Düşünüyorum da aşk sözcüğünü de biraz eksik buluyorum senlen ben arasındaki ilişkiye. Daha büyük, daha sağlam bizimki. Aşk onun içinde sadece bir kısım galiba. Ötesinde aşkla birlikte, ama yer yer, zaman zaman onu aşan başka duygular, başka esriklikler, başka baş dönmeleri de var bizde. Seni seviyorum ve senin için her şeyim. Beni seviyorsun ve benim için her şeysin. Bir insan için şu kısa hayatta bundan daha büyük ne olabilir ki. Acaba Mecnun Leyla'yı elde edip onunla evlenseydi, Ferhat Şirin'e kavuşsaydı, aradan bu kadar yıl geçtikten sonra bizim birbirimize olduğumuz gibi tutkun olabilir miydi? Yangın olabilir miydi? Sen ne dersin buna?
öyle bir hale geldik ki, kendimizi dahi batı'dan öğrenmeye başladık. hâl böyle olunca kendi tarihimizi de ancak onların bize öğrettiği dozda öğrenebildik. halbuki batı dünyası, sadece ermeni ve yahudilerin anarşist ve teröristlerine karşı çıktığı için sultan abdulhamid'e 'le sultan rogue' (kızıl sultan) demeye başladılar.
Moskova'nın asıl saltanatı Korkunç İvan'la başlar (1546-1584).
Bir Moğol prensesinden doğan Korkunç İvan, yaşını doldurup da anasını bir kenara itince, birden tahta oturmadı.
Kendi yerine evvelå Kırım Tatarları'ndan olan Bek Polat'ı oturttu.
Ona biat etti ve kendisi bir manastıra çekildi. Orada asıl saltanat devrinin usul ve kuvvetlerini garip bir şuurla hazırladı. …
O zaman artık, ne insanların insanlar, ne milletlerin milletler tarafından sömürülmesi, ne esir, ne hudâvendi. Hepimiz bir olacaktık!... Ve bu işler bize çok basit, çok kolay görünüyordu. Hatta herkesin de bizim gibi düşünmemesine hayret ediyorduk.
Çin'in mağnır lideri Mao’nun yakın mücadele arkadaşı Cai Hesben 1922 yılı Eylül’ünde şunları yazıyordu: ‘Emperyalizmin baskısı altındaki büyük ve eski ülkeler arasında en çok ıstırap çeken Türkiye ve Çin oldu... Ey benim 400 milyon mazlum kardeşim, gördünüz mü olan biteni? Bizim gibi milletlerarası emperyalizmin baskısına uğrayan Türk halkı şimdi emperyalizmi yendi! Türklere hayranız ve onların verdiği büyük örneği biz de gerçekleştirmek istiyoruz...