Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Zikir, dışarı çıkmak gibiydi. İçeride saklı tutulan, dizginlenen, bağlı duran en cins atların, bağlarından kopup dörtnala koşması, tırısa kalkması gibi iç dalgaların dışarı taşmasıydı.Zekeriya Peygamber Allah aşkıyla taşmıştı, içine kaya parçaları düşen nehirler gibi, çalkalanarak taşmıştı...
Sayfa 153
Ve Kudüs şehri. Gökte yapılıp yere indirilen şehir. Tanrı şehri ve bütün insanlığın şehri Yeşile dönmüş türbelerin demiri Zamanın rüzgâr gibi esen zehriyle Ve yatırlar patır patır kaçıyor geceleri Boşaltıyorlar işgal edilmiş bir şehri boşaltır gibi Kaçıyorlar Lût şehrinden kaçar gibi Tuz heykele dönüşmemek için Tanrı gazabıyla Susmuş minarelerin azabıyla Yıkılmış cami kubbelerinin ıstırabıyla Ve şehit kemiklerinin bakışı bir başka bakış Artık burada taş bile durmak istemez Ve ay'ı görmek istemez zeytin ağaçlar Eğilerek selâmlamazlar hilâli hurmalar Artık ne Zekeriya ve ne Isa var Sararmış bir tomar mı mucizeler Ölülerin dirilişi şifa veren kelimeler Ve ne de Miraçtan bir iz Yerden yükselen kaya
Reklam
"Mehmet Çavuş çatışma sırasında bozulan tüfeğinin işe yaramadığını görünce kaya parçaları ve istihkâm küreği ile düşmana saldırması yanındakileri cesaretlendirmiş ve verdikleri süngü mücadelesi ile düşmanın kaleyi ele geçirmelerini engellemiştir."
KABUL EDENLER
ADANA: Cevdet Akçalı, Fazıl Güleç, M. Salahattin Kılıç, Melih Kemal Küçüktepepınar, Ali Cavit Oral, Emir H. Postacı, Kemal Satır, Ahmet Topaloğlu, Turgut Topaloğlu, Alpaslan Türkeş, Hüsamettin Uslu. ADIYAMAN: M. Zeki Adıyaman, Ali Avni Turanlı. AFYON KARAHİSAR: Hasan Dinçer, Hamdi Hamamcıoğlu, Ali İhsan Ulubahşi, Kazım Uysal. AMASYA: Yavuz
Sayfa 200 - Sayfa Yayınları
Yeryüzünün en önemli iki toprak parçasından biri olan bu küçük arazi üzerinde farklı dinlerin inanışlarına göre neler meydana gelmiştir neler... Her seyden evvel Allahu Teala yeryüzünü yaratmaya Bev tül-Makdis'in kalbi olan Kutsal Kaya'dan başlamıştır. * Bir rivayete göre Hz. Adem'in mezarı Beytü'l-Makdis arazisindedir. Nuh Tufanı sonrasında sular çekilmeye başladığında ilk or taya çıkan kara parçası Beytü'l-Makdis arazisidir. * Yahudilere göre Hz. Ibrahim oğlu Hz. Ishak'ı: kurban etmek için buraya getirmiştir. Yillarca çocuk isteyen Hz. Zekeriya'ya Hz. Yahya'nın doğum müjdesi Beytü'l-Makdis'te verilmiştir. Hz. Meryem küçük bir çocuk olarak Beytü'l-Makdis'teki hücresinde ibadette iken (Kuran-ı Kerim'in de tasdiki ile)yazın kış, kışın yaz meyveleri kendisine burada sunulmuştur. Hz Isa henüz beşikte bir bebek iken burada konuşmuştur.
Reklam
Matbuat Kanunu 1935’te kabul edilir ve uygulamaya konulur. Ancak kanunun basma getirdiği sıkıntı ve tedirginlikler esas olarak 1937-38 yıllarında görülmeye ve 1940’tan sonra da yoğun olarak yaşanmaya başlanır. Konuyla ilgili olarak Zekeriya Sertel’in “Hatırladıklarım” isimli kitabında yazdıkları şöyledir: “Atatürk’ün son yıllan idi. İsmet İnönü, Atatürk’ün gözünden düşmüş, başbakanlıktan uzaklaştırılmış ve yerine Celâl Bayar gelmişti. Fakat “Serbest Fırka” denemesinden sonra İnönü tarafından alınan antidemokratik tedbirler olduğu gibi devam ediyordu. Basına, doğrudan doğruya sansür uygulanmıyordu, ama manevi baskı o kadar ağırdı ki, çoğumuz sansürü bu baskıdan iyi buluyorduk. Çünkü basın sıkı bir kontrol altında tutuluyordu. Basın kanunu, hep basının aleyhinde yorumlanıyordu. Hangi yazanın kime ve neye dokunacağını önceden kestirmek olanağı yoktu. Örneğin, ufak bir ziyaret için Romanya’ya davet edilmiştim. Sinai de öğle yemeği yiyorduk. Derken bir adam telaşla soframıza sokuldu. ‘Sertel burada mı?’ diye sordu. ‘Kim arıyor?’ dedim. ‘Sizi Ankara’dan telefonla arıyorlar’ diye cevap verdi. Telefona gittim. Karşıma İçişten Bakanı Rüştü Kaya çıktı. O gün gazetemde çıkan bir baş yazının hesabını vermemi istiyordu. İstediği açıklamayı yaptım, mesele kapandı. Fakat hükümet baskısı beni orada bile bulmuştu. En masum sandığımız yazılardan dolayı gazete kapatıyorlardı”103. 103 Sertel, Hatırladıklarım, s. 213, 214
Sayfa 277
Cehape basın özgürlüğü konuşacak son partidir
1925 yılını takiben yürürlüğe konulan Takrir-i Sükün Kanunu ile muhalif ses çıkarabilecek basın susturulmuş, ancak 1929'dan itibaren kısmı bir serbestliğe gidilerek küçük dozajda da olsa muhalif yazılara katlanılır olunmaya başlanmıştı. Ancak, kararlaştı­rılan yeni dönemde buna da razı olunmaz ve hiç gecikmeden basına yö­nelik yeni uygulamalar
46 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.