Seyit onbaşı 215 kiloluk top mermisini sırtında taşırken, ordu komutanımız Liman von Sanders paşaydı. * İstihkam komutanımız… Erich Paul Weber paşaydı. İstihbarat komutanımız… Perrinet von Thauvenay paşaydı. Donanma komutanımız… Wilhelm Anton Souchon paşaydı. Genelkurmay ikinci başkanımız… Bronsart von Schellendorf paşaydı. Boğazlar
Sayfa 49
Sağlığında özel bir ilgi ve ikram göstermeyenler, ona vefatından sonra heykel dikmişlerdi. Oysa Çanakkale'nin Seyit Onbaşı'sı, bakımsızlıktan ve sağlıksız beslenmekten dolayı hastalanmış, zatürre olmuş ve ölmüştü.
Sayfa 130Kitabı okudu
Reklam
TURİSTİK GEZİ BİLETLERİ BOŞA GİTTİ Seyit Onbaşı, İngiliz-Fransız sömürgecilerinin iştahlarını kursaklarında bıraktı. Çünkü muhteşem donanmanın mutlaka Çanakkale'den geçeceğine inanmışlardı. Donanma Çanakkale'yi geçince Marmara, Marmara'dan sonra da İstanbul ele geçirilecekti. Osmanlı başkentinin düşmesi demek, Osmanlı'nın felç olması, kötürüm olması demekti. Ve bu sonuca kesin gözüyle bakılıyordu. Bu kesinliğin Batı kamuoyuna yansıması da, Londra ve Paris'ten İstanbul'a seyahat programlarının hazırlanmasıydı. Boğaziçi'nin mavi ve tatlı dalgaları karşısında geçirilecek zevkli günler hayal besleyici düşünceleriyle, vapur şirketleri tarafından, seyahat için gidiş-dönüş biletleri bile basılmış, hatta Cook şirketi İngilizlere bin bilet de satmıştı. Dönmemek üzere geleceklerdi. Şükürler olsun ki, Çanakkale'de şahlananlar müsaade etmediler. Dönmeyi düşünmeden yürüdüler düşman üstüne... Yüz geri döndürdüler...
Sayfa 143 - Yeni Mecmua, Çanakkale Özle Sayısı, s. 27-115Kitabı okudu
Seyit Onbaşı Seyit... O top mermisini nasıl taşıdı? Bana sorarsanız... Şöyle taşıdı... Seyit, o top mermisini taşırken... İstihkâm Komutanımız kim? Weber Paşa! İstihbarat Komutanımız kim? Thauvenay Paşa! Donanma Komutanımız kim? Souchon Paşa! Genelkurmay 2’inci Başkanımız kim? Bronsart Paşa! 1’inci Ordu Komutanımız kim? Liman von Sanders Paşa! E bütün payeler Alman subaylarına verilince, 276 kiloluk top mermisini sırtta taşıma payesi kime kaldı? Seyit Onbaşı’ya! Hesapta yabancılar saldırıyor... Ordu, yabancıya emanet!
Seyit Ali Onbaşı
Batarya, şiddetli bir atış hâlindeydi. Mermi taşıyan arabalar yetersiz kalıyordu. İşte tam bu sırada, Havran'lı kahraman er Seyid, savaşın heyecanıyla öyle bir manevi güce ulaşmıştı ki, normal zamanlarda yerinden kıpırdatması bile mümkün olmayan 215 kilogram ağırlığındaki mermileri, rahatlıkla kaldırıp, sırtında taşıyarak toplara kadar çıkarmayı başarmıştı.
Sayfa 136Kitabı okudu
Besmelesiz beslemeler
Tarihi gerçekleri inkâr etmek suretiyle tarihe ve tarihi yapan kahramanlara sataşmak,yeni bir moda akımı galiba... Önce Fatih Sultan Mehmed'i hedef aldılar, içki içtiğini filan yazdılar. Ardından gemileri karadan yürüttüğünü inkar etmeye kalktılar. Ardından Ulubatlı Hasan'a sarktılar. Öyle birisinin yaşamadığını yazıp çizdiler. Nerdeyse "Bizans hiç fethedilmedi,İstanbul sandığımız yer aslında daima Bizans'tır."diyeceklerdi. Ecdadın yürek vuruşuyla buluşmamış olandan her şey beklenir. Şimdi de Çanakkale Zaferi'ne ilişkin olarak anlatılan kahramanlık destanlarına 'efsane' olarak niteleyenler türedi. Ocean zırhlısı,Seyit Onbaşı'nın sırtında taşıdığı 250 kiloluk top mermilerinden biriyle batmamış,mermi 'meçhul' bir yerden gelmiş... Bir televizyon tartışması sırasında,"Seyit besmele ile topu ateşledi"dediğimde muhattabım allak bullak olmuş,"Bir de hatim indirseydiniz bari,o kargaşada insanın aklına besmele gelir mi?" diye 'bilimsel' bir tepki göstermişti! Anında şu cevabı verdim:"Sizin gibi;besmelesizler dışında herkesin aklına gelir!" Sehit'in,daha önce hiçbir idman yapmadan ,250 kilodan daha ağır top mermilerini nasıl taşıyıp namluya sürdüğünü 'besmelesiz beslemeler' açıklayabilirler mi?
Sayfa 13 - Nesil Yayınları/1. Baskı/Mart 2015Kitabı okudu
Reklam
110 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.