Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
İnsan, böylelikle, umut dolu, kendi yolunda gider durur; günler uzun ve sakindir, güneş yukarıda gökyüzünde parlamakta ve akşam bastığında üzülerek yok olmaya yüz tutmaktadır. Ama bir noktada, belki de içgüdüsel olarak, insan geri döner ve arkasında bir kapının kapanarak dönüşü olanaksız kıldığını fark eder.
Zamanların en iyisiydi, zamanların en kötüsüydü, hem akıl çağıydı, hem aptallık, hem inanç devriydi, hem de kuşku, Aydınlık mevsimiydi, Karanlık mevsimiydi, hem umut baharı, hem de umutsuzluk kışıydı, hem her şeyimiz vardı, hem hiçbir şeyimiz yoktu, hepimiz ya doğruca cennete gidecektik ya da tam öteki yana –sözün kısası, şimdikine öylesine yakın bir dönemdi ki, kimi yaygaracı otoriteler bu dönemin, iyi ya da kötü fark etmez, sadece "daha" sözcüğü kullanılarak diğerleriyle karşılaştırılabileceğini iddia ederdi.
Reklam
Olsun biz yinede umuda devam... Umut hep var...
"Umut bu, alır gerçeğin ötesine götürür, yol kenarına atar adamı. Dön dönebilirsen."
Silik, utangaç ve iki kelimeyi yan yana getiremeyen biri olduğunda insan, dahi filan olmayı bekliyor ama bende o da yok. Çok susup, sabit gözlerle bi nesneye bakınca biri görse “Kim bilir içinde ne fırtınalar kopuyordur, ne savaşlar veriyordur, zihninde ne kaleler yıkıp, ne devletler kuruyordur.” diye düşünür ama bende vallahi o da yok. Neye bakıyorsam onu düşünüyorum. Mesela ekmeğe mi bakıyorum “ekmek” yazıyor düşünce balonumda.
Sayfa 39 - SıfatsızKitabı okuyor
O kadar silik bir insanım ki kurduğum cümlelerde bile doğru düzgün özne yoktur. Özne ortaya çıkmaz, özne bile kaçıp saklanır, gizli öznedir. Dolaylı tümleçle, zarf tümleciyle kur cümleyi, anlat anlatabilirsen derdini. Dün bütün olanlara rağmen Bengü’ye onu çok sevdiğimi söylemeye gittim. Kim gitti? Ben gittim(G.Ö\Ben). Y. rrağımı gittim!
Sayfa 37 - SıfatsızKitabı okuyor
Reklam
Silik biriyim ben. Sesim zaten pek çıkmaz. Hani bazen çok uzun sure sustuktan sonra biri bir şey sorunca cevap verirken, ses tonumuzu ayarlayamayız, sesimiz osuruk gibi çıkar ya, işte ben o ses tonunda konuşurum. Anlattıklarım çok da matah şeyler değildir ama anlatmak isterim. Tam anlatmaya başlayıp “iyi gidiyorsun oğlum, hadi şu son cümleyi de bağlarsan, aklını alacaksın onun” diye düşünürken, karşımdaki “abi biraz yüksek sesle konuş, ne diyorsun anlamıyorum” der. Or.spu çocuğu nasıl da büyük bir rahatlıkla söyler bunu.
Sayfa 37 - SıfatsızKitabı okuyor
Bölünme Arzusu: Ayrılıklar ve istençler
Bölünme arzusu çoğu zaman zenginlikleri başkalarıyla paylaşmak istememenin ifadesidir. Genel kanıya göre bütünün bir parçasında refaha ulaşmak, o bütünde kaybolmaktan daha kolaydır. Bazen çoğunlukta olan taraf faydasız gördüğü azınlıktan kurtulmak ister, bazen de azınlıkta olan taraf bağımsızlık kazanarak daha iyi bir gelecek kurmayı umut eder.
Sayfa 113 - Erdem yayınları
Ah, özgürlük, özgürlük! Hatta küçük bir işaret, onun olabileceğine ilişkin küçücük bir umut bile insanın ruhunu kanatlandırıyor, öyle değil mi?
Sayfa 29 - Yordam EdebiyatKitabı okudu
1.000 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.