Johannes von Gutenberg, elma şarabı presini yaklaşık olarak 1454 yılında hareket edebilir kurşun harflerle metin baskısı yapabilme işine uyarlamadan önce, ahşap baskı Avrupa'da bir asır boyunca görüntüleri yeniden üretmenin yolu olmuştu. Gutenberg ise Hollanda'dan gelen yeni yağlı boyaları kullanmayı ve düşük kalite kâğıtları tercih etti. Kitap sahibi olmak i zamana dek bir ayrıcalıktı ve okuma kabiliyeti genel olarak rahiplere atfedilmişti. Kitaplar yoğun şekilde işlenmiş, çoğu zaman süslemeleri olan, el yapımı eserlerdi. Başlı başına birer adanmışlık timsaliydiler ve her kopyada metin kısmen bozuluyordu. Basılı kitaplar seri üretimin başlangıcı oldu. Paris ve Venedik kendi yazı harflemelerini geliştirerek ("Roman" ve "İtalik") tekniği uyarladılar.
Okuryazarlık, İncil'i yerel dillerde yayınlayan Martin Luther'in taraftarları için önemli bir araç oldu. Masrafsız, birbirinin aynısı metinler üretebilmesi öğretimin gelişmesine imkân sağladı; bireysel eğitim aristokrat ailelere tanınmış bir ayrıcalıkken tüccarların oğulları bir arada öğrenim görebildi. Önemli metinlerin nüshalarına kolay erişilmesiyle kitap ticareti, Reform ve kapitalizmin büyümesi bir arada yaşandı.
Modern ulus-devlet anlayışı ciddi olarak ancak 1500'den sonra, başka dillerde yazılmış çok sayıda kitap ulaşılabilir hâle geldiği zaman gelişmeye başladı.
Galatasaray Lisesi aslında ilk ve yükseköğretim arasında dinler arası bir ortaöğretim müessesi olarak 1868'de, yani Darü'l fünun'un açılma tarihinden bir yıl önce açılmıştır. Lise, Fransız Eğitim Bakanı Duruy'nin verdiği eğitim raporundaki tavsiyelerden biri olarak açılmıştı. Okutulacak dersler Fransızca olacak ve Fransız edebiyatından başka, Türkçe, Latince, Grekçe, tarih ve müspet bilimler okutulacaktı. Öğretim tamamıyla din adamı olmayan kişilerin elinde olacaktı.
Türkçülük, Türk soyunun tarihi geleceğine dayanarak, kadın hususunda hür düşüncelidir ve kadına saygı beslemektedir. Ancak, kadının koket (çok süslü giyinen ve modaya düşkün) derecesine düşmesine de şiddetle karşıdır. Kadına saygı beslemek, onu erkekle kayıtsız şartsız eşit tutmak anlamına gelmez. Tanrı'nın ayrı yarattığı iki cinsi bir tutmak, tabiat yasalarına aykırı bir davranıştır. Kadınların her türlü öğrenimi yapmalarına ve bazı durumlar dışında her mesleğe girmelerine taraftarız. Fakat aile yapısının korunması bakımından kadının her şeyden önce analık ve evdeşlik görevini yapmasını isteriz."
"Türkçülük, Türk soyunun tarihi geleceğine dayanarak, kadın hususunda hür düşüncelidir ve kadına saygı beslemektedir. Ancak, kadının koket (çok süslü giyinen ve modaya düşkün) derecesine düşmesine de şiddetle karşıdır. Kadına saygı beslemek, onu erkekle kayıtsız şartsız eşit tutmak anlamına gelmez. Tanrı'nın ayrı yarattığı iki cinsi bir tutmak, tabiat yasalarına aykırı bir davranıştır. Kadınların her türlü öğrenimi yapmalarına ve bazı durumlar dışında her mesleğe girmelerine taraftarız. Fakat aile yapısının korunması bakımından kadının her şeyden önce analık ve evdeşlik görevini yapmasını isteriz."
Tarih, sadece sıkıcı bir kronoloji değil; günümüzde bizlere de bir şeyler söyleyen canlı bir organizma. Böyle bakınca, her seyahat aslında kalın bir cilt kitabı dikkatlice okumak kadar öğretici ve ibretlerle dolu...