Abdülaziz Han hâ'l ediliyor
Abdülaziz Han, Topkapı Sarayı'na nakledildi. Sarayburnunda karaya çıkan hakan ve ailesi, arabalara bindirilerek Saray'ın harem kısmına getirildiler. Saray hazırlanmamıştı. Hakan ve ailesine öğle yemeği verilmedi. Üçüncü Selim dairesine yerleştirildiler. Önce bunun, çok kaba bir dikkatsizlik eseri olduğu sanıldı. Zira burası, 68 yıl önce, Üçüncü Selim'in Şehid edildiği daire idi. Sonradan bilhassa bu daireye yerleştirilmeleri için Hüseyin Avni Paşa'nın emir verdiği anlaşıldı. Türk ordusunun başındaki adam, çepeçevre düşmanla çevrili büyük bir imparatorluğun Orduları ile uğraşacağına böylesine süfli işlerle vakit harcayıp mizacına yakışır şekilde eğleniyordu.
Nitekim Cumhuriyet’i kuranlar Abdülhamid Han’ın kurduğu okullardan çıkmışlardır. Hem de gerçekten iyi bir eğitim alarak. Yılmaz Öztuna Abdülhamid kitabında bu konuyu çok güzel özetler: “ Cumhuriyet’i, istisnasız Sultan Abdülhamid devrinde eğitim gören kuşaklar kurdu. Cumhuriyet’in kurucusu Atatürk, Selanik’te modern ilkokulda, askeri ortaokulda, Manastır’da askeri lisede, İstanbul’da Harp Okulu’nda ve Harp Akademisi’nde okudu. Geniş kültür sahibi, mükemmel bir asker oldu. Almanya, Avusturya-Macaristan, Fransa, İngiltere, Birleşik Amerika’da daha yüksek kalitede subay yetiştirilmiyordu. Türk subayı, en iyi derecede Türkçe öğrendi. Nutuk’ta kullanılan inanılması zor zenginlikte bir Türkçe... Yabancı dil öğrendi. Prusya kurmaylarıyla strateji tartışması yapabilen bir kurmay subayı olarak yetişti.”
Sayfa 260 - Lopus YayınlarıKitabı okudu
Reklam
Tarih, siyaset değildir. Tarihçi siyasi cereyanları tarafsız şekilde incelemeye alışmış adam demektir. Bu alışkanlığı edinemeyen, günün modasına göre söz söyleyen yazar, tarihçi değildir.
Sayfa 24 - Ötüken Neşriyat YayınlarıKitabı okudu
Ne yazık ki Türkiye’de böyle bir sorun var; “ Atatürk’ü seviyor isen, Abdülhamid’e küfretmen gerek ya da Abdülhamid’i seviyor isen, o zaman da Atatürk’e küfretmen gerek gibi.” Hâlbuki bizim yapmamız gereken sadece tarihi araştırmaktır. Ne yazık ki yakın tarih bir nefret aracına döndü. Siyasi amaçlı bir nefret amacı.... Ünlü tarihçi Yılmaz Öztuna anlatır; “ Türkiye tarihi yazılır. İşte taksit taksit yayınlanır, herkes çok beğenir filan ama 12. cilde gelince Abdülhamid’i doğru anlatınca şaştım kaldım diyor, büyük bir tepki gelmeye başladı. İlk başta beni Türk Tarih Kurumu’na üye yapmak istediler üst düzey isimler diyor ardından Abdülhamid Han ile ilgili iyi şeyler yazınca, bir daha arkası gelmedi diyor.” Ne yazık ki bu kin üst makamlar tarafından yıllarca tetiklendi.
Sayfa 259 - Lopus YayınlarıKitabı okudu
Osmanlı saftır. Babasının suçu yüzünden oğlunun zarar görmesine çok üzülür. Böyle bir halt edeni çok ayıplar. İdam ettiği adamın oğlunu sadrâzam yapar ki, Osmanlı tarihinde hayli örneği vardır.
Ötüken YayıneviKitabı okudu
Ermeniler, Kürtçe konuşan Müslüman köylerini basarak, bulabildiklerini, kadın ve çocukları asla ayırmaksızın katliâm ettiler. Çok defa çengele asmak, hâmile kadınların karınlarını deşip bebeklerini süngüyle çıkartmak, erkeklerin organlarını kesip ağızlarına koymak gibi yıldırma metodlarını uyguluyorlardı. Öldürmeden önce Kürt kız ve kadınlarının mutlaka ırzına geçiliyordu. Ve üç beş yaşındaki kız ve erkek çocuklar buna dâhildi. Câmîleri, tekkeleri, medrese ve mektepleri Müslümanlarla doldurup ateşe veriyorlardı.
Sayfa 82 - Ötüken Neşriyat YayınlarıKitabı okudu
Reklam
1.000 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.