Asım Bezirci'nin yararlı incelemesi: Sabahattin Ali. ( . . . ) Bir dönemde ad ve eseri üzerine gereksiz yere koyu bir karanlık örtülen Sabahattin Ali, sözlü ve yazılı tanıkların ayrıntıları ve eserlerini çözümleyen bir eleştirinin değerlendirilişiyle ışığa çıkıyor. Daha önce Ahmet Haşim, Ohan Veli'nin üzerinde de dikkatli çalışmalar yapmış olan Bezirci, Sabahattin Ali'nin kahramanlarını, konuların, çevrelerini, düşüncelerini, anlatım ve biçim özelliklerini metinlere dayalı bir inceleme yöntemiyle belirtiyor. Hemen hemen eksiksiz bir kaynakça de vererek. Rauf Mutluay (Cumhuriyet, 4. 7. 1974)
Ortaçağda kısa anlatım biçimleri Avrupa'daki kurmaca dünyalarının ayrıntılı haritasını çizmemize yardımcı olur. İtalyan halk dilindeki hikaye biçimi heterojen bir anlatım bütününden ortaya çıkar; bu bütün, sözlü olarak aktarılmış ve zaman içinde, hem temaların çeşitliliğine hem de özellikle Akdeniz'e kıyısı olan iki büyük uygarlık -Arap-Müslüman ve Hristiyan uygarlıkları- arasındaki sınırların ne kadar geçirgen olduğuna tanıklık eden yazılı bir geleneğe dönüşmüştür. Akdeniz engin coğrafi hayal gücünün diyarı olan Doğu ile Batı arasındaki başkahramandır ve insanlığın sayısız hikayesinin Avrupa'ya ulaşmasına imkan tanır.
Yazıyı bilen ve yazısız kültürler arasındaki karşıtlığı ortadan kaldıran bir yazı kavramı geliştirmiş olması, Derrida'nın bir katkısıdır. Bu yazı kavramı işaret kuramı temelinde kurulmamıştır. Çünkü işaret kuramı bağlamında, yazı zaten ikincil bir konuma düşmektedir. Resim-yazı, konuşulan sözcüğün işaretidir; konuşulan sözcük bir şeyin ya da