"...İsteme ayarların bozulmuş senin. Her neredeysen orada olmak istemiyorsun. Her halin kiracısı olmuşsun sen. Böylece hiçbir sorumluluk almıyorsun. Bir çeşme görsen fotoğrafını çekip gidiyorsun. Akar mı akmaz mı umrunda değil. Dünyaya turist olmuşsun."
Adaletin müşterek bir sorumluluk olduğunu tüm dünyanın fark etmesi gerekiyor
Reklam
Ülkenin yakın tarihine ilişkin bilgisi günden güne artan ve bildiklerinin çoğunun yanlış olduğunu ya da farklı bir açıdan bakıldığında bambaşka bir görüntü sergilediğini öğrenen Alper, ülkesinin mağdur ettiklerine karşı vicdani bir sorumluluk hissetmekle böyle hissetmesi için kurulmuş bir düzence kandırıldığı hissi arasında bocalıyordu. Mağdura acıma hissinin ötesine geçemiyordu. Ülkesine yönelik saldırı ve eleştiriler karşısında, özellikle de bunları dile getiren Türk değilse, savunmacı bir refleksle ülkesine sahip çıkıyordu. Hükümetten hoşlanmasa da ülkesini ve devletini seviyordu. Onun için bu iki kavram, ülke ve devlet, yani Türkiye ve Türkiye Cumhuriyeti, sadece kendisinin azarlayabileceği bir evlat gibiydi. Nasıl ki bir ebeveyn, evladını bir başkası azarladığında o kişi haklı da olsa çocuğunu korur ve saldırganlaşırsa, Alper de ülkesine yönelik eleştiriler karşısında benzer bir refleks gösteriyordu.
Sayfa 91 - Sözler: Ne imiş söyle aşkın tılsımı?Kitabı okudu
İçimizde "ötekilerin" refahı ve iyiliği için belli bir sorumluluk hissi doğduğunda o beşeri ilişki ahlaki bir yan taşır. Sorumluluğumuz bütünüyle diğerkam/özverili ve koşulsuz olduğu sürece ahlakidir. Basitçe birey oldukları, dolayısıyla bizi sorumlu olmaya zorladıkları için diğer insanlara karşı sorumluyuzdur.
Her şeyi genetiğe bağlama çabası, insanı sorumluluk alan ve davranışlarının sorum- luluğunu taşıyan bir varlık olma boyutundan çıkarmaktadır.
Aşk-ı Kabristan
Sayın, roman kalıbı sever, Hayat, kalıplara sığmayacak kadar kısa ve kendini aşman gereken uzun bir tekâmül yolculuğu... kısa cümlelere sığdırılamayan bir derinlik... özlü sözlerle yol aştırmayan bir umman... insan olmann, dağların kaçındığı emâneti yüklemenin verdiği sorumluluk ağırlığınca ve derinliğince olsun okuduğun kitaplar...
Sayfa 167 - Kozak yayıneviKitabı okudu
Reklam
"Onca mesafe olayı temizliyordu. Belki de ne kadar uzaksan o kadar az umursuyor ve o kadar az sorumluluk duyuyordum. Ne var ki bu bana yanlış geliyordu..."
En sorumluluk sahibi İkinci Yeni, aralarında en sorumlu entelektüel Cemal Süreya' dır. Polemikler yapar, dergiler çıkarır, dergilere çalışır, sokağa, meyhanelere çıkar, arşivlere kapanır, dünyayı taze takip edip Türkiye'de kapalı kapılar ardında sürdürdüğümüz tartışmalarımızın alışkanlıklarını sorgular, geniş bir sahayı izler, kendi sevdiği sevmediği beğendiği beğenmediği şairlerin ve şairlerin değil yalnızca ama öykücülerin, eleştirmenlerin denemecilerin hatta politikacıların bile serüvenlerini izler.
Batı'nın yeniçerileri olan aydınlar eliyle; maddeci kültüre dayanan, gücü ve küstahlığı gençliğinden gelen ve tarih boyunca Türk-İslâm medeniyetinin alternatifi olan Batı medeniyetine peşkeş çekilir. Tanzimat'tan beri "dilleri de dinleri de başka" olan aydınlar, değerlerine ters düştüğü halktan kopar. Böylece bir millet irfandan kültüre, umrandan uygarlığa sürülmüş olur. Böyle bir ortamda, her namuslu aydın gibi sanatçıya da yüklenen çok önemli bir sorumluluk vardır Cemil Meriç'e göre: "Yolunu şaşıran sözde aydınları kızmadan, sabırsızlanmadan irşada çalışmak. Sanat da din gibi ayırmaz birleştirir."
Geri199
1.000 öğeden 991 ile 1.000 arasındakiler gösteriliyor.