Cemal, Mustafa Kemal'den kabiliyetli subayları Kabil'e göndermesini istemiştir. Kral Emanullah, Cemal'i bir aracı olarak ve General Kress'i Afganistan çıkarları için kullanarak Almanya'dan savaş gereçleri ve silah satın almayı istemektedir. Kesin olarak ifade edilirse, Bedri Bey, Cemal'in ajanı olarak Enver'in tavsiyesi üzerine Seeckt ile gôrüşmüş ve Kress'in yardımıyla başlangıç gereçlerini yerleştirmiştir. 1. Dünya Savaşı süresince ve sonrasında, Afganistan Orta Asya çevresine tek çıkıştı: İngiliz idaresi veya etkisi altında olan Hindistan ve İran sınırları kapalıydı. Emanullah Alman yapımı askeri silah alımı için 400.000 sterlin teklif etmeye hazırdı.
SENUSİ HAREKETİ
Seyyid Ahmed Eş-Şerif, öğrenimini bizzat amcasının gözetiminde gördü.
Yeni liderin karşısındaki en önemli sorun,
Avrupa Emperyalizmine karşı verilmesi gereken ölüm-kalım mücadelesi idi. Kanının son damlasına kadar mücadele eden Senusiler sonunda Fransızların askeri ve teknik güçlerinin fazla oluşuna yenik düştüler. 1909'da yenilgi
Sayfa 149 - Bir YayıncılıkKitabı okudu
Zor Zamanlar, Yalnız Adamlar
"Kral Faysal, döneminde yapayalnız bir adamdı. İslâm dünyasında ufkunu ve fikirlerini paylaşabileceği çapta bir lider yoktu. O da Enver Sedat'tan (Mısır) Zülfikâr Ali Butto'ya (Pakistan) çeşitli vasat isimlerle çalışmak zorunda kalmıştı. Yine de tek başına başardığı işler, hâlâ isminden söz etmeyi gerektiriyor.
Sayfa 78Kitabı okudu
Kral Konstantin'in "Ankara'ya doğru" emrini verdiği günlerde, Mustafa Kemal, bir yandan Sakarya önlerinde Yunan'a karşı bir ölüm-kalım savaşına hazırlanırken, öte yandan da Enver Paşa ile uğraşmaktadır.
Kral Faysal, döneminde yalnız bir adamdı. İslâm dünyasında ufkunu ve fikirlerini paylaşabileceği çapta bir lider yoktu. O da Enver Sedat'tan Zülfikâr Ali Butto'ya çeşitli vasat isimlerle çalışmak durumunda kalmıştı. Tıpkı, Recep Tayyip Erdoğan'ın şu anki yalnızlığı ve bunun karşısında İslâm dünyasının hayatî meselelerimize olan hissizliği ve sessizliği gibi...!
Kral Faysal, döneminde yapayalnız bir adamdı. İslâm dünyasında ufkunu ve fikirlerini paylaşabileceği çapta bir lider yoktu. O da Enver Sedat'tan (Mısır) Zülfikar Ali Butto'ya (Pakistan) çeşitli vasat isimlerle çalışmak durumunda kalmıştı. Yine de tek başına başar dığı işler, hâlâ isminden söz etmeyi gerektiriyor.
Sayfa 78