Avrupalılar ve Hristiyanlar için, ‘Türk’ kelimesi ‘Müslüman’la eşanlamlı olarak düşünüldü; dolayısıyla da bir Hristiyan din değiştirip Müslüman olursa ‘Türkleşti’ diye tanımlandı.
Bir Hayalim Var
Martin Luther King... Irksal eşitlik ve siyah vatandaşların eşit vatandaşlık hakları için yaptığı eylemler ve yürüyüşlerle 1964 yılında Amerika'da Yurttaş Hakları Kanunu'nun çıkmasını sağlamış Afro-Amerikalı bir siyahi hareket lideri. Şiddet içermeyen eylemleri ile ABD'yi boynuna asılan "Zenciler ve köpekler giremez" utancından
Sayfa 21 - Dua yayıncılık
Reklam
MÜTHİŞ TESPİT!
Birey ile cemaati, din ile bilimi, özgürlük ile ahlâkı, millet ile devleti, akıl ile tarihi, kimlik ile aidiyeti karşı karşıya getiren modernleşme tecrübemiz ortaya yarım kişilikler, karışık zihinler, daralmış vicdanlar ve neticede parçalanmış bir toplumsal ve tarih tasavvuru çıkarttı.
Sayfa 28 - İnsan YayınlarıKitabı okudu
Tekfir meselesi günümüzde insanların çoğu tarafından karıştırılan meselelerden bir tanesidir. Tekfir; İslam'ı sabit olmuş, şirk ve küfürden berî olan muvahhid insanlar hakkında sakınılması gereken bir hüküm olduğu halde, kimileri bunu şirk içerisinde yaşayan, hayatına Allah'tan başkalarının karıştığı, yaşantılarında İslam'ın yalnızca sureti olan ve sadece "kimlik Müslümanı" diyebileceğimiz bazı zevat hakkında sakınılması gereken bir olgu olarak lanse ederek tekfirin kural ve kâidelerini bu gibi insanlar üzerinde tatbik etmekte ve içerisinde bulundukları şirk ve küfür amellerinden dolayı onlara Müslüman muamelesi yapmayan insanları "tekfircilik" ve "haricilik ile suçlayabilmektedirler.
Çünkü din hem insanlara güçlü bir ben tasavvuru ve kimlik verir hem de etkin bir sosyal mobilizasyon aracıdır.
Aynı şey erkekler için de geçerlidir. Kimliğini sakal, takke, şalvar, tesbih olarak taşıdığını zanneden nice insan; sadece bir ambalaj, bir aksesuar ya da bir gösteriş alameti olarak bunları taşırlar. Eğer kimlik, sorumluluk kazandırırsa kimliktir, yoksa sadece bir malzemedir; sakal ise kıldır, sarık ve şalvar ise sıradan elbisedir. Onun için kimlik ile yaşantı uyum halinde olmalıdır. Yunus'un da dediği gibi: "Dervişlik olsaydı taç ile hırka Biz dahi alırdık otuza kırka "
Sayfa 128
Reklam
Bütün dönemlerde, meşru olarak "kimlik" denebilecek kadar her koşulda ötekilerden son derece üstün, tek bir ana aidiyet olduğunu düşünen insanlar olmuştur. Kimileri için ulus, kimileri içinse din ya da sınıf. Ama hiçbir aidiyetin mutlak surette baskın çıkmadığını anlamak için dünyada olup biten farklı çatışmalara bir göz gezdirmek yeter. İnançlarının tehdit altında olduğunu hisseden insanlar arasında, bütün kimliklerini özetler gibi görünen şey dinsel aidiyet oluyor. Ama tehdit altında olan anadilleri ve etnik gruplarıysa, o zaman dindaşlarıyla kıyasıya savaşıyorlar. Türkler de Kürtler de Müslüman, ama dilleri farklı; çatışmaları bu yüzden daha mı az kanlı? Hutular da Tutsiler gibi Katolik ve aynı dili konuşuyorlar, bu onların birbirlerini katletmelerini önleyebildi mi? Çekler ve Slovaklar da Katolik, bu, bir arada yaşamalarını kolaylaştırmış mıydı?
Kur’an başörtüsünü emrettiği iki ayette de kullandığı ifadelerde başörtüsünün hikmetinin bu kimlik oluşturmanın bir sonucu olduğunu birdirmiştir. Özellikle Ahzap Sûresi’nde geçen şu ifade bunun en büyük delilidir: “(Başörtülerini takmaları) Onların tanınması (toplum içerisinde kimliklerinin bilinmesi) ve incitilmemesi içindir.” İşte başörtüsü “Müslüman Kadının Kimliğidir” deyişimiz bundan dolayıdır. Başörtüsü Müslüman hanımın kimliğinin öne çıkması için dişiliğinin gizlenmesidir.
Sayfa 94
Sağ kanattan aşırı görüşlüleri ele alacak olursak; bunlar mevcut durumu zor kullanarak korumaya çalışırlar. Uyguladıkları şiddet hep ırk, milliyetçilik, din ve özgürlük gibi kimlik simgelerinde ifadesini bulur. Mevcut tehlikenin güncel çözümlemesi asla yapılmaz. (...) nefretleri, kendi ezilmiş canlılıklarını onlara hatırlayan her şeye yönelir.
Sayfa 54 - Çitlembik Yayınları
kendi dinini, kimliğini, çıkarlarını herkesle eşit kabul etme düşüncesi bile birçok insanı tedirgin etmeye, öfkelendirmeye yetiyor aslında. insanlar içten içe, 'ne yani, benim inancım, kimliğim herkesinkiyle eşit mi? e, o zaman benim hiçbir özelliğim, üstünlüğüm kalmıyor; herkesle inançta, kimlikte eşitlenirsem ben ne bok yiyecem, benim bu kimliklerden başka bir niteliğim yok ki! biterim lan ben!' diye düşünüyor. din sadece 'din' değil çünkü, kimlik de sadece 'kimlik' değil. her biri gücü, otoriteyi, iktidarı sembolize ediyor. her şey tam bir aldatmaca yani. barış dediğimiz şey insanların kavuşmak için çırpınıp bir türlü ulaşamadığı, hasretlik çekilen sevgili değil ki. insanlar gerçekte barışı istemediği için barış yoktur. dediğim gibi, eşitlik birçokları için ürkütücüdür, bu nedenle 'barış' kadar insanların tüylerini diken diken eden çok az kavram vardır aslında. ve maalesef böyle hissedenlerin sayısı hiç de az değil.
1.000 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.