İnsan kabahatin kendinde olduğunu bilince, hakikatin zehri kendine sıçramasın diye suçu, başının üstünden geçen kuşa bile atabilir.
Sayfa 117Kitabı okudu
Bu adamlar nasıl o kadar haşin davranabilmişler? Bana öyle uysal, öyle mütevekkil görünüyorlar ki... Onları bu kadar cansız, lakayt görünce Viyana kapılarında dehşet saçan o ağır yatağanları bile kaldırmaya mecalleri olmadığını sanırsınız. Türkçe, Musa'nın Romence ve İbraniceden sonra üçüncü ana dili olduğundan onlarla havadan sudan yarenlik ediyor. Ben bu adamları sevdim! Bilmiyorum acaba sadece muzaffer oldukları günlerde mi acımasız oluyorlar? Ama Musa'nın deyimiyle, onların "hali hazırdaki felsefesi" benim hoşuma gidiyor. Hayatın zorluklarına aldırış etmiyorlar ve maddi rahatları için kendilerini yiyip bitirmiyorlar. Rahatlarına çok düşkünler. Bunu anlıyorum.
Reklam
İnsan kabahatin kendinde olduğunu bilince, hakikatin zehri kendine sıçramasın diye suçu, başının üstünden geçen kuşa bile atabilir.
Sayfa 117Kitabı okudu
Oluklar yapıp dereyi tekkenin altından akıtıp uysal ve faydalı olmaya zorladıkları, ona değirmen çarkını çevirtmeye başladıkları vakit gücüme gitmişti. Dere, arada bir coşup taştı mı, hendekleri yıkarak özgür akmaya başladı mı , çocuk gibi seviniyordum. Ancak durulunca buğday öğütülebileceğini biliyordum oysa.
Sayfa 24
İnsan kabahatin kendinde olduğunu bilince, hakikatin zehri kendine sıçramasın diye suçu, başının üstünden geçen kuşa bile atabilir.
Sayfa 117Kitabı okudu
sevgi çağının sonu
İnsan kabahatin kendinde olduğunu bilince, hakikatin zehri kendine sıçramasın diye suçu, başının üstünden geçen kuşa bile atabilir.
Sayfa 117Kitabı okudu
Reklam
365 öğeden 21 ile 30 arasındakiler gösteriliyor.