Mustafa Kemal, Trikopis arasında ki, konuşma
İsmet Paşa, Trikopis ile olan konuşmasını bitirince palas­kasını ve kılıcını taktı. "Sizi resmi vaziyetimle Başkomutana takdim edeceğim" dedi. Trikopis ve Digenis'i Mustafa Kemal'in Uşak'taki karargahına götürdü. Mustafa Kemal Paşa, Fevzi Paşa ile onları ayakta karşıladı. Mustafa Kemal Trikopis'in elini yakaladı,
Sayfa 423 - Kırmızı Kedi Yayınevi, 2022 / Üçüncü Basım: Haziran 2022, İstanbulKitabı okudu
"Taarruz saati yaklaşırken Mustafa Kemal, ordularına verdiği savaş emrini İsmet İnönü'ye yazdırdı: 'Ordular, ilk hedefiniz Akdeniz'dir!" Yunan seferi ordusu bir imha savaşı planlarken şimdi Mustafa Kemal gidişatı tersine çevirmişti. 26 Ağustos sabahı, güneş doğmadan önce Mustafa Kemal karargâhını savaşın yapılacağı meydanı
Sayfa 190 - Pegasus YayınlarıKitabı okudu
Reklam
Kumandan merakla sordu: "Hayrola, neden durdunuz?" "Haberler iyi değil! Binbaşı Rüştü'nün süvarileri İngilizlerin eline düşmüş." "Haber önden giden süvari alayından mı?" "Yok! Rüştü Bey' in süvarilerinden birini aşağılarda dolanıp dururken bulduk." "Nerede çarpışmışlar?" "Çarpışma yok! Bunlar nehrin ötesine geçmek üzere bir bedeviyi rehber edinmişler. Karşıya geçer geçmez Anzakların içine götürmüş bizimkileri. Bizim süvari alayından da haber yok." Sıcak hava birden soğuyuvermişti. Arkalardan biri "Bu topraklar bundan böyle bize dost değil!" dedi.
Sayfa 110 - Ulus Dağı YayınlarıKitabı okudu
Atatürk Çanakkale savaşlarında pek sıkışık bir anında süvarileri feda etmekten başka çare olmadığına göre kumandanı çağırır, hücum emrini verir. Kumandanın hiç tınmadan geri gitmesi üzerine, galiba anlamadı diyerek: - Kumandan Bey ne dediğimi anladınız mı, diye sorar. O da: - Evet efendimiz, ölmekliğimizi emrediyorsunuz, der.
Her iki çarpışmada da Mustafa Kemal el indeki son ihtiyatları . hatta atsız kalan süvarileri ve jandarmaları dahi savaşa sürmek zorunda kalmıştı. Her iki çarpışmada da Türklere zaferi kazandıran ve yarımada ile İstanbul'u kurtaran. eldeki bu bir avuç asker ile Mustafa Kemal'in olağanüstü kişiliği olmuştu.
Işık Süvarileri, Lozan Konferansı'na, Şeyhülİslam Sabri Efendi'nin demesiyle,"Şafi Mezhepli Saidi Kürdi"nin risalelerinden bakmayı öğrendiler. Süvari'nin durumunu anlamak için Emirdağ'da kağıda dökülen bildirinin 31. sayfasına bakmak yeterlidir: "Konferansın birinci defasında Türk başmurahhası (İsmet Paşa) büyüğüne, yani Mustafa Kemal'e bildirmek zorunda olduğu için memlekete dönüyor... Bir arada ve daima başbaşa, Mustafa Kemal ile İsmet, beraber içtimaları ve karar: Din öldürülecektir. (..) İşte asıl bundan sonra ki, Türkler bir daha eski satvet ve şevketlerine kavuşamayacaklardır. Zira biz onları maneviyat ve ruh cephelerinden öldürmüş bulunuyoruz. Yani Mustafa Kemal ve İsmet'in verdikleri karar, Türk milletini İslamiyet ve din cihetinde öldürmek kararıdır." Süvarilerin eğitiminde bununla da yetinildiğini sanmıyoruz. Risaleye göre Türk murahhasları İngilizlere ayrıca şöyle demişler: "Siz Türkiye'nin mülki tamamiyetini (egemenliğini-toprak bütünlüğünü) kabul ediniz. Onlara ben İslamiyeti ve İslam temsilciliklerini ayaklar altında çiğnetmeyi taahhüt ediyorum.
Reklam