Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Türk Ocakları Ankara Şube Başkanı TÜRKÂN HACALOĞLU’nun toplantıyı açış konuşması “20 yıl önce ebediyete gönderdiğimiz Türk milliyetçilerinin Galip Abisi için bugün burada toplanmış bulunuyoruz. Siz Galip Abi dostları, hepinize ‘Hoş geldiniz.’ diyorum. Bugünün anlamı benim için çok önemli. Çünkü çok değer verdiğim üç önemli şahsiyet şu anda
RIZA NUR'UN GÖNÜLLÜ SÜRGÜNDEN TÜRKİYE'YE DÖNMESİ Mustafa Kemal'in ölümünden sonra 30.11. 1938'de deniz yolu ile Türkiye'ye döndüğünde rıhtımda Atsız ve eşi Bedriye Hanım karşılamış, yakın dostu ve meslektaşı Prof. Dr. Mazhar Osman Uzman’ın tahsis ettiği, Taksim'de Şehid Muhtar Caddesi'ndeki apartmanlardan
Reklam
Sultan Mehmet saltanatının İkinci ayındadır. Bazı Hurufi dervişleri yazıları ve sözleri ile padişahın gözünü boyayarak, onu aldatarak saraya kadar girerler(!). "O'nunla buluşmaya, fikirlerini, kesin ve sağlam gerçekler gibi takdim etmeye"2 başlarlar. Çocuk yaştaki Mehmet'in aklını çelerek gönlünü ve saygısını kazanırlar.3 (2-İrfan Gündüz; Osmanlılarda Devlet-Tekke Münasebetleri, İst. 1984, sf. 31. 3-Hoca Sadettin Efendi; Tacü't-Tevarih, Haz. İsmet Parmaksızoğlu, Kültür Bak. Yay. Eskişehir 1992, Cilt V, sf. 54.)
Hoca sadettin Efendi 2.Bayezid Hakkında : Lütufları bol sultanın ve övülecek nitelikleri olan Hakanın ahlaki güzelliklerinin ve şefkatli kereminin açıklanmasından kalemin boynu bükülür.
Sayfa 134 - TİMAŞ YAYINLARIKitabı okudu
Osmanlı'nın saray tarihçisi Hoca Sadettin Efendi şöyle diyor: "Başına tac aldı çıktı ol pelid itti biidrak Etrak'i mürid" Sünni Osmanlı Türkünün bu yazarı, padişah hocası olan bu kişi; Kızılbaş Türklerin önderi Şah İsmail'i eleştirirken, ona bağlı olanları da "Akılsız/ Aptal Türkler" olarak aşağılıyor.
Sayfa 388 - 13. Baskı, Kripto YayınlarıKitabı okudu
Başka bir kaynak ise sâkilik ve kafes olayını yalanlar:
Hoca Sadettin Efendi: "Şerefüddin Ali Yezdi, kitabında bu konular açıklarken bir tarafı küçültmede, Timur'u yükseltmede aşırı ve ileri gider... Ama iki padişahın konuşmalarını görüşmelerini anlattığı zaman, saygı ve yüceltme gösterilerinden başka dış görünüş, padişahlığın şanına dokunacak bir tutum ya da davranıştan söz etmez. Mevlana Hatill de Timurnâmesi'nde konuyu böylece canlandırmaktadır. Bazı Türkçe tarihlerde, masalcı babalar padişahın hapse atıldığından, kafese kapatıldığından söz ederler ki, bunlar düzme haberlerdir. Eğer o günlerde buna benzer bir durum görülmüş olsaydı, Mevlana Şerefüddin bin dereden su getirerek laf kapısını açmak zorunda kalacaktı. Gerçi padişah, Tatar askerlerinin kaba yüzlerinden, kılıklarından nefret ettiği için, haya ve ar duyguları da ağır bastığından, yolda giderken tahtırevana binmeyi uygun görmüştü. Böylece her gün düşmanlarının çirkin suratlarını görmekten kurtulmuş oluyordu... Bunların kafes ile tahurevam ayırt edemeyen bilgisizler, akla yatkın sözle saçmayı seçemeyen anlayışsızlar oldukları meydandadır." (Tacal Tevarih, 1/291-292)
Sayfa 399 - Selenge Yayınları
Reklam
Yine başka bir kaynakta ise:
Hoca Sadettin Efendi: "Timur, birkaç günde bir, özel toplantılar yapar, değeri yüce padişahı da buna davet ederdi. Burada diz dize oturup konuşurlar, padişahın safalarla dolu gönül aynasını teselli suları ile yıkayıp, keder tozlarını gidermeye çalışırdı. Onun temiz yüreğini üzüntüden kurtarıp neşelendirmeye dikkat eder, dehset ürkütücüu düşünceleri kafasından söküp atmaya gayret ederdi. Hele tutsaklık, gariplik duygularından, kederlerle dolu gönlüne düşen üzüntülerden kurtulması için, neşeli sözler bulmaya bakardı. ." (Tacat-Tevarih, 1/290-291)
Sayfa 398 - Selenge Yayınları
Ankara Savaşında Türkmenlerin Timur safına geçmesi:
Hoca Sadettin Efendi: "Bu yüreksizler arasında ilk önce Germiyan kuvvetleri kaçış yoluna dökülmüşler, eski beyleri daha evvel Timur'un yanına kaçmış ve bu savaşa onunla birlikte katılmış olduğundan, Yıldırım Han'ın emrinde bulunmaktan yüz çevirmişlerdi. Yine Aydın, Menteşe, Saruhan beyleri de o zalime sığınmış bulunduklarından, bu sancaklar askerleri de beyzadelerini özleyip Timur ordusuna katılmışlardı. Tatar askerleri ise, başbuğları olan Eretna Bey'in kardeşi oğlu Taharten yanına vardılar. Bu gelişme sonunda Anadolu askeri dağıldı, yüreklerinde gizledikleri de ortaya çıkmış oldu. Las askerinden gayri bir kişi bile silahına el vurmadı."
Sayfa 392 - Selenge Yayınları
Başka kaynaklarda mektuptaki hakaret daha büyük:
Gerek Feridun Bek'in ve gerekse Hoca Sadettin Efendi'nin münşeatinda yer alan cevabı mektubta şu satırlar vardır. "Ey ihtiyar köpek, tekfurdan daha şiddetli kafirsin. Mektubunda bizi korkutmak ve hile ile kandırmak istemişsin. Osmanlı sultanlarını, Acem padişahlarına benzetme. Osmanlı askerleri de, ne Kıpçak ülkesi Tatarı gibi sıradan insanlar, ne de Hint toplulukları gibi başıboş, sere serpe avare kalabalıklardır. Osmanlı askerleri, Irak ve Horasani askerleri gibi hamiyetsiz ve perişan olmayacak kadar onurlu askerlerdir." Bazı farklı kaynaklarda ise "ihtiyar köpek" yerine "ey kudurmuş köpek!" ifadesi geçmektedir ki, Feridun Bek'in münşeâtında bu şekildedir. Keza yine Feridun Bekin münşeâtinda Kara Yusuf'un Timur'un Azerbaycan taraflarında gerçekleştirdigi saldırılardan söz ederek, dikkatli olması konusunda uyarıda bulunmak amacıyla Bayezid'e gönderdiği mektubun cevabında Osmanlı sultanının "bu kudurmuş köpek!" ifadesini tekrar ettiği görülmektedir.
Sayfa 341 - Selenge Yayınları
DARÜLFUNÜNUN KARA, DAHA DOĞRU BİR TABİRLE YÜZ KIZARTACAK LİSTESİ    Darülfünunun ıslahatının zamanı yaklaştıkça darülfünunun müderrisleri ve muallimleri arasında gittikçe artan telaş ve dedikoduları yakından seyretmek, ibretle bakılacak bir levhadır. Memleketin ilim ve irfan ordusunun bu başı bozuk erkânı harpları yeni yapılacak Darülfunünun
25 öğeden 11 ile 20 arasındakiler gösteriliyor.