Aşksız ve paramparçaydı yaşam bir inancın yüceliğinde buldum seni, bir kavganın güzelliğinde sevdim. Bitmedi daha, sürüyor o kavga ve sürecek yeryüzü aşkın yüzü oluncaya dek.
Oysa bence dünyayı döndüren, içimizdeki bitmek tükenmek bilmeyen mutluluk özlemi.
Reklam
"Dışında bulduğun güzellik, özgürlük, barış mutluluk gün geldiğinde gidiyor ama eğer içinde bulabilmişsen, hiçbir zaman. Onun için bir şeyin kalıcı olmasını istiyorsan onu mutlaka içinde bulmalısın. "
Tanrı, Adem'i yaratmayı dilediği zaman melekler yeryüzünün her yerinden birer örnek toprak toplayarak göğe çıkarır veya Mekke ile Taif arasında bir yere bırakırlar. İyice karıştırılan toprak üzerine kırk gün ya da kırk yıl hüzün yağmurları, arkasından da bir gün ya da bir yıl mutluluk ve sevinç yağmurları yağdırılır. Toprak siyah ve kokuşmuş çamur (hame), yapışkan çamur (tin-i lazib) aşamalarından geçtikten sonra Tanrı, Adem'in gövdesini şekillendirir. Gövde güneş altında uzun süre bekler ve dokunulduğunda ses veren kurumuş çamur (salsal) durumunu alır. Bundan sonra Tanrı gövdeye ruhundan üfler. Adem cennetten çıkarıldıktan sonra Hint'e, bir rivayete göre de Seylan (Seren dip) adasına konulur.
Ah aşk...
YERYÜZÜ AŞKIN YÜZÜ OLUNCAYA DEK Aşksız ve paramparçaydı yaşam bir inancın yüceliğinde buldum seni, bir kavganın güzelliğinde sevdim. Bitmedi daha, sürüyor o kavga ve sürecek yeryüzü aşkın yüzü oluncaya dek.  Ne dudaklarda yarım şiirler Ne solmuş aşk ve deniz Uçurumlarda direnen güller Törenlerle yakılmıyordu henüz Dimdik ayaktaydı bitimsiz
İçimizde bitmek tükenmek bilmeyen bir mutluluk özlemi var...Bizi mutlu edecek şeyi bulmak istiyoruz. Ama ne yazık ki mutluluklar hep gelip geçici,anlık.Gölgeler gibi,zamanla kaybolup gidiyor.Oysa biz gerçek ve kalıcı bir mutluluğun özlemini duyuyoruz.Mutluluğun uçup giden gölgesini istemiyoruz,kendisini istiyoruz.
Sayfa 109Kitabı okudu
Reklam
55 öğeden 11 ile 20 arasındakiler gösteriliyor.