri ve faziletleriyle kendilerinden üstün olanların üstüne çıkıyorlardı. Raziye Kadın'ın damadı Muhiddin, Semâniye müderrisliğinden Kadılık makamına geçmişti. Hoca Sadettin Efendi'nin devlete büyük bir hizmeti olmuştu. O hizmet de Eğri Seferi'nde kaçmaya hazırlanan Sultan Üçüncü Mehmed'in atını tutarak, kendisini tekrar savaşa teşvik etmesiydi. Hoca Efendi'nin bu fazileti kendisinin saray entrikalarına karışmasını bir dereceye kadar affettirebilirdi. Halbuki evlat ve akrabalarını belli başlı yerlere yerleştirmek Hoca Efendi'nin devamlı bir hastalığı idi... Menfaat hırsı, arpalik sevdası her hocanın kalbinde büyük bir yer tutuyordu. Artık Osmanoğulları'nı şiddetten ve adaletsizlikten menetmeye çalışan mücahit âlimler silsilesine son verilmişti. İkiyüzlülük, rüşvet, yalan ve laf taşımak, mansıp elde etmek için hocaların genellikle başvurdukları çarelerdi. İlk devirde yetişen âlimler, padişahların meziyetleriyle iftihar ederlerdi. Sultan Birinci Ahmed devrinin uleması ise akıl ve şuurdan mahrum bir şehzadeyi Osmanlı tahtına çıkaracak derecede devlet menfaatlerine kayıtsız kalıyorlardı. Bu devirde memleketin en zorba, en coşkulu ve hareketli kuvveti yeniçerilerdi. Onlar bile hocalara boyun eğerlerdi. Halbuki yeniçeriler, yağmacılıkta hocaların da kendi seviyelerine düşmüş olduklarını bilmiyorlardı.
Sayfa 16
Eğitimci arkadaşlar
Eskiden bir Allah dostu sübyan mektebinin yanından geçiyor, yukarıdan Hoca Efendi talebelerine kızmış bağırıyor. Allah dostu da diyor ki: Bir bakayım ne oluyor? Bir bakıyor ki talebeler hocayı öfkelendirmişler. "Hayırdır Hoca Efendi", "derse çalışmıyorlar, şöyle yapıyorlar, böyle yapıyorlar deyince, Bismillah deyip iki eliyle hocanın gözlerini bir mesh ediyor. Hoca Efendi, 20 sene sonrasını görüyor. Bakıyor Hasan medresede talebe, Hüseyin kömürcü, Ali nalbant olmuş, ötekisi aşçı. Anlıyor. "Kaderleri ayrı, ben bunlara aldıkları kadar vermeliyim. Hepsini aynı hizaya sokamam," diyor.
Reklam
Hoca Sadettin Efendi, gene o olayları anlatırken;
"Yörgüç Paşa, bir Türkmen getirene bir, Türkmenin kellesini getirene de yine bir kaftan adamış, bunu da tekrarlarla duyurmuştu. Bu yolla da Türkmenlerden pek çok kimseyi temizlemiş oldu. O tarihten sonra Türkmen eşkiyası başsız ve güçsüz kaldı." diye yazmaktadır.
Sayfa 70 - E YayınlarıKitabı okudu
Osmanlı İmparatorluğundan günümüze ulaşan gerek baş­kent İstanbul’da gerek eyalet merkezlerinde korunmuş taşra sandıklarında kayıtlı yüz elli milyon yazılı kayıt içinde Pir Sul­tan Abdal’ın ya da onun önderlik ettiği söylenen Alevi baş­ kaldırısından söz eden bir belge bugüne kadar gün yüzüne çık­mamıştır. Osmanlı İmparatorluğunun arşiv
Eski zamanda bir sübyan mektebinde bir hoca, çocuklar yaramazlık yaptığı için kızmış, bağırıp çağırmış. O esnada yoldan bir arif geçiyormuş, yukarı çıkmış, bakmış hoca asabi, onu yatıştırmış. "Ne yaptılar?" diye sormuş hocaya, "Yaramazlık ediyorlar, ders çalışmıyorlar." demiş hoca. Arif kişi, bismillah, deyip hocanın bir gözünü mesh etmiş ve hoca istikbali görür olmuş: Çocuklar büyümüş, her biri bir yerde... Çocuklara bakıp tek tek saymış: "Bu âlim olacak, bu külhanbeyi, bu arabacı olacak, Fatiha bilse yeter. Bu paşa konağına uşak olacak, onu zorlama." Hoca efendi hadiseyi anlamış.
Sayfa 232
Karamanoğulları’nın Yardımcı Birliği
On altıncı asrın tarihçisi Hoca Sadettin Efendi’nin aktardığına göre OsmanlIlarla birlikte gazaya katılması için gön derilen Karamanoğlu beyliğine ait savaşçılar, Osmanlı ordu sunda şaşkınlığa sebep oldu. Hoca Sadettin Efendi, gönderilen askerleri “Karamanoğlu beyinin utanmadan ordu diye derle yip gönderdiği bir nice kılıksız kıyafetsiz zavallı” diye tanımlı yordu. Çünkü gelen askerlerin bindiği atların kuskun kayışları yoktu, kimi tahtadan yörük eğerleri üzerine oturmuşken ki minin üzengileri deriden yapılmıştı. Hatta pek çoğu kılıçları nı bellerine iplerle bağlamışlardı. Sultan Murad Hüdavendigâr da bu manzarayı gördükten sonra alaylı alaylı gülümseyip ya nındaki komutanlarına dönerek: “Askerimizin bir maskarası yoğ idi. Cömertliğiyle ol hizmeti de Karamanoğlu görmüş!” diyecekti
Reklam
27 öğeden 21 ile 27 arasındakiler gösteriliyor.