Türkiye'de, "sınıfsızlık" iddia edenler, belki Batıdaki modern sanayi burjuvazisinin Türkiye'de eksikliğine kapılıyorlar. Şu satırlar, tasvir olarak doğrudur: "1863'te Avrupa bankalarına bir milyar frank borcu olan Osmanlı İmparatorluğu, yerli sermayedarların sanayileşme hareketine dayanan bir devlet olmaktan çıkmıştı. Devlet, daha ziyade Avrupa sermaye hareketinin yarattığı, tüccar, banker, komisyoncu, büyükzürrâ gruplarının menfaatlerini koruyan bir cihaz haline girmişti. Avrupa sermayedarlığının sömürme alanını arttırdıkça, devlet adamlarını bile, rüşvet yollarıyla kendisine ortak ettiğini görüyoruz
_İnsanca yaşamanın tek yolu, insanlığa düşman olan şeylerle savaşmaktır. _Kapitalist üretim biçiminin ekonomik yasalarının, sosyalist üretim biçiminin öncüsü olduğunu ve sınıf mücadelesinin kapitalist toplumsal üretimden köken aldığını ortaya koymak amacıyla siyasi ekonomi olarak kapitalizmin eleştirel bir analizidir. _Ne kadar az yer, içer,
Reklam
Türkiye'de sosyal sınıfların yok olduğunu öne sürmek: Türkiye'nin barbarlık çağında yaşadığını söylemektir.
Sayfa 97
Asker kodamanlar mı, yoksa sivil kodamanlar mı daha çok vurgun sağladılar sorusu, şimdi Türk milleti için önemce sıfırdır. İş, Türkiye'de vurgunculuğun bir sistem olup olmamasıydı.
Sayfa 90
Ecnebi sermaye Türkiye'yi "iğfal" etmemiştir. Yerli sermayemiz adlı yosmamız ona çılgınca gönül verdiği için, yabancı sermaye aralık bırakılmış kapıdan, Türkiye'de "hovardalığa" girmiştir.
Sayfa 16
Önce, üretim ve sermaye öylesine bir tekelde toplanır ki, tekeller yalnız önemli bir rol oynamakla kalmaz, toplum ekonomisinde kesin ve son sözü söyler duruma gelirler; ikinci olarak, tekelci banka sermayesi ve tekelci endüstri sermayesinin birleşmesiyle ortaya bir malî oligarşi çıkar; üçüncü olarak, mamül madde bir yana, asıl sermaye ihracı baş gösterir; dördüncü olarak, uluslararası tekelci birlikler dünyayı bölüşürler; beşinci olarak, en büyük kapitalist devletler de yeryüzünün toprak bakımından bölüşümünü tamamlarlar. Kapitalizmin tekelci aşamaya dönüşmesi ve giderek emperyalizme varması kaçınılmazdır, çünkü bu gelişim üretici güçler, üretim ilişkileri ve kapitalist sistemin iç çelişkilerinin bir sonucudur.
Sayfa 141 - İleri YayınlarıKitabı okudu
86 öğeden 111 ile 86 arasındakiler gösteriliyor.