Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Bir Irmak Deniz Olur İçimde
Bir duvara sırtını vermek gibidir bir şehre yaslanmak Ey tarihi sırtında taşıyan ırmak, yüzümüze değen serinlik Sen denizlere taşı bildiğin bütün aşkları Onar kalbini aşktan yaralı kim varsa Ey ırmak, ne zaman öpsem seni alnıma konuyor serin bir tebessüm Şehri ikiye böler gibi böl bütün savruluşları Bir yanım baharda kalsın salkım saçak söğütler Bir yanım düşte kalsın ay düşsün kalbime Uzak nedir ki şimdi bir ırmak bir denizi öper durur sessizce..
Sayfa 20 - okur kitaplığıKitabı okudu
Mustafa, "Nemli kitapları kurtarmalıyım önce!" diye düşündü. Evden kilimler, yatak çarşafları aldı. Serdi cayıra. Nemlikitapları beşer onar güneşe çıkardı. Serdi tek tek. Sayfalarını cevirdi. Ciltlerin altını Üstüne getirdi. Günde yirmişer, otuzar kitap kurutarak hepsini kurtardı. Ama eski yazı okuyamıyor. Neyin ne olduğunu bilmiyor. Bekir Kütukoglu adında bir arkadaşı var. Ankara'da Dil Tarih Coğrafya Fakültesi'nde okuyor. Onlara eski yazıyı öğretiyorlar. Bir yaz tatilinde Mustafa'ya yardımcı oldu. Mustafa, küçük kağıtlar kesip Bekir'in söylediklerini yazarak kitapların içine koydu. Yukarı odaya raflar yaptırdı. Böyle böyle, kitapları daha iyi kurtardı.
Sayfa 35 - Literatür Yayınları
Reklam
Ancak beşer, onar kişiden oluşan bu partilerin ulus gözünde bir yerleri olmadığından ve ulus temsilcilerini bu kez İstanbul'daki politikacılardan değil, kendi içindeki öz yurttaşlardan seçmekte olduğundan, bunlar başarılı olamayacaklarını anlayarak telaşlanıyorlar. Buna karşı bizim elimizden ne gelebilir? Bu noktadaki gerçek karşısında hükümetin kararsızlığı şaşılacak şeydir. Sözü edilen baskı nerede, kimin tarafından nasıl yapılmıştır?
“Anlat derdini Markopaşa’ya” diye bir laf vardır ülkemizde… Soruna muhatap bulamadığımızda, bizi dinler gibi yapan ama çözüme dair hiç bir şey geliştirmeyen insanlar ya da kurumlar için söylediğimiz bu söz, benim incelememde yer değiştirecek; bu kez Markopaşa bize derdini anlatmayı deneyecek. Hadi o zaman, çok bekletmeyelim paşamızı. Türkiye
Sivas Kongresi Beyannamesinde yer alan hilafet ve saltanat ağırlıklı ifadeler, Ankara’da Meclis’in açılışını haber vermek üzere Heyet-i Temsiliye adına Mustafa Kemal tarafından, illere, sancaklara, Müdafayı Hukuk merkezlerine ve belediyelere gönderilen 21 Nisan 1920 tarihli yazıda daha da yoğun bir tarzda tekrarlanır. Milli Mücadele’yi yönlendiren
Sayfa 135
Ankara'da toplanan milletvekilleriyle 11 Nisan 1920'de bir ön görüşme yapılır. Bu ön görüşme de meclisin 22 Nisan Perşembe günü açılması kararlaştırılır. Fakat daha sonra karar değişikliğine gidilerek açılış tarihi 23 Nisan cuma günüene ertelenir. Değişikliğin nedenini, Mustafa Kemal Paşa "Heyet-i Temsiliye Reisi" sıfatıyla "kolordulara, 61. Fırka komutanlığına, tüm vilayetlere, müstakil livalara, müdefaa-i hukuk heyet-i merkeziyelerine ve belediye reislerine" gönderdiği 21 Nisan 1920 tarihli tâmiminde "Cuma günün kutsallığından yararlanmak" olarak açıklar.* Bu, toplumda son derece güçlü olan ve Milli Mücadele'yi başarıya ulaştıran dini duygu ve düşünceleri dikkate alan yaklaşımın gereği olur. Bu, aynı zamanda, Milli Mücadele'yi zafere ulaştıran ruhun hangi ruh olduğunu gösteren önemli bir belgedir. *Tam metin için bkz: Atatürk, Atatürk'ün Bütün Eserleri, C. 7, s.344, 345; Atatürk, Nutuk, C.I, s.431, 432. Sadeleştirilmiş metnin kaynağı bkz: Onar, Atatürk'ün Kurtuluş Savaşı Yazışmaları, C.II, s. 112, 113
Sayfa 13 - Pınar Yayınları
Reklam
Gûş eyle sevdiğim dinle ahımı Hiç bundan ziyade ah u zar olmaz Gayet hazer eyle alma ahımı Aşıkın ağlatan berhudar olmaz Bir melek neslidir gönlümü alan Bildirip ismini demezem falan Ta'n etmesin bana ehli dil olan Divane meşrebim bende âr olmaz Hicrinle derunum yanıp tutuşur Sanma sinem zahmı onar yatışır Sağ göreyim bana aşkın yetişir Cihanda böyle bir yadigar olmaz Gönül sevdiğine intizar ister Bülbülün ağladır gonca har ister Gurbette ziyade muhib yar ister Yiğide hercai yar-ı gar olmaz Kamil'in sevdiği bir simin-tendir Bulunmaz misali nazik-bedendir Talimden midir bilmem nedendir Kimi sevsem kaçar bana yar olmaz IV. Mehmed Giray(ö. 1674)
Mustafa Kemal, Türk Özgürlük ve Bağımsızlık Savaşı’nın kutsal bir boyutunun olduğunu; bu mücadelenin aynı zamanda, Müslümanların bağımsızlığını/kurtuluşunu amaçladığını belirtmiştir. Atatürk, 1921 yılında Azerbaycan temsilcisi İbrahim Abilof’u Çankaya’da kabulünde şu açıklamayı yapmıştır: “Bu kutsi mücadelede, milletimiz, İslâm’ın Kurtuluşuna dünya mazlumlarının refahlarının artırılmasına hizmet etmekle müftehirdir.” (22) (22) Mustafa ONAR, Atatürk’ün Kurtuluş Savaşı Yazışmaları, Kültür Bakanlığı Yayınları, Ankara, 1995, c. I, s. 214. Suat İLHAN, Harp Yönetimi ve Atatürk, Atatürk Araştırma Merkezi, Ankara, 1987, s. 85; Komisyon, ATATÜRK’ÜN Bütün Eserleri, c. XII, s. 36.
Sayfa 12 - Togan YayınlarıKitabı okudu
21 öğeden 11 ile 20 arasındakiler gösteriliyor.