''...Bütün Seç bir kilsede ibadet edirdi. Onlar oruc ve pehrizin ne olduğunu eşitmek bele istemedikleri halda kilseni son damla qanlarına qeder müdafie etmeye hazır idiler...''
- Andri'yi mi gördün? diye haykırdı Taras, Ne diyorsun sen? Nerede gördün onu? Zindanda mı? Bir çukurda mı? Hapiste mi? Eli kolu bağlı mıydı?
- Efendim Andri'nin elini kolunu kim bağlayabilir? Şimdi öyle gösterişli bir savaşçı olmuş ki... Yemin ederim tanıyamadım onu! Apoletleri de, kol ağızları da altın sırmalı, zırhı altın işlemeli, kalpağı altın işlemeli, kemeri altın işlemeli, her şeyi altın, evet her şeyi altın... Kuşların cıvıldaştığı, otların hoş kokularını çevreye yaydığı ilkbahar sabahlarında güneşin yüzünü pırıl pırıl gösterdiği gibi şimdi o da altınlar içinde pırıl pırıl parlıyor. Voyvoda en iyi atını vermiş ona. Yalnız altındaki at iki yüz som altın eder.
Sayfa 108 - Türkiye İş Bankası Kültür YayınlarıKitabı okudu