Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Türkiye Türklerindir, Türklere kalacaktır.
Sayfa 207
Çiçeron ne demişti?... Roma Devleti'nin en güçlü olduğu günlerde, Roma'nın en güçlü hatibi ve düşünürü Çiçeron, devletin karşılaşacağı tehlikeleri sayarken, bu tehlikelerin en başında "hain gelir..." demiştir. Hainlerin tehlikesi, düşman tehlikesinden önce gelir. Çünkü düşmanın kim olduğu, yeri ve bayrağı biliniyor. Hainlerin nerelere sinsice sokulduğunu bilemezsiniz, yeri ve bayrağı belli değildir. ... ...Ve Çiçeron, M.Ö. 43 yılında hainler tarafından katledilir.
Sayfa 107Kitabı okudu
Reklam
Lokman Suresi Türkçe Tercümesi
Türkçeye "Rahmân ve Rahîm olan Allâh'ın adıyla" şeklinde tercüme edilebilir. 1. Elif, Lâm, Mîm, 2. Bunlar, "kitâb-ı hakîm''in âyetleridir. 3. Muhsinler için bir hidâyet ve rahmet olarak. 4. Onlar ki, namazı dosdoğru kılarlar, zekâtı verirler ve âhirete yakînen inananların ta kendileri de onlardır. 5. Onlar var ya,
Sayfa 412 - H YayınlarıKitabı okudu
Sancar gibi hainler nasıl kıyıyorlar tertemiz canlara..
Başkomiser Kenan, Sancar' ın boynundan tutup boğarcasına sıkarak : " Bu şerefsizi öldürüp kör kuyuya atalım, kim uğraşacak yok mahkemeydi yok savcılıktı zaten biliyoruz katil olduğunu. Günah da değil, kimse arayıp soramaz bu haini."
Sayfa 254Kitabı okudu
İşte bu yüzden O'na Ata'm diyoruz
Falih Rıfkı Atay, Batış Yılları adlı eserinde şunları yazıyor: "Kendime ilk defa ne zaman Türk dediğimi pek hatırlamıyorum. Bizim çocukluğumuzda Türk, kaba ve yabani demekti. İslam ümmetinden ve 'Osmanlı' idik. İlmihallerde baş dersimiz 'Din ile milliyetin bir olduğunu öğrenmekti'. Vatan sözü yasaktı. Onu ben büyüyüp de Namık Kemal'i okuduğum günlerde kitapta gördüm. Kulağımla ancak Meşrutiyette duydum. Padişah kulları idik. Okul çıkışlarında sıraya girer, 'Padişahım çok yaşa' diye bağırırdık."
Bu pis hainler hep vardı.
Bu zampara herifleri de, kahpeleri de gebertecekti fakat önce bu günahkâr kadınların güzellerini Yunanlılara teslim ederek Yunanlıların yanında kendi saygınlığını artıracak, sonra bu karıları şeriatın emrettiği cezayı millete taşlattırarak yaptıracak ve bu yolla Allah’ın rızasını kendi üzerine çekecekti. Kim bilir, Yunanlılar yerleştikten sonra bir daha hacca dahi gidecekti.
Reklam
Atatürk:
'Türkler İslam dinini kabul etmeden de büyük bir millet idi. Bu dini kabul ettikten sonra, bu din, ne Arapların, ne aynı dinde bulunan Acemlerin ve ne de sairenin Türklerle birleşip bir millet teşkil et- melerine tesir etmedi. Bilakis, Türk milletinin milli bağlarını gevşetti; milli heyecanını uyuşturdu. Bu pek tabii idi. Çünkü Muhammed'in kurduğu dinin amacı, bütün milliyetlerin üzerinde, hepsini kapsayan bir ümmet siyaseti idi. Peki bir ulus olmak niçin bu kadar önemli idi? Çünkü 'çağdaş toplum olabilmenin ilk koşulu, uluslaşma aşamasını geride bırakmaktı. Üstelik 'ulus' olma, aynı zamanda 'demokrasi'ye geçebilmenin de bir ön koşulu idi. Aşiret, boy, kabile aşamasını geride bırakmadan çağdaşlaşabilmek, demokratik bir toplum oluşturmak olanaksızdı." (s.47)
Sayfa 196
Bu hainler kim? Kimler olacak? Millete ekmek diye kum, toprak yedirenler! Katığı dünya yüzünden kaldıranlar! Fukarayı soyup zengin olanlar! Otomobillerde uçanlar!
Nüfusumuzun yarısını oluşturan kadınlarımız, Cumhuriyet idaresinden önce bir gün bile saygın bireyler olabilmişler miydi acaba?
Sayfa 31
İşte Mustafa Kemal, şeriatın bu 'Osmanlı kadını'nı, 'Laik Cumhuriyetin Türk kadını' haline getirerek, onu erkekle eşit haklara kavuşturarak ikinci sınıf bir mahluk, nefis körelten bir esire olmaktan çıkarıp toplumun hür, aydın, aktif, onurlu bir üyesi yapacaktı.
Sayfa 32
125 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.