Işık, gölge ve kalbimin atışı ve vücudumda akan kanın damarlara sürtünmesi ve bir kuşun nazlı ötüşü, kapının önünden geçen bir mandanın çıngırağının çınlaması ve perdeleri titreten hafif esinti ve dahi ötelerde ağlayan bir bebeğin zar zor kulağıma erişen sesi, ağaçların arasından geçer rüzgarın yarattığı hışırtı ve güzel hatıralarım, hareket eden insanlar, yemek yiyenler, nargile fokurtuları, solup alıp verenler içimi acıtıyor. Ve aklımı istila eden fikirler, hatırladığımm şarkı sözleri dahi tarifsiz bir ızdırap veriyordu bana.
Sayfa 145 - DOĞAN KİTAPKitabı okudu
Tam yerinde bitmeyen şarkılara kızmayacaksın artık.
Sayfa 33 - YKYKitabı okudu
Reklam
11 ci Bölüm.
Bu dünyanın neresindesin, hiç düşündün mü? Ne olarak var oluyorsun bu dünyada? Amacın ne, ne kadar yer kaplıyorsun, hayallerin ne, ne için buradasın sen? Aynanın karşısına geç, ve sor kendine: Ne için buradayım ben? Herkes ama herkes bu dünyaya bir sebeple yollandı. Herkesin burada olmasının bir sebebi var. Sen de biliyorsun... İçinde büyük bir dünya var senin. Çiçeklerle kaplı, bulutlarla çevrili bir dünya. Biliyorum, bazen o bulutlar kararıyor yağmur yağıyor içine. Ama sen de biliyorsun ki her yağmur sonrası güneş açar. Ve yine bilmelisin ki, yağmur yağmadan çiçek açmaz... Bırak yağsın yağmurun. Bırak aksın gözyaşların. Yoruldun mu, bırak tutmasın bacakların. Çaresiz misin? Kal öyle. Bırak artık kendini, üzüntünü yaşa. Kendine engel olma, kendini tutma. Kendi felaketine kollarını aç. Ellerin mi titriyor, bırak titresinler. Titreye titreye durmayı öğrenecekler. Üzüntünü durdurmaya çalışma. Her şeyi yaşayacaksın bu hayatta, hüznü de mutluluğu da. Oysa sen şimdi hüznünü durdurmaya çalışıyorsun ya, sadece hüznün değil mutluluğun da duruverir böyle. Her şeyi dolu dolu yaşa ki evren de sana mutlu olma zamanın geldiğinde mutluluğunu da dolu dolu yaşatsın. Hayat bir nehir, akıp gidiyor. Suyun üstüne uzat bedenini, akıp git sen de. İnan bana, şelaleden aşağı düştüğünde güzel bir gölde uyanacaksın. Şimdi kapat gözlerini, aç kollarını, arkana doğru yaslan ve kendine şöyle mırıldan, "Su akar, yolunu bulur."
Yorgun ve bıkkın olanlar der ki: “Güzellik tatlı fısıltılardan oluşur. Ruhumuzda konuşur. Sesi sessizliklerimize teslim olur, gölge korkusuyla titreyen zayıf bir ışık gibi.”
(EVLİLİK KUŞAĞINDA GÖLGE DANSI) ...Ki evlilikten beklenenler ile ilişki arasındaki en büyük fark budur. Benim ilişki deneyimim, iki kişinin nispeten zorlantılı bir şekilde bir￾birlerinin seçilmiş içsel arketipleriyle sandalye kapmaca oynamalarıdır. Benim sert sokak çocuğum, senin gece kulübü meleğinle aşk yaşıyor. Ben senin evsiz berduşunum, sen
Sayfa 149Kitabı okudu
"Güzellik tatlı fısıltılardan oluşur. Ruhumuzda konuşur. Sesi sessizliklerimize teslim olur, gölge korkusuyla titreyen zayıf bir ışık gibi."
Reklam
284 öğeden 91 ile 100 arasındakiler gösteriliyor.