Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
...... Gözlerimin gemileri kuş istiyor Açılıp kapandıkça sevdam Kapanıp açılıyor bir mavi Şahmar an süt istiyor kefeninden Üç aylık ölmüş çocukların Kerem ile A rzu geliyor Aslı ile Kanber Ay kana kana batıyar ....
Bu adamların hepsi müslüman
Demirden bir kafes içine konulan Bekir Paşa, yedi gün yedi gece uyutulmayıp azap çektirildi. Sonra meydana getirilip yaktıkları ateşe karşı çıplak vaziyette yağları akıncaya kadar tutularak bütün mallarının yerini söylettiler ve bunlara el koydular. O sırada Bekir Paşa'nın oğlu Derviş Mehmed Şah Abbas ile birlikte babasının çıplak halini elinde şarap nedeniyle gülerek seyretmişti. Daha sonra Bekir Paşa kendisinin daha önce Kanber Ağa'ya yaptığı gibi, etrafı petrolle yağlanan bir kayığa konuldu ve ateşlenerek nehrin ortasına gonderildi; orada dolaşa dolaşa yanarak can verdi.
Reklam
Sen sık sık gülen gülerken de Sevecen bir Akdeniz çizgisini Sol yanına ağzının İliştiren çocuk özenle Yabana mı atıyorum yani seni Yabana mı atıyorum saat altı buçukları Çocuk ve Allah'ın en eski baskısını Değil, değil bunların biri Gözlerimin gemileri kuş istiyor Açılıp kapandıkça sevdam Kapanıp açılıyor bir mavi Şahmaran süt istiyor
Mevla'm emreylese göyde güneşe/ Zerresi dünyayı yakar mı yakar/ Kanber Arzu için suda boğuldu/ Mecnun da Leyla'yı yakar mı yakar (Âşık Gülistan)
Sayfa 231
Genel olarak dinsel nitelik taşımayan serüven öykülerinin sinema ve radyo karşısında gerilediği düşünülebilir. Ama Köroğlu’nun her evde bulunduğu kanısındayım. Nasrettin Hoca’nın da. Dede Korkut ise köylünün kitaplığına hiç giremedi. Keloğlan, her evde anlatılır da, kitap olarak pek okunmaz. Seyrek olarak, cami avlularında, Kerem ile Aslı’nın metni yarıya indirilmiş baskılarına rastlanıyor. Belki de aşk öykülerinde ayrıca büyük serüven arıyor okur. Bundan olacak, Âşık Garip’i nicedir göremiyorsunuz da, Arzu ile Kanber sergilerde sık sık gözünüzü alıyor. Şah İsmail sürekli olarak basılmakta. Ama Kenan ile Lâlezar’ı, Hurşit ile Mahmihri’yi satıcılar bile unuttu nerdeyse. Buna karşılık Ferhat ile Şirin her yerde. Elif ile Yaralı Mahmut da öyle.
Sen, kavmin seyyidisin, senden hoşlanmayan o tabiattan vazgeçmezse helak olur. Mevla kelimesi, hem azatlı köle, hem de azat eden efendi manasına gelir. Hazreti Ali Kerremallahü veche, kölesi bulunan Kanber Raziyallahü anhi azat etmiş, azatnamesine mealen şu ibareyi yazmıştı: “Ey Kanber! Dün benim kölemdin, bugün benim gibi hür oldun. Bana ne verilmişse, onlardan sana verdim. Şu azatnameyi Ali yazmıştır.” Mevla lafzı, sonra büyük ve efendi manasında kullanılmış, bu münasebetle ve “Efendimiz” demek olmak üzere ulemaya “Mevlâna” denilmiştir. Hâlâ Fas hükümdarlığında bulunanlara “Mevlay” tabir edilmektedir.
Reklam
Hey erenler kimse Şaha gidemez Şaha Kanber gibi kul olmayınca Her Kamberim diyen er Kanber olmaz Adab ile erkan yol olmayınca
216 öğeden 201 ile 210 arasındakiler gösteriliyor.