YERYÜZÜ OYUNU
.......
Bunun neden düa ilk konuşmamıda aklıma gelmediğini de anladım bugün. İlk önce unutmak istediklerimin üstüne, unutmak istediğim başka şeyler de ekledim o gece. Sonuncusunun, diğerlerinin yanında
iğne ucu kadar bile önemi yoktu. Ama hatırladım. Nereden bilebilirdim, akmak için iğne ucu kadar aralık beklediğini; ince, uzun bir iltihap halinde bütün bir geceyi toplayan hafızamın.
Minibüs korunun dibindeki o dar dönemeçten nehre yuvarlandığında güneş henüz batmıştı. O an neyi fark ettim biliyor musunuz? Zlihnimizin ışıktan çok daha hızlı olduğunu... Minibüsün taklaları boyunca aynı anda yüzlerce anı kulaklarımdan, burun deliklerimden, gözlerimden saçılıp camları tuzla buz etti. Sonra her şey, nehir kıyısındaki bir cümlenin gövdesine çarparak durdu: "Kabul et, yeryüzü oyunu bitti!"
Boşluk...
Oğlumla bir hasbihal :
Sevgili Oğlum Kür Şad,
Bugün - Allah'a çok şükür - elemsiz, kedersiz dördüncü yaşına bastın. Şu anda duyduğum hudutsuz saâdeti - emin ol yavrum - ne bir ay önce taç giyen İngiliz Kraliçesi İkinci Elizabet duymuştur, ne de geçenlerde Mısır Cumhurreisi olan General Necip...
Fakat, ne yazık ki, ailemizin bu mutlu gününü
İlber Ortaylı ve Fethullah Gülen
Herkesin bir idolü vardır. Genç bir tarihçi olarak benim de örnek aldığım, bilgisine ve kültürüne hayran olduğum insanlar var. Geçen seneye kadar bana bu kişilerin kimler olduğunu sorsaydınız en başta İlber Ortaylı’nın ismini verirdim. Hatta 5 yıl önce Şahsiyetler adlı ilk kitabımız için kendisini arayıp bir
Kızıl Bayrak Doğuyor!
Bu arada Komite adına işçileri bilinçlendirmek ve "Doğuda Devrim" stratejisini sağlam temellere oturtacak tartışma zeminini sağlamak için Müslüman Sosyalistler Komitesi'nin yayın organı olmak üzere "Kızıl Bayrak" isimlibir gazete çıkarılmaya başlandı. Gazetenin çıkış amacı, Tımurieng mahlasıyla muhtemelen
“Sosyalizm, hazır olarak gökten düşmeyecek. O, yer yemişidir. Tarihin, şimdiki ve geçmişteki medeniyetlerin ona büyük etkisi olacaktır”(Galimcan İbıahimov)
Sosyalizmi içermeyen bir milliyetçilik-Eski İrlanda toplumsal yapısının temelinde bulunan o ortak mülkiyetin daha kapsamlı ve daha gelişkin biçimine dayandırılmış bir toplumsal yeniden
1362 yılında 1. Murat tarafından, yaya askeri teşkilâtına ek olarak, iyi yetiştirilmiş bir eleman gurup olarak düşünülmüş, 1363 yılında Gelibolu'da, ilk acemi ocağı kurulmuştu. Çabuk gelişen ocak, Türk ordusuna kahraman askerler yetiştirdi. Onların varlığı ile zaferler büyüdü, zaferler paylaşıldı. Yeniçeriler daima padişahla birlikte sefere